Yerel siyasetin kapıları göçmene kapalı
2 Temmuz 2011
Almanya’da nüfusun yaklaşık yüzde 20'sini göçmenler oluşturuyor. Ancak kenti ilgilendiren kararların alınmasında, göçmen kökenlilerin söz sahibi olduğu pek söylenemez. Max Planck Enstitüsü tarafından yerel siyasette göçmen kökenlilerin durumunu inceleyen araştırma da, büyük kentlerin belediye meclislerinde göçmenlerin oranının yüzde 4 olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmanın çarpıcı sonuçlarından biri ise, belediye meclisi üyelerinin yüzde 40'ını Türk kökenli kadınların oluşturması. Yeşiller Partisi’ne yakınlığı ile bilinen Heinrich Böll Vakfı ile Essen merkezli Mercator Vakfı’nın desteği ile yaptırılan araştırma Çarşamba günü Berlin’de tanıtıldı.
Yerel siyasette göçmenler
Max Planck Enstitüsü tarafından Almanya’nın nüfusu 100 binin üzerinde olan 77 kentinde yapılan araştırma, göçmen kökenlilerin belediye meclislerindeki durumunu inceliyor. Aynı zamanda eyalet statüsünde olan Berlin, Hamburg ve Bremen, araştırmanın dışında tutuluyor. Araştırma, 2001-2006 yılları arasında belediye meclislerindeki göçmen kökenlilerin sayısı 114 iken, bu sayının 2011 yılında 190’a ulaştığını ortaya koyuyor. Araştırmayı yürüten Karen Schönewaelder, bu artışa rağmen, göçmenlerin belediye meclislerinde yeterince temsil edilmediğine dikkat çekiyor. ”Belediye meclisleri kentlerdeki nüfusun çeşitliliğini yansıtmaktan hâlâ çok uzak. Çünkü bu kentlerdeki toplam 4 bin 670 belediye meclisi üyesinin sadece yüzde 4’ü göçmen. Ama büyük kentlerin nüfusunun dörtte birinden fazlasını göçmen kökenliler oluşturuyor. Göçmenler yerel siyasette bariz bir şekilde yeterince temsil edilmiyor.”
Göçmen kökenli belediye meclisi üyelerinin sayısının en yüksek olduğu kent Frankfurt. Kent belediye meclisinde 15 göçmen kökenli üye bulunuyor. Ancak göçmen kökenlilerin nüfusunun yoğun olmasına rağmen, Mannheim, Ingolstadt, Heilbronn gibi 16 kentte ise belediye meclislerinde hiç göçmen kökenli üye yer almıyor.
Göçmenlerin tercihi Sosyal Demokratlar
Araştırmayı yürütenlerden Daniel Volkert, belediye meclisi üyesi göçmen kökenlilerin tercih ettiği partilerin de farklılık gösterdiğini belirtiyor. ”Hür Demokrat Parti’nin belediye meclislerinde sadece 6 üyesi varken, en yüksek sayının 67 ile Sosyal Demokrat Parti’de olduğu görülüyor. Partilerin toplam üye sayısına bakıldığında ise göçmen kökenlilerin oranının en yüksek olduğu parti, yüzde 8 ile Sol Parti. Bunu yüzde 7 ile Yeşiller ve yüzde 5 ile Sosyal Demokrat Parti takip ediyor. Hrıstiyan Birlik ve Hür Demokrat Parti ise yaklaşık yüzde 2 ile sonda yer alıyor.”
Türk kökenli üyeler
Göçmen kökenli belediye meclis üyelerinin yüzde 76’sını Türk kökenliler oluşturuyor. Araştırmanın ortaya koyduğu ilginç sonuçlardan biri de, göçmen kökenli belediye meclisi üyelerinin yüzde 40’ının Türk kökenli kadın olması. Volkert, bunu şöyle değerlendiriyor: ”Bu açıdan bakıldığında, göçmen kökenli kadınların uyum sağlamakta zorlandığı şeklindeki görüş, gerçeği yansıtmıyor. Göçmen kökenli kadınlar siyasi sorumluluk üstlenmek için kendilerine sunulan fırsatı değerlendiriyorlar.”
Göçmenlerin yükselmesi zor
Araştırmaya göre, göçmen kökenli yerel politikacıların yüzde 66’sı yüksek okul mezunu. Farklı alanlarda uzmanlıkları bulunmasına rağmen, göç ve uyum konularında çalışmalarının beklenmesi, bir sorun olarak görülüyor. Araştırma ayrıca göçmen kökenlilerin parti içinde yükselmekte zorlandıklarını ortaya koyuyor. Körber Vakfı’nın girişimiyle oluşturulan Türk Kökenli Politikacılar Ağı Başkanı ve Stuttgart Belediye Meclisi Üyesi Ergun Can karşılaştıkları sorunları şu sözlerle dile getiriyor. "Partilerde belli ağlarınızın olması lazım. O ağları kurabilmeniz, 10-20 sene sürüyor. Belirli bir mertebeye ulaşabilmek için ağlar çok önemli. Bütün arkadaşlarımın üç aşağı beş yukarı sorunları aynı. Belirli bir yere kadar isteniyorsunuz. Ama para kazanılabilecek, (federal) veya eyalet milletvekili konumlarında pek yer alamıyoruz. Çünkü orada pastadan pay verilmek istenmiyor.”
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Jülide Danışman / Berlin
Editör: Beklan Kulaksızoğlu