1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Uygurlar bir çatı altında buluşuyor

Philipp Bilsky31 Temmuz 2004

Çin’in Batı eyaleti Sincan'da ortam gergin. Sincan'da çoğu Müslüman olan Uygurlar yaşıyor. Yıllardır Çinliler'in asimilasyon çabalarına karşı direniyor, kültürel kimliklerini korumaya çalışıyor ve siyasi kararlarda daha fazla söz sahibi olmak istiyorlar. Bugüne değin bir örgütün çatısı altında toplanamayan Uygurlular şimdi bu durumu değiştirmeye çabalıyor.

https://p.dw.com/p/AbBg

Uçağı Frankfurt’a indiğinde Muhammed Tohti başına neler geleceğinden habersizdi. Pasaportunu gösterdiği sınır görevlisi, onu polis karakoluna götürdü. Tohti, sürgünde etkili iki Uygur grubunun Münih’teki toplantısına katılmaya gelmişti. Pekin’le gayet iyi siyasi ve ekonomik ilişkileri olan Almanya için diplomatik bakımdan riskli bir olaydı bu. Çin hükümeti toplantıyı önlemek için elinden geleni yapmıştı. Fakat başarılı olamadı. Sınır görevlileri rutin bir kontrolle, Tohti’nin pasaportunun gayet normal olduğunu belirledi ve Münih’e giden trene binmesine izin verdi.

Münih’te, bugüne kadar dünyanın dört bir yanında, parçalanmış durumda yaşayan Uygurlar biraraya geldi ve gelecekte tüm Uygurlar adına konuşacak bir örgüt kurdu: ”Dünya Uygur Kongresi”. Bu, sürgündeki Uygurlar için dev bir adım. Aktif olarak mücadele eden Uygurlar yıllardan beri halklarının kendi kaderi üzerinde daha fazla hakka sahip olması için mücadele ettiği halde, şimdiye kadar bir örgütün çatısı altında buluşamamışlardı. Tüm dünyaya yayılmış olduklarından, aralarındaki iletişim güçlükle yürüyordu.

Ortak bir hedef belirlemek de güçtü, çünkü siyasi çıkarları birbirinden çok farklıydı. Hawaii Üniversitesi’nde Çin azınlıkları uzmanı Dru Gladney, yeni kurulan Dünya Uygur Kongresi’nin de sürgündeki tüm Uygurları temsil etmediğini, fakat yine de bu örgütte biraraya gelenlerin sayısının, bugüne kadar çeşitli örgütlerde biraraya gelenlerden daha fazla olduğunu anlatıyor:

”Bu önemli, bir adım. Kuşkusuz herkes katılmadı buna. Orta Asya’da bu örgütten haberi olmayan Uygurlar da var. Çin dışında yaşayan Uygurların oluşturduğu Orta Asya delegasyonu çok küçüktü.”

Radikaller örgütün dışında kaldı

Bombalı saldırılarla Çin’den bağımsız olmayı hedefleyen radikal islamcı örgütler, yeni örgütün dışında kaldı. Bu nedenle, Dünya Uygur Kongresi, aktif olarak faaliyette bulunan bazı Uygurlara fazla liberal gözüküyor. Yine de örgüt, kendisini diğerlerine göre daha öne çıkaran bir karta sahip: Bu kart, örgüt Başkanı Erkin Alptekin.

Erkin Alptekin, 40’lı yıllarda kısa bir süre yaşayan Doğu Türkistan adlı Uygur devletinin başı olan İsa Yusuf Alptekin’in oğlu. Çin’de Komünistlerin yönetimi devralmasının ardından Alptekinler önce Hindistan’a, oradan da Türkiye’ye kaçmış. Siyasi hedeflere ulaşmada şiddeti reddettiği için Erkin Alptekin’in sözü Batı dünyasında özellikle kabul görüyor. Ayrıca, Amerika’nın finanse ettiği ”Radio Liberty”de uzun yıllar çalışmış olması nedeniyle, Amerika Birleşik Devletleri’nde iyi ilişkilere sahip. Daha kısa süre önce, Amerikan Kongre üyeleri önünde Uygurların durumunu anlatmış.

Fakat Profesör Gladney, Alptekin ailesi Sincan'da’da da unutulmadığını anlatıyor:

”Kısa süre önce Sincan'a gittiğimde Erkin’i sordum. Herkes onun büyük bir kahraman, büyük bir Uygur olduğunu söyledi. Bu insanların onu mu, yoksa babasını mı kasdettikleri pek belli olmuyor. Fakat her şeye rağmen, eski Doğu Türkistan’daki Uygurlar arasında Alptekin adı büyük bir saygınlığa sahip.”

Tohti başkan yardımcısı oldu

Münih toplantısında Muhammed Tohti de başkan yardımcılığına seçildi. Tohti, Dünya Uygur Kongresi’ndeki çalışmasıyla, Uygur halkının tam bağımsızlığa kavuşmasını sağlamak istiyor. Sincan’ın Çin yönetiminde kalması konusunda ise kuşkulu Tohti:

”Çinlilerin ‘bir ülke, iki sistem’ dediği sistemin nasıl işlediğini şu günlerde Hong Kong’da görüyoruz. Çin hükümeti kendi hukuki üstünlüğünde ısrar ediyor ve bu şekilde Hong Kong’daki demokratik süreci durduruyor. Bugüne kadar hiçbir sözlerinde durmadılar. ‘Bir ülke, iki sistem’ yönteminin Doğu Türkistan’daki Uygurlarda nasıl uygulanabileceğini anlamıyorum. Bu bizim için herhangi bir seçenek değil.”

Dünya Uygur Kongresi’nin azami hedefine ne kadar ulaşabileceği belirsiz. 11 Eylül saldırılarının ardından Çin hükümeti, teröre karşı uluslararası mücadele kapsamında Uygur bölücülerinin üzerine daha sert gitti.Pekin’in katı iletişim politikası da, aktif olarak çalışan Uygurların halklarıyla iletişim sağlamalarını olanaksız kılıyor. Münih’te Dünya Uygur Kongresi’nin kurulduğundan Şinciyang’da kimsenin haberi olmadı.