1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Unutulmuş güneydoğu Avrupa uygarlığı: Traklar

Michael Köhler29 Temmuz 2004

Almanya bugünlerde eski bir uygarlığa evsahipliği yapıyor. Bonn’daki Kültür ve Sergi Salonu Traklar’ın efsanevi altın ve gümüş hazinelerini sergiliyor. "Traklar – Orpheus’un altınlar diyarı” adıl altında düzenlenen sergi, 28 Kasım 2004 yılına kadar izlenebilecek.

https://p.dw.com/p/AaiM

MÖ önce üçüncü ve ikinci yüzyıllarda, bugün Trakya olarak adlandırılan bölgede yaşayan Traklar, Asya ile Avrupa arasında kültür köprüsü oluşturuyordu. Traklar, hem Anadolu, hem de Balkanlar kültürüne damgasını vurmuş bir uygarlıktı. Sanat eserlerinde göze çarpan, Yunan mitolojisi ile Pers kültüründen öğelerin bir karmasından oluşan formlar, bu eski kültürün zenginliğine işaret ediyor. MÖ 1200’lerde orta Anadolu’ya kadar göç eden Traklar, günümüzde yapılan kazı çalışmalarıyla yeniden gün ışığına çıkıyor. Asya’nın steplerinden göçerek Avrupa’nın en eski uygarlığını koran Traklar hakkında ünlü tarihçi Herodot şunları yazıyor:

"Traklar, Hintliler’den sonra dünyanın en büyük halk grubu. Birlik olmayı başarırlarsa, kimse onları altedemez."

Savaşçı, kararlı ve yaşama bağlıydılar

Bonn’da sergilenen, antik dönemin en büyük altın hazinesi, Versace imzalı bir yemek servisine benziyor. Gianni Versace, Medusa başı ve altın motiflerle bezeli yemek servisleri ya da diğer objelerle Trakya sanatını yorumlayarak günümüze taşımıştı. Traklar’ın günlük kullanım nesnelerindeki motifler, onların yaşam biçimine ilişkin ipuçları veriyor, savaşçı, güçlü, kararlı ve yaşama bağlı olduklarını gösteriyor. Arkeolojik buluntular aynı zamanda, Traklar’ın şarap yaptıklarına da işaret ediyor. Traklar’ın yazıyı bilmemeleri, yeraltından çıkarılan eser ve hazinelerini dönemin tanıkları olarak daha da önemli kılıyor. Serginin proje yönetmeni Kay Heymer, altın oymalı gümüş kapların, Pablo Picasso’nun 1930 yıllardaki klasik dönemden esinlenen yapıtlarını anımsattığına dikkat çekiyor.

Yazılı eser bırakmadılar

Yunan şairleri ve filozoflarına alay konusu olan, kaba ve kavgacı oldukları için küçümsenen, yazılı eserler bırakmayan, büyük filozoflar yetiştirmeyen Traklar’ın en büyük miraslarından biri ise fresko sanatı. İlk kez sergilenen 2000 yıllık bir duvar resmi bunun tanığı. Sergide yer alan çeşitli çanak, kupa ve gündelik eşyalar, Traklar’ın taptığı tanrıların da çeşitli kültürlerin bileşimini yansıttığını gösteriyor. Biraz Artemis, biraz Diyonizos, sık sık Hermes ve mitolojinin en ünlü Trak tanrısı Orpheus.

Kay Heymer Trak kültürünün, antik dünyada, farklı formlara saygı göstererek, çeşitli kültürlerin sentezinden oluşan bir estetik geliştiren ilk kültürlerden biri olması nedeniyle, büyük önem taşıdığı kanısında. Heymer, antik dönemin post-modern kültürü olarak tanımladığı Traklar’ın, tanınmamayı hak etmediğini savunuyor.