1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yoksulluğa karşı mali reform çağrısı

21 Ekim 2006

Kalkınma politikası alanında çalışan Social Watch Deutschland, yoksulluk ve toplumsal ayrımcılığı önlemenin tek yolunun, uluslararası mali sistemde radikal bir reform yapmak olduğunu savunuyor. Bünyesindeki kurumların üçte ikisi bu alanda çalışan sivil toplum örgütleri olan bu çatı örgütü son yıllık raporunda, Güney ülkelerinin kullanımına daha fazla para sunulması gerektiğini bildiriyor.

https://p.dw.com/p/AbYJ
Yoksulluğun çeşitli ülkelerdeki tırmanışı uzmanları harekete geçirdi
Yoksulluğun çeşitli ülkelerdeki tırmanışı uzmanları harekete geçirdiFotoğraf: AP

Social Watch Deutschland’ın son raporu, kalkınmakta olan birçok ülkede ortalama yaşam süresinin yükseldiğini, eğitim durumunun iyiye gittiğini, temiz içme suyu temininde olumlu adımlar atıldığını ve kadın-erkek eşitliğinin bir nebze daha fazla sağlandığını vurguluyor. Fakat örgüt sözcüsü Klaus Heidel, şunu da sözlerine ekliyor: “Tüm ilerlemelere rağmen halkın üçte birinden fazlasının hala yoksulluk sınırının altında yaşadığı 50’den fazla ülke var. 35 ülkede bu oran yüzde 50’yi, 26 ülkede de yüzde 70’i aşıyor. AIDS’e karşı dünya çapında yürütülen mücadelede de son yıllarda ilerleme kaydedilmediği dikkat çekiyor. Raporda bunun hakkında da somut rakamlar bulacaksınız.”

Dış borç engeli

Son 15 yılda sağlık ve eğitim harcamalarını çok az ülke artırabildi. Bunun nedeni de, bu ülkelerin yarısından fazlasının dış borçlarını azaltamamış olması. Heidel, bu ülkelere giren her bir dolara karşılık, her yıl on doların çıktığını hatırlatıyor. Bu durumda da, sanayileşmiş ülkelerin kalkınma yardımını artırması dışında bir seçenek kalmıyor. Fakat bu da yeterli değil. Global Policy Forum Europe’dan Jens Martens, kalkınmakta olan ülkelerin kaynaklarını eriten mekanizmalara karşı mücadele edilmesi gerektiğini belirtiyor:

“Kalkınma politikasında acil bir perspektif değişikliği gerekli. Çünkü uzun vadede Güney ülkeleri kendilerine kredi veren varlıklı ülkelere bağımlılıktan, ancak hükümetleri kendi ülkelerindeki devlet gelirlerini, yeterli miktarda kamu yatırımı ve hizmeti sunabilecek şekilde artırabilirse kurtulabilir. Milenyum hedeflerinin, yani en başta eğitim, sağlık, beslenme, su ve sosyal güvenlik alanlarında harcamaların gerçekleştirilmesi de bunlar arasında.”

Yozlaşmış vergi sistemi yoksulluğu körüklüyor

Dünyada yoksulluğun 2015 yılına kadar yarı yarıya azaltılması, Birleşmiş Milletler’in milenyum hedeflerinin en önemlilerinden biri. Yoksul ülkelerin bu hedefi kendi gücüyle gerçekleştirememesinin nedenleri arasında yoz mali yönetimler tarafından daha da zayıf düşürülen verimsiz vergi sistemleri de var.

Martens sözlerine şöyle devam ediyor: “Vergi teşvikleri ve özellikle de dünyada, sendikal hakların ve çevre korumanın safdışı edildiği, yaklaşık üçbin özel ekonomik bölgede yabancı tekellere sık sık uygulanan vergi muafiyeti. Yabancı yatırımları çekme yarışı, dünya çapında vergileri aşağı çekme yarışına dönüşüyor. Bundan uluslarötesi şirketler yararlanıyor, ama yerli halkın genellikle eli boş kalıyor. Bu sadece kalkınmakta olan ülke halkları için de geçerli değil.”

Sadece kalkınmakta olan ülkelerin devlet gelirlerinin Gayrı Safi Milli Hasıla’ya oranı varlıklı ülkelerdeki ortalamaya denk hale getirilse, bu ülkelerin kasasına yılda yaklaşık 140 milyar dolar akacak. Kayıt dışı ekonominin kayda alınmasıyla da bunun iki katı bir gelir elde edilebilir. Martens, kalkınmakta olan ülkelerin vergi kaçakçılığından uğradığı zararın da her yıl yaklaşık 50 milyar doları bulduğuna işaret ediyor.

”Vergi sistemleri globalleşsin”

Social Watch Report raporu, kalkınmakta olan ülkelere adil vergi sistemleri kurulmasında yardım edilmesini, uluslarötesi şirketlerin daha etkili vergilendirilmesi ve denetlenmesini, ödemelerde saydamlığın sağlanması için özellikle petrol, doğal gaz ve madencilik sektörlerinde bağlayıcı kurallar konulmasını ve globalleşmiş ekonomiler nedeniyle vergi sistemlerinin de globalleştirilmesini öneriyor.

Jens Martens, bu önerilerin sadece bir kısmı gerçekleşse dahi, milenyum hedeflerinin tutturulacağını belirtiyor: “Milenyum hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi için ikisi de gerekli. Birincisi, kalkınma yardımının kapsamlı şekilde artırılması ve ikincisi, Güney ülkelerinde vergi gelirlerinin ciddi şekilde yükselmesi. Bir başka deyişle, vergi sisteminin delikleri kapatılır ve Güney ülkelerinde vergi kaçırılması önlenebilirse, milenyum hedefleri hala gerçekleştirilebilir ve bu şekilde de, yoksulluk ve toplumsal eşitsizliklerin aşılmasında hissedilir bir ilerleme sağlanabilir.”