Wulff'a yönelik yeni iddialar

Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un kendisi hakkındaki haberleri önlemek amacıyla yalnızca Bild gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kai Dikmann’ı değil, gazetenin bağlı olduğu Springer Yayınevi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Mathias Döpfner'i de tehdit ettiği öne sürüldü. Springer Yayınevi, der Spiegel dergisinde yer alan bu iddiaları doğruladı.

Koalisyondan da eleştiriler yükseliyor

Cumhurbaşkanı Wulff’un medyaya yönelik tutumuna ilişkin olarak yeni iddialar ortaya atılırken, Almanya’da iktidarda bulunan Hür Demokrat Parti ve Hrıstiyan Birlik Partileri içinde de Cumhurbaşkanı’na yönelik eleştiriler artıyor. Hür Demokrat Parti Genel Başkanı Yardımcısı Holger Zastrow, “Frankfurter Allgemeine Zeitung” gazetesine verdiği demeçte, Wulff'un aldığı özel ev kredisi ve medyayla olan ilişkileri konusundaki iddiaları henüz tam olarak açıklığa kavuşturmadığını belirtti. 2010 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Wulff'un rakibi Joachim Gauck'u destekleyen Zastrow, Cumhurbaşkanı’nın sürekli özür dileyerek gerçeklere adım adım yaklaşmasının rahatsızlık verici olduğunu vurguladı.

Koalisyonun küçük ortağı Hrıstiyan Sosyal Birlik Partisi'nin Genel Başkanı Horst Seehofer ise “Biz zor durumda olan insanları destekleriz. Bunun tek istisnası zorlukların hesabı verilemeyecek büyüklükte olmasıdır. Christian Wulff'un durumunda böyle bir şey söz konusu değil” şeklindeki sözleriyle Wulff'a yönelik desteklerinin sürdüğünü kaydetti.

'Plan B söz konusu değil'

Almanya’daki çeşitli medya organlarında koalisyon partilerinin Wulff’un halefi üzerinde şimdiden anlaşmaya vardığı yönünde iddialar ortaya atılmıştı. Ancak yetkililer bunu kesin bir dille yalanlıyor. Hrıstiyan Sosyal Birlik Partisi Genel Başkanı Horst Seehofer, Hrıstiyan Birlik Partileri’nin olası bir aday üzerinde uzlaştığı iddialarını, “Hayır, kesinlikle böyle biri yok!” sözleriyle geri çevirdi ve Wulff'un istifa etmesi halinde devreye girecek bir “B planı” olmadığını söyledi. Hrıstiyan Demokrat Birlik Partisi'nden Peter Altmaier, Seehofer’in sözlerine vurgu yaparak şöyle konuştu: “Hür Demokrat Parti bu iddiaların dayanıksız birer saçmalık olduğunu hemen açıkladı. Hrıstiyan Sosyal Birlik Partisi Genel Başkanı Seehofer de Hrıstiyan Birlik Partileri’nin Cumhurbaşkanı’nın arkasında olduğunu söyledi. Böylelikle zaten söylenmesi gereken her şey söylenmiş oldu. Tamamen birer spekülasyona dayanan bu iddiaları reddediyorum.”

Merkel'in sessizliğine eleştiri

Cumhurbaşkanı Christan Wulff'un istifa etmesi yönünde muhalefet partilerinin baskısı sürüyor. Ana muhalefet partisi konumundaki Sosyal Demokrat Parti'nin Genel Sekreteri Andrea Nahles, ne olursa olsun görevde kalmaya çalışmanın kabul edilemez bir tutum olduğunu vurgulayarak, Wulff’un içinde bulunduğu durumdan çıkışının her gün biraz daha imkânsız hale geldiğini söyledi. Nahles, Wulff’un istifası durumunda Almanya’da genel seçime gidilmesini de isteyerek, “Wulff'un istifa etmesi halinde Angela Merkel'in seçmenlerin güvenoyunu alması gerekir. Bence Merkel tam olarak da bu nedenle Wulff meselesi hakkında konuşmaktan çekiniyor” dedi. Yeşiller Partisi Eş Başkanı Claudia Roth ise muhalefetin Wulff'un istifa etmesi ihtimalini göz önünde bulundurarak şimdiden ortak bir aday üzerinde anlaşmaya varmasını istedi.

'Bir yıla unutulur'

Öte yandan “Bild am Sonntag” gazetesinde, Cumhurbaşkanı Christan Wulff’un 2015 yılına kadar görevde kalmak istediği ve yeni yıl kutlaması sırasında mesai arkadaşlarına, “Bir yıl içinde her şey unutulur” dediği öne sürüldü. Cumhurbaşkanı seçilmeden önce Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı olan Christan Wulff, başbakanlığı sırasında aldığı özel ev kredisi hakkında kamuoyunu yeterince aydınlatmadığı gerekçesiyle eleştirilerin hedefi olmuş ve daha sonra da Bild gazetesinde konuyla ilgili haberin yayınlanmasını engellemeye çalıştığı açığa çıkınca artan istifa talepleriyle karşılaşmıştı.

© Deutsche Welle Türkçe

AFP/dpa/dapd/DW, BÖ/BS