Yeni Alman hükümetinin zorlu sınavı

Almanya'da muhafazakar-liberal hükümetin koalisyon sözleşmesinin belli olmasından sonra, Hrıstiyan Demokrat ve Hrıstiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile Hür Demokrat Parti önümüzdeki dört yılın icraat programını belirledi.

Gözlemciler, Almanya’nın ekonomik krizin tam ortasında bulunmasından dolayı yeni hükümetinin işinin kolay olmayacağını belirterek, devlet borçlanmasının önümüzdeki yıllarda daha da tırmanacağı öngörüsünde bulunuyorlar. Bu nedenle birçok şeyin yeni hükümetin uygulayacağı maliye ve ekonomi politikalarına bağlı olacağına dikkat çekiliyor.

Bugüne kadar Federal İçişleri Bakanlığı görevini yürüten ve yeni hükümette Başbakan Angela Merkel’ın isteği üzerine Maliye Bakanlığı’nı üstlenecek olan Wolfgang Schäuble'nin bu anlamda yükü epeyce artmış olacak. Schäuble şöyle konuşuyor:

“Gerçekten de hala dünya çapında dramatik boyutta mali ve ekonomik kriz geçiriyoruz. Kimse iki yıl içinde ne olacağını öngöremiyor. Bu görevin eğlenceli bir tarafı yok, ama bundan sonra da sorumluluğumuzun bilincinde hareket edersek -şimdiye kadar olduğu gibi- krizden zarar almadan çıkarız.”

24 milyarlık vergi indirimi

Yeni koalisyon sözleşmesinin, müstakbel Maliye Bakanı Schäuble’nin işini kolaylaştırmayacağı belirtiliyor. Koalisyon protokolünde Almanya’da vergi mükellefine yılda toplam 24 milyar euroluk vergi indirimi uygulanacağı yer alıyor. Eski hükümetin 2010 yılına uygulanmak üzere hazırladığı vergi reformunda indirim 14 milyar euro ile sınırlanmıştı. Buna ek olarak çocuklu ailelere da daha fazla vergi kolaylığı sağlanması hedefleniyor.

Vergi politikasındaki taleplerin sahibi olan Hür Demokrat Parti’nin (FDP) Genel Başkanı ve müstakbel Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle şunları söylüyor:

“Biz, adil vergilendirmenin ekonomik büyüme ve istihdam artışının önkoşulu olduğu görüşündeyiz. Bu sadece krizden çıkış katkısı değil, aynı zamanda kamu maliyesinin düzelmesi için de neredeyse vazgeçilmez bir önkoşuldur.”

Borç yükü artacak

Ancak kimse bu hesaplamaların nasıl sonuç vereceğini kestiremiyor. Kiel'deki Dünya Ekonomisi Araştırma Enstitüsü, devletin bu yıl iki milyar euro daha az vergi geliri elde edeceğini tahmin ediyor. Artan işsizlik ve sağlık sektöründeki finansman açığı nedeniyle de Maliye Bakanı’nın gelecek yıl yaklaşık 90 milyar euro borçlanmaya mecbur kalacağı belirtiliyor. Ancak müstakbel Maliye Bakanı Schäuble, bu dönem atlatılır atlatılmaz yapısal reformlara ve tasarrufa ağırlık verileceğini belirtiyor. Şimdi tasarruf yapmanın ise tamamen yanlış bir yol olacağını savunuyor.

Öte yandan zaman daralıyor. Almanya’da eyaletler ve merkezi yönetim, 2016 yılından itibaren borçlanmanın asgari seviyeye çekilmesini, Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın yüzde 0.35’ine indirilmesini anayasa maddesi olarak karar altına almıştı.

Hükümetin önceliği istihdam

Başbakan Angela Merkel da ekonominin yeniden canlanması ve vergi gelirlerinin artması için elden gelen her şeyin yapılması gerektiğini vurguluyor:

“Tek hedef, istihdamın artmasıdır. İşsiz sayısının yüz bin azalması, Federal İş Kurumu ve sosyal sigorta sistemlerinin iki milyar euro tasarruf etmesi ve bu paranın devletin kasasına dönmesi demektir.”

Ancak koalisyon ortaklarının ekonomik büyüme politikaları sonuç vermediği takdirde, Maliye Bakanı en geç iki yıl içerisinde sıkı bir tasarruf programıyla sosyal güvenlik bütçesini budamak zorunda kalacağı belirtiliyor. Koalisyon sözleşmesinden genel anlamda memnun görünen Alman İşveren Dernekleri Genel Başkanı Dieter Hundt, yeni Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble’nin bu önlemleri alabilecek yetenek ve güce sahip olduğunu, bu göreve getirilmesinin iyi bir seçim olduğunu vurguluyor.

Sabine Kinkartz / Çeviren: Çelik Akpınar

Editör: Ahmet Günaltay