1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Varşova Ayaklanması'nın tarihçesi

Ajanslar2 Ağustos 2004

1 Ağustos 1944'de Varşova'da çıkan ayaklanmanın yıldönümü törenlerle anılıyor. Ayaklanma, Nazi askerlerince kanlı biçimde bastırılmıştı.

https://p.dw.com/p/AbBe

Varşova Ayaklanması’nın Nazilerce kanlı bir biçimde bastırıldığı dönem, Polonya tarihine ”en kara gün” olarak yazıldı. Ülkelerini işgal eden ve Varşova’daki Yahudi getosundan yüzbinlerce Yahudiyi alarak sistematik biçimde katleden Nazi askerlerine karşı, binlerce Polonyalı direnişe geçmişti. Başta İngiltere olmak üzere, müttefik güçlerce uçaklardan atılan tek tük silahlarla ayaklanmacılar, aslında onbinlerce Nazi askeri karşısında hiç bir şansa sahip değillerdi. Ancak müttefik güçlerin hava saldırılarına karşı daha önce Nazilerce kazdırılan siperler, şimdi Polonyalı direnişçilerin yardımına koşmuştu. Binlerce direnişçi bu siperlere saklanarak 63 gün sürecek ve tarihe ” Varşova Ayaklanması” olarak geçecek bir mücadeleyi yazacaklardı.

Direnişçiler iki ateş arasında

Direnişçiler, bir yandan Kızıl Ordu’nun Polonya’ya girip kurtarmasını diliyorlar, diğer taraftansa Stalin’in Polonya’nın doğusunu ele geçirme planından endişe duyuyorlardı. İşte tam da bu koşularda Naziler'den gizli oluşturulan” Armia Krajowa” adlı bir gizli ordu, diğer direnişçi grupları da içine alarak Varşova Ayaklanması’nı organize etti. Aralarında çocukların da bulunduğu 25 bin direnişçi, başkentin en azından bir bölümünde denetimi ele geçirmek için Nazi askerleriyle çatışmaya başladı. Amaçları bir yandan yaklaşan Kızıl Ordu’nun müdahalesine zemin hazırlamak, diğer taraftan da güç kazanıp,Stalin’le iyi bir pazarlığa oturabilmekti.

Stalin’e kananlar yanıldı

İlk günlerde gerçekten de başarı sağlayan 25 bin direnişçi kimi bölgeleri ele geçirip, bazı mahalleleri kontrolleri altına almayı başardılar. Müttefik güçler de uçaklarla silah ve cephane atmayı teklif ettiler, ancak bunun için Sovyetler Birliği’nin uçuş sahasından geçme iznine ihtiyaçları vardı ve Stalin, müttefik güçlerin ülkesi üzerinden uçuşuna izin vermedi. Polonyalı direnişçilerin kazanması, bölgede ipleri eline geçirmeyi amaçlayan Stalin’in de işine gelmezdi, çünkü direniş, askeri olarak Nazi Almanyası’na karşı düzenlendiyse de politik olarak Moskova’yı ret anlamına geliyordu. Direnişçilerin, harekete geçmeden önce, İngiltere’de Komünizm karşıtı bir ”Sürgün Polonya Hükümeti” kurduğunu Stalin de biliyordu.

Ayaklanma başarısız oldu

Böylece müttefiklerin ve Kızıl Ordu’nun desteğinden yoksun ayaklanma mağlubiyete mahkum oldu. Ağır silahlı Alman subayları topçu ateşleriyle direnişçilere saldırmaya başlardılar. Ayaklanmayı bastırırken toplu katllamlar yapan Alman ordusu, sadece ayaklanma yapanları değil sivil halkıda acımasızca öldürdü. 15 bin kişininin öldürüldüğü 5 Ağustos 1944, 'en kanlı gün' olarak Polonya tarihine geçti.

Ayaklanmanın tamamen bastırılmasıysa 2 Ekim'de gerçekleşti. 63 gün süren direnişin bilançosu acıydı. Toplam 16 bin silahlı direnişçi ve 150 bin sivil yaşamını yitirmişti. Hayatta kalmayı başaran 350 bin kişiyse geçici, 70 bin kişiyse toplama kamplarına götürüldü. 90 bin Polonyalı da zorla çalıştırılmak üzere başka bölgelere nakledildi. Kendine başkaldırma cüretini gösteren Varşovalılara çok sinirlenen Hitler, SS subaylarına kenti yerle bir edip harabeye çevirmelerini emretti. Hitler böylece arkasında, kendine karşı gelenlerin nasıl bir bedel ödediklerini gösteren bir iz bırakmak istiyordu. Hitlerin emri üzerine de Varşovalılar'ın gururu olan eski kentin de bulunduğu bir çok semt bombalandı ve küle döndü.