1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 1706 Schwellenländer Green New Deal

21 Haziran 2009

Mali kriz ekonomide etkili olmaya devam ediyor. Uzmanlar krizden çıkış yolları arasında çevre ve iklim yatırımlarına işaret ediyor. Çin ve Hindistan bu alanda Batılı ülkelere örnek bir politika izliyor.

https://p.dw.com/p/IVft
Yenilenebilir enerji milyonlarca ek istihdam imkânı yaratılabilecek potansiyelde
Yenilenebilir enerji milyonlarca ek istihdam imkânı yaratılabilecek potansiyeldeFotoğraf: picture-alliance/dpa

Düşük karbonlu, kaynakların etkin kullanımına dayalı sürdürülebilir ekonomiyi oluşturacak Küresel Yeşil Yeniden Yapılanma (Global Green New Deal) de küresel mali krizden etkilenen alanlardan biri. Ancak mali krize rağmen yenilenebilir enerji yatırımları her geçen gün artıyor. BM Çevre Programı (UNEP) tarafından hazırlanan rapor, özellikle güneş ve rüzgâr enerjisi kullanımında Çin gibi gelişmekte olan ülkelerin, diğer dünya ülkelerini geride bıraktığını gösteriyor. Helle Jeppesen'in haberi:

Mali kriz, hiç şüphesiz, iklim krizine oranla gündemin daha ön sıralarında yer alıyor. BM Çevre Programı UNEP'in araştırmaları, 21'inci yüzyılın ekonomisini var edecek Küresel Yeşil Yeniden Yapılanma (Global Green New Deal) sayesinde, hem çevre ve iklime hizmet edilebileceğini, hem de önümüzdeki yıllarda milyonlarca ek istihdam imkânı yaratılabileceğini öngörüyor. Rapor ayrıca, geleneksel endüstri ülkelerinin bu yeni enerji sektörüyle ilgili treni kaçırabileceğine de işaret ediyor. Çevre ve Kalkınma Örgütü'nden Jürgen Meier rüzgâr enerjisinde Çinlilerin daha şimdiden batılı ülkeleri geride bıraktığını söylüyor:

Çin, solar termik santrallerde dünya lideri

Deutschland Solarenergie von Conergy nach Australien
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

“Örneğin Çin, solar termik santralleri açısından açık farkla dünya lideri. Yani binalardaki sıcak su temininin güneş enerjisiyle sağlanmasında diğerlerine oranla elinde daha fazla olanak var. Çin ayrıca dünyadaki en azimli rüzgâr enerjisi programına da sahip. Hatta yerli üreticileri sayesinde, ithalat yapmaya dahi ihtiyaç duymuyor. Bazı Avrupalı üreticiler Çin'in rüzgâr türbinlerinde kullanılan rotor piyasasını ele geçirmesinden endişeli. Ayrıca Çin, yüksek randımanlı fotovoltik güneş hücreleri de tasarlıyor. Çin'de yeterince talep olmadığı için bu ürünü daha çok ihracat için hazırlıyor. Ama gelecek yıllarda Çin'deki iç talebin artacağını düşünüyorum.”

BdT Deutschland Klima Umwelt Kohlekraftwerk in Niederaussem Umweltverschmutzung
Fotoğraf: AP

Çevre ve Kalkınma Forumu Direktörü Jürgen Meier, uzun yıllar enerji piyasasındaki gelişmeleri yakından takip etmiş bir isim. Meier'in bu konudaki bilgi ve birimleri BM Çevre Programı UNEP'in raporuyla da onaylanıyor. UNEP Sözcüsü Virginia Sonntag-O'Brien 2008 yılında yenilenebilir enerji yatırımlarının dünya genelinde artış gösterdiğini belirterek, bu alandaki en büyük yatırımların Çin, Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerde yapıldığını vurguluyor:

“Gerçekten de, Çin gibi ülkelerin sanayi ülkelerini geride bıraktığına dair pek çok gösterge mevcut. Bu konuda en güncel gelişme ise Çin'in rüzgâr enerjisinin yaygınlaştırılması açısından ABD'nin önüne geçmesi. Çin ve Hindistan gibi genç sanayi ülkeleri, dev nüfusun enerji ihtiyacını karşılamak için ne gerekirse yapıyor. Bu ülkelerin liderliğe yükselmesi bence çok iyi oldu.”

UNEP raporu, genel olarak yenilenebilir enerjinin hızla bütün dünyaya yayıldığını ortaya koyuyor. Gerçi mali kriz alternatif enerji alanındaki yatırımları sekteye uğrattı ama sektör, krize nispeten daha iyi göğüs geriyor. Son beş yıl içerisinde yenilenebilir enerji yatırımları dört kat arttı. 2008' de toplam yatırımlar rekor yılı 2007'nin yüzde beş üzerindeydi.

Solarkraftwerk in Australien
Fotoğraf: picture-alliance/dpa


Hızlı gelişme fiyatları düşürüyor

Mali krizle bağlantılı olarak, 2008 yılında yenilenebilir enerji sektörüne ait çok sayıda hisse senedi değer kaybetti. BM Çevre Programı'na göre, bu olumsuz gelişmenin tüketiciyi etkilemeyeceği kanaatinde. BM Çevre Programı Sözcüsü Sonntag O-Brien sektörde fiyatların oldukça düştüğünü ve düşmeye de devam edeceğini kaydediyor:

“Fiyatların gerçekten düşüyor olması bu sanayi kolundaki hızlı gelişmeyle ilgili. Özellikle de fotovoltik alanında. Bu endüstri kolu birçok yeniliği de beraberinde getiriyor. Ne kadar fazla üretim olursa, standartlaşma da o denli fazla oluyor ve endüstride kullanılan modüllerin fiyatları da düşüyor.”

Sıfır emisyonlu enerji üretimi gelecekte hayal olmaktan çıkacak. BM Çevre Programı Sözcüsü, bu yolla Aralık ayında Kopenhag'da imzalanması planlanan iklim sözleşmesinde sürdürülebilir enerjiyi canlandırmak için etkili bir vuruşun yapılabileceğini savunuyor:


“Kopenhag'da alınacak sonuç çok, ama çok önemli. Biz, BM Çevre Programı olarak, Frankfurt Ekonomi ve İşletme Yüksek Okulu'nun işbirliğinde dünyanın tanınmış şirketlerini kapsayan bir anket yaptık. Buna göre ankete katılan 80 firmanın yüzde 97'si Kopenhag İklim Sözleşmesi'nin kilit rol oynayacağını ve yenilenebilir enerji sektörünün geleceğini belirleyeceğini söyledi.”

Helle Jeppesen / Çeviri: Özlem Coşkun

Editör: Ahmet Günaltay