1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yoksulluk Nijerya'yı vuruyor

Ayşe Tekin/DW, Ajanslar28 Aralık 2006

Nijerya'da, boru hattından petrol çalmak isterken meydana gelen patlamada ölenler topluca toprağa verildi. Ancak bu kaza, ülkede ilk değil, son olacağa da benzemiyor. Zira Nijerya'da sefalet kol geziyor.

https://p.dw.com/p/AZZN
Ülke petrol zengini ama halk fakir.
Ülke petrol zengini ama halk fakir.Fotoğraf: AP

Afrika ülkesi Nijerya'da petrol boru hattında önceki Salı günü meydana gelen patlamada ölen 269 kişiden 238'i, facianın meydana geldiği yerin yakınlarında topluca toprağa verildi. Lagos eyaletindeki Kızılhaç yetkilileri, cesetlerin düzenlenen dini törenle topluca toprağa verildiğini belirterek, ikinci bir toplu defin işleminin yapılacağını kaydetti. Nijerya Kızılhaç örgütü, Abule Egba, patlamada ölenlerin sayısının 269, yaralananların da 65 olduğunu bildirdi.

Kurtarma ekipleri salgın hastalık çıkmaması için çevreyi dezenfekte ederken, Lagos’daki patlamada yaşamını yitirenlerin kimliklerini saptama çalışmaları da devam ediyor. Kaza, yüzlerce kişinin, hırsızların boru hattında açtığı delikten petrol almak için olay yerine akın ettiği sırada meydana gelmişti. Nijerya’da bu tür kazalar daha önce de yaşandı. Ülkenin en önemli zenginliği olan petrol halkın yoksulluğuna çare olmuyor.

Etnik ve dini gerilim

250 farklı etnik grubun yaşadığı Nijerya doğal kaynaklar açısından zengin bir ülke: Petrol, doğal gaz, kömür, kurşun, demir bunlardan bazıları. Ama bu zenginliğin halka yansıması yok. Afrika’nın diğer eski sömürgelerinde olduğu gibi Nijerya’da da sınırlar etnik dağılım gözetilmeksizin çizildi. Bu yüzden de ülkenin 1960 yılında bağımsızlığını kazanmasından bu yana nüfusun çoğunluğunun Müslüman olduğu kuzey ile Hırıstiyanların yaşadığı güney arasındaki dini ve etnik gerilim devam ediyor. 1967 yılında başlayan iç savaşın aktörleri sadece etnik nedenlerle değil aynı zamanda Nijer deltasındaki zengin petrol kaynakları için de savaştı. 1 milyon kişinin yaşamını yitirdiği bu savaş, 1995 yılında ülkenin ünlü edebiyatçı ve insan hakları savunucularından Ken Saro-Wiwa’nın idamı ile uluslararası kamuoyunun gümdemine geldi.

Alternatif Nobel Ödülü sahibi Ken Saro-Wiwa, mensubu olduğu Ogoni halkının yaşadığı bölgede petrol çıkaran Shell şirketinin yarattığı çevre kirliliğine karşı mücadele ediyordu. Bir dönem bölge hükümetinde görev alan, daha sonra ayrılarak muhalefete geçen Ken Saro Wiwa sadece bölgedeki çevre kirliliğine değil, Ogoni halkının yoksulluğuna ve Shell şirketi ile iktidar sahiplerinin ortak çıkarlarına dikkat çekince cinayetle suçlandığı bir davada idama mahkum edildi. Ken Saro Wiwa, tüm dünyadan protestolara rağmen karar açıklandıktan iki gün sonra sekiz yoldaşı ile birlikte idam edildi. Bunun üzerine Shell şirketine karşı da uluslararası bir kampanya başladı ve sonuçta Shell, şirket ilkeleri arasına insan haklarının gözetilmesini de aldı.

Adaletsiz gelir dağılımı

Ama aynı şey Nijerya Devlet Başkanı Olusegun Obasanjo için söylenemez. Gelecek yıl üçüncü kez seçilmeye hazırlanan Obasanjo, Ogoni bölgesindeki isyanı bastırmak için yeni bir yöntem deneyerek, daha fazla istihdam alanı yaratacağını açıkladı ama Nijer deltasının bağımsızlığı için mücadele eden militanlar, bölgenin zenginliğinin adil dağılımını talep ediyor.

Nijerya hükümetinin ana gelir kaynağı petrol. Ülkenin döviz girdilerinin yüzde 90’ı hafif ve az kükürtlü olduğu için dünya piyasalarında tercih edilen petrolden. Nijerya, Afrika’nın en büyük petrol ihracatçısı ve en büyük alıcısı da ABD. Nijerya yasalarına göre petrol ve bulunduğu bölge devletin. Ama Njier deltasında yaşayan Ogoni halkına bu zenginlikten çoğu kez boru hatlarından kaçak aldıkları düşüyor. Petrol endüstrisinin doğasını mahvettiği Nijer bölgesinde köylerde yol, su, elektrik yok. Gece görünen tek ışık, petrol kuyularından çıkan gazın alevi. Bu yüzden de boru hattından kaçak petrol ya da benzin alma girişiminden vazgeçilmiyor.