1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Varoşçuluğun babası 100 yaşında

21 Haziran 2005

Bugün, varoşçuluğu savunan ünlü Fransız düşünür Jean Paul Sartre’nin 100. doğum günü. Çok sayıda entellektüele göre, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da varoluşçu düşüncenin şekillenmesinde başı çekenlerden biri olan Fransız düşünürün geliştirdiği varoşçuluk felsefesi hala geçerliliğini koruyor...

https://p.dw.com/p/AaYE
1980 yılında ölen ünlü Fransız düşünür Jean Paul Satre çalışma odasında
1980 yılında ölen ünlü Fransız düşünür Jean Paul Satre çalışma odasındaFotoğraf: dpa

“İnsan kaderini kendisi çizmeli! Hele de artık dinin insana destek olmadığı bir dönemde bunu sadece ve sadece kendisi yapabilir”. Bu düşünce, Jean Paul Sartre’ın eserlerinde tekrar tekrar biçimlendirdiği felsefesinin temelini oluşturuyor. Sartre’a göre, yalnızız ve hiçbir şey insanı kendisinden kurtaramaz, tanrının varlığının ispatı bile. Sartre gibi tanrı olmadığı düşünüldüğünde, insan sadece kendisine karşı sorumlu olabilir. Ve insan, zaten ancak kendi kaderinin sorumluluğunu taşıdığı zaman özgür olabilir.

“Özgürlüğü biçimlendirmek ise insanın en yüce görevi”. Bu mesaj, bugün hala güncelliğini koruyor. Bu düşünceyi yorumlayan Filozof ve Frankfurt Sosyal Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Axel Honneth, “İnanılmaz derecede iddialı olan bu kavram, yani şartsız özgürlük, bizim kendimizi bütün şartlardan bağımsızlaştırabilmemizdir. Bence bu, en geniş özgürlük kavramı ve bütün diğer özgürlük kavramları ile boy ölçüşebilir” değerlendirmesinde bulunuyor.

Özgürlük için mücadele

Özgürlük için mücadele Sartre’ın eserlerinin, ama aynı zamanda politik pratiğinin de temelini oluşturuyor. Fransız Liberation gazetesinin “Sartre ile Birlikte” kuruluşunda yer alan gazeteci Philippe Gavi de bu kavramın hala geçerliliğini koruduğuna dikkat çekerek şöyle konuşuyor:

“İsyan mutlaka bir devrim düşüncesi değildir. Düşüncenin temelinde hayatta herşeyin güç ilişkileri üzerine kurulduğu vardır. Politikada, sanatta ya da özel yaşamda bir şeyi mücadele ve çaba olmadan elde etmek bazen çok zor, hatta sancılı olabilir. İsyan aynı zamanda kopuş ihtiyacıdır.”

Politik bir filozof

Sartre aynı zamanda politik bir filozoftu. Sartre’ye göre, entelektüelin en önemli görevi, dünyayı kamuoyuna anlatmaktı. Satre, entellektüellerle ilgili olarak “Entelektüellerin kolaylıkla kitap yazabilecek konumda olduğuna inanıyorum. Ama bu, onun diğer insanlara nazaran gerçeğe daha da fazla yaklaştığı anlamına gelmez. Ben sadece entelektüellerin olgulara ve olaylara, entellektüel olmayanlara göre mesafeli bakabildiğini söylüyorum” diyordu.

Sartre felsefi etkinliklerinin yanı sıra politik eylemlere de katıldı ve destek verdi. II. Dünya Savaşı’ndan sonra üçüncü dünya bağımsızlık hareketlerinin ve komünizmin savunucusu oldu. Kimilerine göre, bu eylemlilik onun felsefi düşüncesinin gözden düşmesine neden oldu, diğerlerine göre ise sadece sırça köşkünde oturmayıp hayata katılan bir filozof oldu.

Fransa’da Satre etkinlikleri

Sartre’ın 100. dogum günü Fransa’da sayısız sergi, tartışma, radyo ve televizyon programları ile kutlanıyor. Kutlamaların niteliği aslında nostaljik. Sartre’ın felsefesi bugünün şartlarına biraz yabancı kalıyor, ama belki de bunun nedeni insanın özgürlüğüyle birlikte yaşamayı öğrenmiş olması. Bu da zaten onun amacına ulaştığını gösteriyor: Özgürlük içinde ve özgürlükle birlikte yaşam.