1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yardımlar kimlere gidiyor?

16 Aralık 2010

Dünyanın farklı bölgelerinde savaş, doğal afet, çatışma ve kriz zamanlarında mağdurlar için toplanan yardımların amacına ulaşıp ulaşmadığı hep merak konusudur. Linda Polmen yeni kitabında konuya ışık tuttu.

https://p.dw.com/p/Qdsv
Fotoğraf: AP

Kriz ve savaş bölgelerinde 20 yıldan fazla görev yapmış Hollandalı gazeteci-muhabir Linda Polman, yeni çıkan kitabı ‘’Merhamet Endüstrisi’’ ile acı bir konuya dikkat çekti. Polman kitabında, uluslararası yardım kuruluşlarının savaş esirlerine, açlık içindeki çocuklara, muhtaçlara yapılan bağışların kötüye kullanılmasına uzun yıllar nasıl tanık olduğunu anlatıyor.

Karar ikilemi

Hollandalı gazeteci Linda Polman
Hollandalı gazeteci Linda PolmanFotoğraf: Patricia Hofmeester

Polman kitabında yardım paralarının yüzde 80’inin katliamcıların cebine girdiğini anlatıyor. Holandalı gazeteci kitabında, "Düşünün ki yıl 1943. Ve siz de uluslararası bir yardım kuruluşunun çalışanlarından birisiniz. İş yerinizde telefonunuz çalıyor ve telefonun diğer ucunda bir Nazi subayı var. Size, isterseniz bir Nazi toplama kampına yardım gönderebileceğinizi söylüyor. Ama bir de şart koyuyor. Gelen yardımların ne kadarının kendi personeline ne kadarının kamptaki esirlere dağıtılacağına yönetimin karar vereceğini söylüyor. Bu durum karşısında ne yaparsınız? şeklinde satırlara yer vererek, ikilemi ortaya çıkarmaya çalışıyor.

Polman kitabında bu sorunun kulağa ne kadar abes gelse de büyük bir gerçek payı taşıdığını belirtiyor. Zira Kızılhaç’ın daha 1942 yılında Yahudi soykırımından haberdar olduğunu, ama Nazi yönetiminin baskısı altında çalışmalarının yasaklanması korkusu ile susmayı tercih ettiğini belirtiyor. Polman kitabında asıl acı durumun, bu yaşananlardan hiçbir şey öğrenilmediği olduğunu vurguluyor. Zira uluslarası insanî yardım örgütlerinin 1990’lı yıllarda çoğunluğu Tutsi olan yaklaşık bir milyon insanı katleden Ruandalı soykırımcılara da yardım ettiklerini belirtiyor. Yine Sudan’ın Darfur bölgesinde, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı rejime milyonlarca euroluk vergi parasının aktarıldığını kaydediyor.

‘'Merhamet Endüstrisi''

Polman’a göre mağdurlara yardım etmek isteyen, katile de para ödemek zorunda kalıyor. Sözkonusu ülkelere giden yardım paralarının yüzde 80’e yakını güvenlik, personel, alt yapı gibi kalemlere aktarılıyor. Polman, yardımların savaş ekonomisinin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini savunarak, yardım örgütlerini eleştirdi.

Polman, dünya çapında birbiri ile rekabet halinde bulunan yaklaşık 37 bin yardım kuruluşunun bulunduğunu belirterek, kitabına da başlığını veren bir‘'Merhamet Endüstrisi''nin oluştuğunu kaydediyor. Polman, sadece Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD’ye üye olan ülkelerden yıllık 120 milyar dolar turarında yardım toplandığını tahmin ediyor. Bu miktara, tsunami faciası gibi büyük doğal afetlerin ardından toplanan milyarlar dahil değil.

Gazetecilerin önemi büyük

Polman kriz bölgelerinden dünyaya yansıyan görüntüler ne kadar hunharca olursa, katliamcıların yardım örgütlerinin ilgisini o kadar fazla çekeceklerini bildiklerini ifade etti. Acıklı fotoğraflar, hikayeler, karınları şişmiş çocuk görüntülerinin yardım paralarında kilit rol oynadığını ve bu nedenle özellikle gazetecilere büyük sorumluluklar düştüğünü ifade etti. ‘'Kriz bölgelerinde çalışan gazeteciler genelde sivil toplum örgütlerinin yardımlarıyla hareket edebiliyorlar. O nedenle daha fazla uzmanlaşmış gazeteciye ihtiyacımız var" diyen Polmen, sorunların bir yardım kampı kurmakla bitmediğini bunun sadece yeni bir boyut kazandırdığını söyledi. Hollandalı gazeteci ve muhabir, "Gazeteciler farklı çıkar ilişkilerini görüp, bu 'merhamet endüstrisi' karşısında bağımsızlığını koruyabilmeli" dedi.

Tecrübeli gazeteci yazar Polman, bu kitabı ile büyük paraların döndüğü can alıcı bir konuya dikkat çekip, insanların kafasında soru işaretleri oluşturmak ve yardım örgütleri, gazeteciler, bağış yapanlar ve politikacıları ortak çözümler üretmeye teşvik etmek istediğini söylüyor.

© Deutsche Welle

Anne Herberg / Çeviri: Başak Demir

Editör: Beklan Kulaksızoğlu