1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Welt: Göç politikasında riskli oyun

21 Haziran 2018

Avrupa Birliği’ndeki göç ve iltica anlaşmazlığı ile ABD’nin BM İnsan Hakları Konseyi’nden çekilme kararı, Alman gazetelerinden seçtiğimiz yorumların konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/2zzS6
Almanya Başbakanı Merkel ile CSU lideri ve İçişleri Bakanı Seehofer
Almanya Başbakanı Merkel ile CSU lideri ve İçişleri Bakanı SeehoferFotoğraf: picture-alliance/dpa/K.Nietfeld

21.06.2018 - Alman basınından özetler

İltica politikası yüzünden Alman Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri arasında yaşanan anlaşmazlığa Die Welt gazetesi şu satırlarla değiniyor:

"Sadece Bavyera'da teşkilatı bulunan eyaletin iktidar partisi CSU büyük risk aldı. Kamuoyu araştırma sonuçları partinin tutumunu ödüllendirmiyor. Aksine Almanlar ahenk arıyor ve kavgaya alerjik tepki gösteriyorlar. Ancak kavganın sonunda ortaya makul bir çözüm çıktığında da bunu çabuk unutuyorlar. CSU'nun ağır topları Seehofer (Federal İçişleri Bakanı), Söder (Bavyera Eyalet Başbakanı) ve Dobrindt (CSU Meclis Grup Başkanı) buna bel bağlıyorlar. CSU söylemlerinde aşırıya kaçmamalı ama Avrupa'daki çoğunluğun desteğini aldığını da gösterebilmeli. Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinden sonra Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da CSU'nun iltica politikasıyla ilgili taleplerine destek verdi. Macron'un göçmenlere karşı başlattığı katı muameleyi aslında CSU'lular bile göze alamazlar. Hristiyan Sosyal Birlik imaj konusunda Macron'dan çok şey öğrenebilir. Ama inatçılıkta Fransızlarla Bavyeralılar birbirlerinin gerisinde kalmak istemezler.”

Neue Osnabrücker Zeitung Almanya Başbakanı Merkel'i köşeye sıkıştıran mülteci politikası ve yaklaşan iltica konulu olağanüstü AB zirvesi hakkında şu yorumu yayımlamış:

"AB'de istediğini almak için karşısındakine bir şey vermek gelenektir. Bu işi kimse tecrübeli Almanya Başbakanı'ndan daha iyi yapamaz. Merkel devlet ve hükümet başkanları zirvesinde iltica politikasıyla ilgili çizgisini taviz karşılığında koruyabileceğini biliyor. Bu durumda ortak ülkelerin eline eski hesapları kapatma fırsatı geçmiş olacak. Yardım programının Ağustos ayında sona ereceği Yunanistan boşuna Almanya'dan mali kolaylık beklemiyor. Bu mülteci karşılığında borç sildirme anlamına mı geliyor? Yoksa Fransa'nın arzuladığı gibi mülteci politikasında taviz verme karşılığında Euro Bölgesi'ne özel bütçe hazırlanması mı? Merkel neden olduğu ikilemden ancak Alman vergi mükellefine ek yük getirmek suretiyle kurtulabilir.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi'nden çekilmesini konu alan yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"BM İnsan Hakları Konseyi bu adı acaba hak etmiş midir? Üyeleri arasında insan haklarını ayaklar altına alan, adı çıkmış devletler de bulunuyor. Birçok üyesinin konseyi İsrail karşıtı mahkeme olarak suistimal ettiği de doğrudur. Oysa Suriye'ye ve Suriye'nin kimyasal silah kullanan canilerine söyleyecek bir şeyler de olmalıydı. ABD'nin ikiyüzlülük suçlaması yerindedir. Mamafih Trump yönetiminin İnsan Hakları Konseyi'nden çekilmesi akıllıca bir karar değildir. ABD üye devlet olarak tarafgirliği ve riyakarlığı konsey üyelerinin yüzüne vurma imkânını yitirdi. Donald Trump uluslararası organizasyonlardan zaten hoşlanmıyor. İnsan haklarının başı dik savunucusu olduğu da şüphe götürür.”

Süddeutsche Zeitung ise BM İnsan Hakları Konseyi'nin yararlı bir kuruluş olduğu görüşünde:

"Reform önermek yerine İnsan Hakları Konseyi'nden ayrılmak, insan haklarının gizlice ihlalini kolaylaştırmak sonucunu doğurur. Meksika sınırında kaçak göçmenlerin çocuklarını ebeveynlerinden ayırdığı için BM İnsan Hakları Konseyi tarafından eleştirilmesi de ABD'nin çekilme nedenlerinden biri olabilir. Diğer devletler İnsan Hakları Konseyi'ni savunmakla iyi etmiş olurlar.”

DW,dpa,AFP/AG,CÖ

© Deutsche Welle Türkçe