1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Westerwelle'den ahde vefa vurgusu

7 Ocak 2010

Ankara’da temaslarda bulunan Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Türkiye ile ilişkileri stratejik olarak niteledi. Westerwelle, AB üyeliği konusunda, “Hangi sözleşmeyi imzaladıysak arkasında duruyoruz” dedi.

https://p.dw.com/p/LOCd
Westerwelle-Davutoğlu görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi
Westerwelle-Davutoğlu görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendiFotoğraf: AP

Resmi ziyaret amacıyla Ankara'da bulunan Almanya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle Anıtkabir'i ziyaret etti.

Almanya'nın Ankara Büyükelçiliğinde onuruna verilen resepsiyona katıldı. Burada yaptığı konuşmada Türkiye'ye büyük ilgi duyduklarını ifade eden Westerwelle, Türkiye'nin sorunların çözümünde kilit bir ülke olduğunu vurguladı.

Westerwelle, 2. Büyükelçiler Konferansında de bir konuşma yaptı. "Türkiye, sadece komşu bölgesi için bir istikrar demiri değil, aynı zamanda istikrar ihracatçısıdır" diyen Westerwelle, “Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerinde acilen yeni dinamiğe ihtiyaç var" değerlendirmesinde bulundu. Westerwelle, Türkiye ile Ermenistan'a protokolleri onaylaması çağrısında bulundu.

Guido Westerwelle, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Westerwelle, Türkiye'de olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve Almanya için Türkiye'nin hem dost, hem de bir ortaklık ülkesi olduğunu söyledi.

"Yaklaşık 3 milyon Türk kökenli insanımız Almanya'da yaşıyor" diyen Westerwelle, 4 milyon Alman'ın her yıl Türkiye'yi ziyaret ettiğini hatırlattı ve iki ülkenin toplumsal ilişkilerinin yoğunluğuna dikkati çekti.

Türkiye ile ilişkiler stratejik

Davutoğlu ile görüşmesi hakkında, "Sadece toplumsal politikalarla ilgili konular gündemde değildi, yüksek politikayla ilgili konular da konuşuldu" diyen Westerwelle, Almanya'nın Türkiye ile olan ilişkisini "stratejik" olarak nitelendirdi.

Westerwelle, Türkiye'nin uluslararası alanda kilit bir konuma sahip olduğuna vurgu yaparak, sorunlu bölgelerdeki sorunların çözümünde Türkiye'nin "çok belirleyici bir konumu" olduğunu söyledi.

Türkiye ile müttefik ve NATO'da ortak olduklarını kaydeden Westerwelle, "Almanya olarak Türkiye ile ilişkilerimizin çok iyi şekilde gelişmesi yönünde çok yüksek bir menfaatimiz var" dedi ve Davutoğlu ile stratejik bir diyalog üzerinde karar kıldıklarını, söz konusu diyaloğu daha fazla canlandırmak istediklerini söyledi.

Almanlar verdiği sözü tutar

Türk-Alman Üniversitesi konusuna da değinen Westerwelle, "Biz gençlerimizin, ülkelerimizin bir araya gelip bilgilerini paylaşmasını istiyoruz. Birbirine karşı değil, bir arada yaşamalarını istiyoruz. Tarihten çıkardığımız dersler de bunu gerekli kılıyor" dedi ve sözlerine şöyle devam etti:

"AB bünyesinde Brüksel'de yapılan dışişleri bakanları toplantısı çerçevesinde özellikle bir sonraki müzakere faslı olan Çevre faslının açılması yönünde katkıda bulunmaya çalıştım. Biz Almanlar, verdiğimiz sözü tutarız. Ben açık bir şekilde Almanya Dışişleri Bakanı olarak, Alman hükümeti adına söylüyorum. Koalisyon hükümeti sözleşmesinde ne yazıyorsa, odur. Almanya'nın özellikle Türkiye ile karşılık ilişkilerinin geliştirilmesi ve Türkiye'nin AB'ye bağlanması hususunda büyük bir menfaati vardır."

Westerwelle, Türkiye'nin Avrupa'ya ve Batıya yönelmesinin, Avrupa yolunda ilerlemesinin ülkelerinin menfaati icabı olduğunu belirtti ve yapılan görüşmelerin ardından Türkiye'nin bu yolda ilerleyeceğinden emin olduğunu ifade etti.

İmzamızın arkasında duruyoruz

Bir gazetecinin "Avrupa'da Türkiye'ye kuşkuyla bakanların var olduğunu" belirterek, söz konusu stratejik diyaloğun ne kadar sürede gerçekleşebileceğine ilişkin sorusu üzerine Westerwelle, "Biz güvenilir sözleşme ortağıyız. Dünyada da Almanya'nın böyle bir saygınlığı olması buradan geliyor. Biz ne söylediysek ve hangi sözleşmeyi imzaladıysak arkasında duruyoruz ve ben şahsen de arkasında duruyorum" dedi ve Türkiye'nin reform sürecinin devamını istediklerini ve bu sürecin Avrupa'nın menfaati çerçevesinde teşvik ettiklerini söyledi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in tutumunu ve "imtiyazlı ortaklık" önerisini hatırlatması üzerine Westerwelle, Almanya hükümeti adına Almanya Dışişleri Bakanı olarak burada olduğunu vurguladı ve "Burada ne diyorsam ve hükümette ne kararlaştırıldıysa, o geçerlidir. Söz konusu olan, neticede neyin kararlaştırıldığıdır ve geçerli olan da budur" dedi.

Hoşgörüsüzlüğe hoşgörü yok

Westerwelle, Almanya'da Türklere karşı uygulanan şiddet eylemlerinin hatırlatılması üzerine, her kalbi ve hissi olan insanın şiddete karşı çıkması gerektiğinin altını çizerek, Almanya'da gereken tedbirlerin alındığını, hoşgörüsüzlüğe hoşgörü göstermeyeceklerini söyledi.

Türkiye'nin bölgedeki önemine de değinen Westerwelle, Afganistan, Yemen ve İran gibi ülkeler ve tüm Yakın Doğu bölgesindeki büyük sorunların çözülmesi için Türkiye'nin "çok önemli" bir ülke olduğuna dikkati çekerek, "Çatışmalardaki sorunları çözmemiz özellikle Türkiye'nin merkezi konumu ve rolü ile mümkündür" dedi.

Konuşmasının sonunda Türkiye'nin AB süreci hakkında kısa bir değerlendirmede bulunan Westerwelle, Türkiye'nin bazı fasıllarda yavaş ilerlediği görüşünün iç politika malzemesi olduğunu ve hem AB hem de Türkiye'nin yapması gereken ödevleri bulunduğunu söyledi.

Guido Westerwelle, Ankara'daki temasları çerçevesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile de görüştü.

Westerwelle'ye koalisyon ortağından uyarı

Öte yandan Alman Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisinin Genel Sekreteri Alexander Dobrindt, Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle'den, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda "gizli bir anlaşma yapmamasını" istedi.

Dobrindt, partisinin Wildbad Kreuth kasabasında her yıl düzenlediği toplantı çerçevesinde yaptığı açıklamada, Westerwelle'nin başkanlığını yaptığı Hür Demokrat Parti (FDP) ile koalisyon ortağı olduklarını hatırlatarak, "Türkiye ile gizli bir anlaşma yapmamasını öneririm. Sonuçta cam kırıklarını koalisyonda haftalarca biz temizliyoruz" ifadesini kullandı.

Almanya'nın çıkarlarının uluslararası çıkarların ardında tutulmaması gerektiğini söyleyen Dobrindt, Türkiye'nin, AB üyeliği için gerekli siyasi ve ekonomik temel şartları yerine getirmekten çok uzak olduğunu iddia etti.


© Deutsche Welle Türkçe


NH/MÇ, DW/AP/dpa/A.A