1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Tsunami sonrasında afet bölgesinde durum

Christoph Heinzle19 Şubat 2005

Asya’da tsunami faleketinin üzerinden iki ay geçmesine rağmen büyük çaplı maddi yardımların Hindistan ve Sri Lanka’da büyük sorunlara yolaçtığı gözleniyor. Bu ülkelerde kimi zaman kargaşa ortamının, yolsuzluklar ve hedefsiz özel yardım girişimlerinin, yeniden imarı güçleştirdiğine dikkat çekiliyor. Kuzey Alman Radyoları Yeni Delhi muhabiri Christoph Heinzle’nin tsunami bölgesinden izlenimleri:

https://p.dw.com/p/Aawv
Tsunamide en çok zarar gören yerlerden biri olan Banda Aceh'te imar çalışmaları sürüyor
Tsunamide en çok zarar gören yerlerden biri olan Banda Aceh'te imar çalışmaları sürüyorFotoğraf: AP

Sri Lanka’nın güneyindeki Hambantota yöresinde yeni bir yerleşim yeri inşa ediliyor. İki kilometrekarelik bir alanda afetten zarar görenlere konut inşaatları yapılıyor. 6.000 kadar konutun, özel firmalar ve hükümetlere bağlı olamayan kuruluşlar tarafından inşa edildiğine dikkat çekiliyor. Bir balıkçı köyü olan Hambantota’da, afetten önce 800 kadar ailenin yaşadığı söyleniyor. Ancak balıkçılar yeni yerleşim yerlerine değil, kıyıya yakın eski Hambantota’ya dönmek istiyorlar. 62 yaşındaki Muhammed Abdi bu durumu şöyle açıklıyor:

“Ben başka bir yere gidemem. Evimi eski yerinde inşa etmek zorundayım; biz balıkçıyız, denize yakın olmalıyız, tehlike falan bizi ilgilendirmiyor, nasıl olsa bir gün zaten hepimiz öleceğiz.”

Deniz kenarlarında yaşayanlar tahliye edilecek

Sri Lanka hükümeti ise binlerce kişiyi denizden 100 ila 200 metre içerlerdeki boş arazilerde yaptıracağı yeni yerleşim birimlerine tahliye etmekte ısrarlı. Sri Lanka’da yardım çalışmaları yürüten “HELP” örgütü yerel koordinatörü Heide Feldmann bu konuda farklı düşünüyor:

“İnsanların kendi rızalarına ve görüşlerine saygı göstermeden, onları kolayca bir yerden alıp diğerine yerleştiremezsiniz. Dikkat edilmesi gereken nokta budur!”

Sorunlar bitmiyor

Sri Lanka ve Hindistan’da yeniden imar çalışmaları çeşitli sorunlarla karşı karşıya. Bu sektördeki yoğun talep nedeniyle, gerekli donanım, işçi ve uzmanlar için büyük fiyatlar isteniyor, ayrıca ülkede bulunan 1.000’i aşkın yardım örgütü arasında koordinasyon zor sağlanıyor. “HELP” örgütünden Heide Feldmann da bu soruna dikkat çekiyor:

“Büyük bir kargaşa yaşanıyor, yani bu, ideal bir çalışma biçimi değil. Bu kargaşa ile başetmek için çok gayret var ama hükümetlere bağlı olmayan kuruluşlar ve tek tek girişimlerle uğraşmak güç. Çok sayıda yardım kuruluşu, sağlanan maddi kaynakların akılcı biçimde kanalize edilmesini isitiyor. Köylerle ne kadar direkt temasa geçilir ve hükümetlere bağlı olmayan kuruluşlarla ne kadar işbirliği ve koordinasyon sağlanırsa, o kadar iyi sonuç alınıyor.”

Herşeye rağmen yardım faaliyeti, -medyanın ve bağış yapanların da ısrarlı çalışmaları sayesinde- hızlı yürüyor. Ancak, “Save the Children” adlı çocuk yardım kuruluşu çalışanlarından Muhammed Aftab, yeniden inşa çalışmalarının uzun soluk gerektirdiğini vurguluyor:

“Şu an medya ilgilendiği için çalışmalar hızlı yürüyor, ama tempo zamanla azalacak. Bu nedenle insanları sürekli seferber etmek gerekiyor. Yeniden imarın doğru bir biçimde devam etmesi için, oluşturulacak bir çalışma grubu sürekli baskı yapmak zorunda.”

Yardımlar aksayabilir

Güney Asya’ya yardımların aksaması durumunda, bunun ciddi sonuçları olabileceğine dikkat çekiliyor. Çalışmalara katılan makamların inanırlığını yitirebileceği ve çok sayıda yardım kuruluşunun olumsuz etkileneceği gibi, bir afetten sonra dünya çapında bir daha böyle dev boyutlarda bir dayanışmanın ve yardım kampanyasının seferber edilemeyeceği vurgulanıyor.