1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Uyum konusunda yeni adımlar

Mirjam Gehrke/DW15 Ocak 2007

Bir göç ülkesi olan Almanya’da entegrasyon önemli bir sorun. Geçen yıl düzenlenen Uyum Zirvesi ve İslam Konferansı'ndan sonra bu yılın ortalarında, yabancıların entegrasyonuna ilişkin Ulusal Uyum Planı açıklanacak.

https://p.dw.com/p/AZXu
Yaklaşık 83 milyon nüfuslu Almanya'da 14 milyon yabancı yaşıyor.
Yaklaşık 83 milyon nüfuslu Almanya'da 14 milyon yabancı yaşıyor.Fotoğraf: AP

Almanya’da yaklaşık 14 milyon göçmen yaşıyor. Doğan her dört çocuktan birisinin anne ya da babası yabancı kökenli. Almanya Başbakanı Angela Merkel, yabancı kökenlilerin topluma uyum konusu ile yakından ilgileniyor. Nitekim Merkel’in girişimi üzerine, 2006 yılı yazında Berlin’deki Başbakanlık Dairesi’nde ilk Uyum Zirvesi gerçekleşti. Uyum Zirvesi’ne, toplumun çeşitli kesimlerini temsilen yaklaşık 90 göçmen katıldı. Zirve ertesinde göçmenlere hitap eden Merkel, “Kendinizi evinizde hissetmenizi istiyoruz” şeklinde konuştu. Bu, göçmenlerin kabul gördüklerini resmi ağızlardan duymaları açısından önemli bir mesajdı. Ayırca zirve sonucunda 2007 ortalarına kadar bir Ulusal Uyum Planı'nın geliştirilmesi de öngörüldü.

Sosyal Demokrat Partisi (SPD) içişleri sözcüsü Dieter Wiefelpütz, bundan önceki Alman hükümetlerinin, uyum politikaları konusunda kırık not aldıkları görüşünde: “Uyum konusunu yıllarca görmezden geldiğimiz, sonra da bu konuya gereğince değer vermediğimiz kanısındayım.” Wiefelpütz, Almanya’nın çok uzun bir süre göç ülkesi olduğunu inkar ettiğini, bu nedenle de uygun göç politikaları geleştiremediğini ve toplumun beklentilerine yanıt veremediğini belirtiyor.

Yeni Göç Yasası

Almanya’da şu an uygulanmakta olan Göç Yasası 1 Ocak 2005 yılında yürürlüğe girdi. Bu yasa sayesinde yabancılar için Almanya’da oturum yönetmelikleri yeniden düzenlendi ve basitleştirildi. Yeni olan bir başka bir uygulama da, yabancı yüksek okul öğrencilerine, öğrenimlerinden sonra uygun bir çalışma imkanı buldukları takdirde, Almanya’da oturum ve çalışma olanağı sağlanması. Bunun ötesinde vasıflı elemanların ve serbest meslek sahiplerinin Almanya’ya göçüne yeşil ışık yakıldı. Almanya yüksek düzeyde ekonomik çıkar sağlayacağı beklentisi ile, örneğin bilgisayar uzamanları ve mühendisleri gibi elemanların Almanya’ya göçünü özellikle destekliyor.

Yeni Göç Yasası ayrıca ilk kez, göçmenlerin uyum kurslarına devam etmek için hukuki hakları olduğunu da vurguluyor. Bu kursların başarı ile tamamlanması durumunda, yabancı kökenlilerin Alman vatandaşlığına sekiz yıldan sonra değil, yedi yıl içerisinde kabul edilme hakkı da doğuyor.

"Göçmenler de açık olmalı"

Alman fedaral hükümeti geçen yıl itibarıyla bu uyum kursları için 141 milyon Euro harcama yaptı. Ancak Federal İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble, göçmenlerin de bir takım yükümlülükleri olduğuna dikkat çekiyor : “Örneğin Türklerin 45 yıllık göç sürecinde yaşadığım şey, başarılı bir uyumun kendiliğinden gelişmediği, göçmenlerin de uyuma açık olmasının gerektiğidir. Almanya’da çocukları torunlarıyla uzun süreli yaşamak isteyenler, önce kendileri topluma uyuma hazır olmaladırlar. Almanca öğrenmemekte direnenler, bunun yükümlülüklerine katlanmak zorundadır.”

Bu yılın ortasında açıklancak olan Ulusal Uyum Planı da, bu alanda yeni tavsiyeleri, önlemleri ve örneğin iş piyasasında fırsat eşitliği sağlamak üzere eğitim ve meslek eğitimi şartlarının iyileştirilmesi, ayrıca göçmen genç kızların, kadınların yaşam koşullarının daha iyi konuma getirilmesi gibi hedefleri belirleyecek. Federal hükümetin uyum sorumlusu Maria Böhmer bu konuda şunları söylüyor: “Bazı değerler vardır ki, bunların tartışması olmaz. Biz, ülkemizde uzun süreyle çalışmak ve yaşamak isteyenlerin bu değerleri benimsemesinden yanayız.”

Toplumsal sözleşme

Tüm olumlu gelişmelere rağmen Almanya’da göçmenlerle diyalog ihtiyacı hala var. Geçen Eylül ayında Federal İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble’nin girişimiyle Berlin’de bir İslam Konferansı düzenlenmişti. Bu konferans, iki yıl sürecek bir diyalog sürecinin başlangıcını oluşturdu ve bu sürecin sonunda, toplumda bir arada yaşayamayı düzenleyecek olan bir tür toplumsal sözleşme imzalanması hedefleniyor.