1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ya AB referandumundan hayır çıkarsa?

Klaus Dahmann2 Mayıs 2005

AB ülkelerinde Avrupa anayasasına ilişkin görüşler hala belirsizliğini koruyor. AB ülkelerinde yeni anayasa hakkında ardarda halkoylamalarına gidiliyor. Fransa’da yapılacak refaranduma bir ay kala görünen o ki, anayasaya hayır diyenlerle, evet diyenler aşağı yukarı aynı ağırlıkta. Her ne kadar düzenlenen anketlerin çoğu, hayır oylarının daha fazla olduğunu gösterse de, anayasaya onay verenlere doğru bir kayma olduğu da görülüyor. Evet oylarının hayırların önüne geçerek, yüzde 52 seviyesine ulaştığı bildiriliyor. Fransa’dan hemen sonra referanduma gidecek olan Hollanda’da ise, Avrupa anayasasına karşı olanların sayısının oldukça kabarık olduğuna dikkat çekiliyor. DW’den Kalu

https://p.dw.com/p/AZwp

s Dahmann’ın konuya ilişkin yorumu:

“Kimse şu sıralarda Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’a acıma duygusu ile yaklaşamıyor. Zira, AB anayasasını parlamantoda oylamaya sunmak yerine, halkoylamasına gidilmesini öneren Chirac’dı. Bu konuda kendinden çok emin olduğu için de vatandaşın sesine kulak vermeyi yeğledi. Ama bu konuda Fransız seçmeni uzunca bir zamandan beri Chirac’a ve AB’ne ağır bir tokat indirecek gibi göründü.

Seçmenin bu eleştirel tavrının kimi anlaşılır, kimi de anlaşılmaz bazı gerekçeleri var. Bir yandan, çoktan beri yürürlükte olan AB sözleşmelerinin bire bir anayasaya kopya edilen bölümleri eleştiriliyor. Öte yandan, daha çok duygusal bir konu olan ve anayasada hiç bir biçimde belirlenmemiş olan Türkiye’nin birliğe üyeliği konusu var. Chirac ve çevresindekiler, anayasanın güçlü yanlarını vurgulacakları yerde, referandumdan hayır oylarının çıkmasının, Fransa ve Avrupa’ya getireceği olumsuz sonuçları tekrarlayıp duruyorlar.

AB’nin merkezi konumundaki Bürksel’den de aynı paralelde sesler geliyor: AB anayasası konusunda halkoylamalarından sonra kimsenin düzeltmeye gidileceğini sanmaması gerektiğine dikkat çekiliyor. Ayrıca, bu anayasa taslağına alternatif olmadığına, bir ‘B Planı’ da bulunmadığına işaret ediliyor. Fransız seçmeninden anayasaya hayır oyu çıkması durumunda, birliğe bağlı ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının oturup, yeniden düşünce üretmeleri gerekeceği ise kesin.

Ama böyle bir durumda perspektifler de sınırlı: Fransa’dan olumsuz bir sonuç çıkması durumunda, birliğe bağlı diğer ülkelerde halkoylamasına gidilmesinin bir anlamı kalmayacak. Çünkü anayasının yürürlüğe girmesi için, birliğe üye 25 ülkenin hepsinin anayasaya onay vermesi gerekiyor.

Açık olan nokta şu: Fransız, Hollanda’lı ya da İngiliz seçmenin bu anayasayı reddetmesi durumunda Avrupa anayasası birfiil ölmüş olacak. Bu durumda AB’ne bağlı 25 ülkenin en temel konuda ilerleme sağlayamadığı gerekçesiyle birlik, uzun yıllar boyunca açılan bu zararı giderme çabasıyla meşgul olacaktır.

Bu durumda ‘Çekirdek Avrupa’ düşü gören, yani sadece başı çeken birkaç ülkenin birliğini savunan görüşün değirmenine su taşınmış olacak, bunlar aralarındaki işbirliğini daha da yoğulaştırma yoluna gideceklerdir. Fransız seçmenden hayır oyu çıkması durumunda bile, Fransa’nın bu çekirdek grup içerisinde yer almaya gayret etmesi olasıdır. Böylece, AB’nin kendi kendini bloke etmesi durumundan sadece ‘Çekirdek Avrupa’ çözümüyle çıkılacağı düşüncesi de iyice kemikleşmiş olacak.”