1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2307 Alt aber fit

24 Temmuz 2010

Almanlar'ın beşte biri 65 yaşın üzerinde. 30 yıl içersinde bu oran üçte bire çıkacak. Ancak bu yaşlardaki kişiler günümüzde aslında hiç olmadığı kadar zinde. Bir çoğu da emekli olduktan sonra yeni bir başlangıç yapıyor.

https://p.dw.com/p/OThV
Fotoğraf: www.BilderBox.com

Son yıllarda bu yaş grubunda olup da gönüllü işlerde çalışanların oranı üçte bire çıktı, diğerleri de artan oranda toplumsal projelerde görev alıyorlar. Uzmanlara göre bu oran artmalı. Zira devlet üzerindeki borç yükü artıkça sosyal ağ zayıflıyor, toplumsal sorunlar artıyor ve sosyal destek verecek kişilere daha fazla ihtiyaç duyuluyor.

Gönüllü olarak çalışmak Almanya'da yeniden moda oldu. Zira emekli olduktan sonra köşesine çekilmek istemeyen, yaşam tecrübelerini, bilgi ve birikimlerini başkalarıyla paylaşmak isteyenler hayvanların korunması, çocuk hakları, yoksul ailelere destek, yaşlılar ve bakıma muhtaç kişilere yardım gibi alanlarda faal olmaya devam ediyorlar.

Emekliye övgü

Vatandaşların toplumsal konulara ilişkin gönüllü olarak yürüttükleri faaliyetler günümüzde önemli bir katkı sağlıyor ve nüfus yapısındaki değişme dikkate alındığında önemi daha da artacak. Federal Alman Vakıflar Birliği Genel Sekreteri Profesör Hans Fleisch emeklilerin toplumun diğer üyeleri için ortaya koydukları çaba ve desteği takdir ettiğini söylüyor:

"Hep daha çok yaşlanmıyoruz ki, daha uzun süre genç kalıyoruz. 60 yaşın üzerinde olanların faal kalmaları ruhlarına, sağlıklarına ve formda kalmalarına iyi geliyor. Hem kendiniz için bir şey yapıyorsunuz hem de toplumsal ihtiyaçlara yanıt veriyorsunuz. Vakti olanlar diğerlerinin yükünü hafifletiyor ve ortak yaşam alanında sorumluluk üstleniyor. Böylelikle örneğin kültürel ve sosyal alanlarda birliktelik ve düzey korunabiliniyor.”

Kamu ve özelden sonra üçüncü sosyal alan

Emeklilerin görev aldığı alanlar gün geçtikçe genişliyor ve güçleniyor. Emekliler yardımlarını somut bir hale dönüştürüyor ve özellikle yaşadıkları mahallelerde, kentlerde ve şehirlerde çalışıyorlar. Sosyal incelemeleriyle tanınan Profesör Klaus Dörner bu konuda üçüncü sosyal alan kavramını gündeme getiriyor. Birincisi özel alan, ikincisi kamusal alan. Üçüncüsünü ise Dörner şöyle aktarıyor:

"Günümüzde artık sadece özel ve kamusal alan olmak üzere iki alan olmadığı açık. Çocuklar okulda sadece iki alanın varlığını biliyor ve mahalle ya da köy topluluğu gibi üçüncü bir alanın varlığından habersizler. Oysa bu alan ortak refah için var olan ve entegrasyon sürecini sağlayan tek alandır.”

Tüm bu gelişmeler dikkate alındığında geleneksel sosyal kurumların önemi ilerde daha da artacak. Yardım kuruluşları, kiliseler ve bakım evi gibi kuruluşlar gönüllülerle yardıma muhtaç olanların buluşma noktasına dönüşecek.


© Deutsche Welle Türkçe

Astrid Freyeisen / Çeviri: Gezal Acer

Editör: Ahmet Günaltay