1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Verheugen Avrupa'daki itirazlara yanıt verdi

DW7 Eylül 2004

Türkiye’de temaslarda bulunan AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Günter Verheugen, Diyarbakır’da 1995 yılında boşaltılan Tuzla Köyü’nü ziyaret etti. Burada, Kürtler’e daha fazla hak tanınmasını isteyen Verheugen, köylülerin sorunlarını dinledi ve ayrıca Avrupa kamuoyunda yükselen itirazlara yanıt verdi...

https://p.dw.com/p/Ab8w

AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Günter Verheugen’ın ziyaret ettiği Tuzla Köyü‘nde yaşayanların sorunlarını dinledi. Beklentileri karşılayamama endişesini dile getiren Verheugen, buna rağmen 1995 yılında boşaltılan ve 2001 yılında yeniden yerleşime açılan köye yardım edilebileceği görüşünde olduğunu dile getirdi. Buradaki insanların yoksul olmasının İlerleme Raporunu etkilemeyeceğini ifade eden Verheugen şunları söyledi:

"Köyün boşaltılması birtakım siyasi kararlar sonucu olmuştur. Tabii ki memnuniyet verici değildir bu sonuçlar. Benim için buraya gelmek önemliydi. Çünkü birtakım gerçekleri görmek istedim. Ama bunlar, hiçbir şekilde rapor üzerinde olumusuz etkide bulunmayacaktır. Bu arada şunu da ifade etmek istiyorum. Burada harika bir köy kurmak o kadar da zor birşey değil. Biraz destekle bu yapılabilir."

Diyarbakır Belediya Başkanı Osman Baydemir’e göre Türkiye, Verheugen’ın ziyareti ile Avrupa Birliği’ne daha da yakınlaştırdı. Ancak Avrupa kamuoyu ise Türkiye’nin Avrupa‘ya bu kadar yakınlaştığından emin değil. Türkiye‘deki reformların uygulanması konusundaki endişeler aynı zamanda Kürt sorununun çözümü konusunda da yaşanıyor. Nitekim dün gece Diyarbakır’da yaşananlar bugün Alman medyasına da yansıdı. Günter Verheugen olayla ilgili olarak politikada şiddete yer olmadığını vurguladı.

Hükümetin çabalarını övdü

Alman medyasının ilgisi aynı zamanda Türkiye’deki reformların uygulanma düzeyine ilişkindi. Verheugen, Deutschlandfunk radyosuna Diyarbakır’dan verdiği demeçte, hükümetin kararlı çabalarını övdü ve ”Türkiye’de kararlı ilerlemeler görüyoruz. Türk hükümeti reform paketlerini parlamentoya birbiri ardına sunuyor ve bunlar şimdiye kadar görülmeyen bir tempoda kabul ediliyor. Bunu kimse yadsıyamaz. Bu çaba kabul görmelidir ve görecektir” diye konuştu.

Avrupa kamuoyunu ilgilendiren ise bu refoırmların ne kadar uygulandığı, ayrıca Verheugen’ın dört günlük ziyareti ile uygulamaya yönelik yeteri kadar izlenim edinip edinemeyeceği. Verheugen, AB devlet ve hükümet başkanları zirvesine sunulacak raporda sadece dört günlük ziyaretinden izlenimlerin yer almayacağını, yüzlerde uzmanın kendisine aktardığı bilgilerin de değerlendirmeye alınacağını belirttikten sonra bu sürecin beş yıl öncesinden başladığını hatırlattı:

”Türkiye’ye ilişkin olarak üyelik öncesi stratejimizi beş yıldır uyguluyoruz. Şu anda da beş yıllık bir dönemi değerlendiriyoruz. Kuşkusuz gözlemlerimize devam edeceğiz, kısa vadeli bir karar değil söz konusu olan. Bu konuda bir karara varmak için geliştirdiğimiz bazı yöntemler var. Bu yöntemleri diğer üyelere uyguladığımız gibi, Türkiye’ye de uygulayacağız. Romanya, Bulgaristanya da Slokvakya’nın üyeliği konusunda karar verdiğimiz zaman da tüm reformların ülkenin her yerinde uygulanması söz konusu değildi. Bizim değerlendirmemiz, bu konudaki eğilimle, hükümetin kararlılığı ve inandırıcılığı ile ilgilidir.”

Türkiye’nin önemi

Deutschlandfunk radyosunda yayınlanan söyleşide Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin en eski ortağı olduğunu da hatırlatan Verheugen, kırk yıl önce üyelik perspektifinin sunulduğu Türkiye’nin politik ve stratejik önemine de değindi. ”Haritaya bakan herkes Türkiye’nin önemini anlar” şeklinde konuşan Verheugen, Türkiye’nin üyeliğinin bir kazanım olacağını da vurguladı:

”Kaumoyundaki tartışmalarda Avrupa Birliği üyesi ülkelerin uzun süredir Türkiye’yi üyeliğe kabul etme kararı verdiği unutuluyor. Şu andaki tartışma, Türkiye’nin üyeliği konusunda değil, üyelik müzakerelerinin başlatılması için politik koşulların yerine getirilip getirilmediği konusundadır."