1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Trittin ABD konusunda iyimser

Oliver Pieper17 Aralık 2004

Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te sona eren İklim Konferansı’da ABD’nin Kyoto Protokolü’nü imzalamaya yanaşmaması zirve boyunca tartışıldı. DW’den Oliver Pieper, ABD’nin tutumu ve iklim sorunu ile ilgili Almanya Çevre Bakanı Jürgen Trittin ile görüştü…

https://p.dw.com/p/Aae5
Alman Çevre Bakanı Jürgen Trittin, ABD'nin tavrının büyütülmemesi gerektiğini söylüyor...
Alman Çevre Bakanı Jürgen Trittin, ABD'nin tavrının büyütülmemesi gerektiğini söylüyor...Fotoğraf: dpa

Almanya Çevre Bakanı Jürgen Trittin, Amerikan yönetiminin Kyoto Protokolü ile ilgili tutumunun en azından dört yıl içinde değişmesini beklemediklerini, bu konuda hayal kurmamak gerektiğini belirtiyor. Buenos Aires’te gerçekleştirilen iklim konferansında Amerikan müzakereci Harlan Watson’ın ifadeleri de Amerikan yönetiminin tutumunu yansıtıyordu.

Watson, Kyoto’nun Amerikan ekonomisine zarar vereceğini ve 2012 yılından sonrası ile ilgili hedefler konusunda şimdiden konuşmak için çok erken olduğunu belirtti. Almanya Çevre Bakanı Jürgen Trittin, ABD’nin konferanstaki olumsuz tutumuyla ilgili şunları söyledi:

“İklim konferanslarından ve geçen yıllardan öğrendiğim şey, geçiş dönemindeki bir hükümetin ne yapacağını kestirmenin zor olduğudur. Bu, aynı Başkan’ın yönetimindeki hükümet değişiklikleri için de geçerlidir. Dolayısıyla Amerikan tarafının şu anki olumsuz tutumunun çok fazla büyütülmemesi gerektiğini düşünüyorum.“

İngiltere’nin girişimi bekleniyor

Alman Çevre Bakanı, bu konuda İngiltere’ye bel bağlıyor. İngiltere önümüzdeki yıl hem sekizler grubunun, hem de Avrupa Birliği’nin dönem başkanlığını üstleniyor. İngiliz hükümeti, bu dönemde ABD’yi iklim konusunda harekete geçirebilmek için çevre politikaları ile ilgili bir girişimde bulunmayı planlıyor. Trittin, ABD’nin karbondioksit atıklarının aşırı yüksek olduğunu hatırlatarak, Amerika’nın iklim koruma çabalarına katılmasının bir zorunluluk olduğunu belirtiyor:

“Temelde aynı yaşam standartlarına sahip olan ABD’de nasıl oluyor Avrupa’dakinin iki katı fazla sera etkisi yapan gaz yayılıyor, bunu açıklayabilmek mümkün değil. Sorunun özü bu.“

ABD’de bazı eyaletlerde bu yönde girişimlerde bulunuluyor. Colorado eyaletinde seçmenler halk oylamasında, 2015 yılına kadar eyaletin enerji ihtiyacının en az yüzde 10’unun rüzgar ve güneş enerjisiyle karşılanması için oy kullandı. Maine eyaleti sera etkisi yaratan gazların azaltılması için yasa çıkardı. Montana’da seçmenlerin çoğunluğu, maden işletmelerinin ödediği çevre vergilerinin artırılmasını istedi. ABD’nin kuzey komşusu Kanada, Kyoto Protokolü’nü onayladı.

Trittin iyimser

Avrupa’da 1 Ocak tarihinden itibaren emisyon ticareti yürürlüğe giriyor. Buna göre bir ülke, başka bir ülkeden çevre kirliliği kuponları satın alacak, karşılığında azaltması gereken gaz miktarından, sahip olduğu kuponun değeri ölçüsünde muaf olacak. Bu uygulamaya ABD’den eyaletlerin de katılması şimdilik hayal gibi görünüyor. Ancak Trittin iyimserliğini koruyor ve Kyoto Protokolü’nün yürürlüğe gireceğini 2001 yılında hiçkimsenin mümkün görmediğini hatırlatıyor:

“Üç yıl önce Rusya’nın Kyoto’yu onaylayacağını söylediğimde herkes bana şaşırıyordu. Ben ise bu sürece dahil olmanın Rusya’nın ekonomik çıkarlarının bir gereği olduğunu söylüyordum. ABD içinde de benzer gelişmeler görüyorum. Gerçi ABD 2008 yılından önce Kyoto Protokolü’ne dahil olmayacaktır, ancak sera etkisi yaratan gazların sınırlandırılması konusunda ABD’de hiçbir gelişme olmadığını söylemek kanımca yanlış olur.“