1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

YORUM: İslam karşıtlığını ne küçümseyelim, ne de abartalım

10 Temmuz 2009

Mısırlı genç kadının mahkeme salonunda ırkçı bir Alman tarafından öldürülmesi tartışmaları alevlendirdi. Alman siyasetçileri ve medya tepkide geç mi aldı? Yoksa Arap basını sorunu abartıyor mu?

https://p.dw.com/p/Ikdm
İslam karşıtı Pro Köln grubunun bu yıl yapmayı planladığı gösteri, Alman sendikaları, sol partiler ve öğrenci gruplarının karşı protestosu ile engellenmiştiFotoğraf: picture-alliance/ dpa


DW Arapça Servisi’nden Rainer Sollich’in yorumu:

Protest in Kairo wegen Mordes in Dresdner Gerichtssaaal
Mısır'da protesto gösterileri sürüyorFotoğraf: picture alliance / dpa

"Bir noktayı önceden açıkça ifade etmek gerek: Mısır medyası ve öfkeli Mısırlıların son birkaç gündür Almanya'ya yönelik suçlamalarında kantarın topuzu kaçmış durumda. Almanya'da genel olarak Müslümanlara karşı bariz düşmanca bir tutumun egemen olduğu da, Alman yargısının Müslümanlara karşı işlenen suçları ciddiyetle kovuşturmadığı da gerçek dışı. Almanya, başörtüsü takanların, önde gelen siyasiler ya da medya tarafından potansiyel terörist diye damgalandığı bir ülke değil. Almanya’da Müslümanlar ile Müslüman olmayanların birlikte diyalog ve anlayışı geliştirmek ve her tür ayrımcılığa karşı koymak üzere faaliyet gösterdiği çok sayıda girişim mevcut.


Marwa El Sherbiny
Eczacı Merve El Şerbini, bıçak darbeleriyle can verdiğinde 3 aylık hamileydiFotoğraf: dpa

Müslümanların ayrımcılığa uğraması durumunda bu, normalde medyanın önemli bir bölümü tarafından gündeme taşınır. Siyasete, bu ülkede yaşayan Müslümanlarla diyalogda şimdiye kadar pek ilerleme kaydetmediği eleştirisi getirilebilir. Ancak sorunlar masaya yatırılıyor ve federal hükümet, oluşturduğu İslam Konferansı ile, diyalog yolunda siyasi açıdan üst düzey bir forum oluşturdu. Bu ülkeyi tarafsız bir şekilde değerlendiren herkes şuna hak verecektir: Tüm önyargı ve korkulara, aşırı sağcı küçük partilerin kampanyalarına rağmen Almanya'da İslam karşıtı kışkırtmaların egemen olduğu bir hava yok.


Muslime in Deutschland
Gelsenkirchen'de bir camiden görüntüFotoğraf: AP

Peki bu her şeyin mükemmel olduğu anlamına mı geliyor? Kesinlikle hayır. Mısır’daki insanların, özellikle de kurbanın ailesinin öfke ve hislerini anlamak ve ciddiye almak gerekir. Bu, Almanya’da medyadan, mahkemedeki sorumlulara ve federal hükümete kadar konuyla ilgili herkesin özeleştiri yapması için bir vesile sunmaktadır. Bu olay tüm boyutları ve etkileriyle Mısır’a kadar ulaşmışken, Alman medyasının büyük bölümünün adeta ‘uyuması’ nasıl açıklanabilir?

Tag der offenen Moschee
Almanya'daki bir çok cami çeşitli diyalog etkinlikleri ile önyargıları yıkmaya çalışıyorFotoğraf: AP


Federal hükümetin bu olayı açık bir şekilde kınaması için niye bu kadar zaman geçti ve kınama ancak bir Arap muhabirin konuyla ilgili demeç talebi üzerine geldi? Bu, kuşkusuz hükümetin olayla ilgilenmediğinin ya da olaydan üzüntü duymadığının bir göstergesi değildi. Ama Almanyadakiler dahil olmak üzere çoğu Müslüman tarafından böyle anlaşıldı. Hatta Mısır medyasının bir bölümünde, Mısırlı kadının ölümünü bilinçli olarak önemsiz göstermeye çalışma denemesi olarak değerlendirildi.


Deutschland Berlin Eröffnung der Islamkonferenz
İslam Konferansı geçen ay Berlin'de toplanmış diyalog ve uyum çalışmalarını gözden geçirmiştiFotoğraf: AP

Alman siyaseti bu olayda dünyaya iyi bir görüntü sunmadı ve hiç gereği yokken bir imaj sorununa yol açtı. Sadece Almanya Yahudiler Merkez Konseyi olayın hemen ardından sesini yükseltti ve cinayeti açık dille kınadı. Ancak Almanya'da ya da Mısır'da olsun, Müslüman ya da gayrimüslim olsun, vatandaşların da özeleştiride bulunması gerek. Bu anlaşılır öfke ve ilk andaki heyecan geride kaldığında, İslam karşıtlığının şimdiye kadar bu toplumun baskın unsurlarından biri olmadığı Almanya’daki Müslümanların temsilcileri tarafından da öne çıkarılmalıdır.


Aksini iddia eden ya da gündeme getiren, kasten çok basit ve adil olmayan bir tablo çizmiş olur. Aynı şekilde İslam karşıtlığı olgusu da hiçbir şekilde küçümsenmemelidir. Bu bir gerçek. Pek çok kamuoyu yoklaması Almanların çoğunun gerçekten de İslama ve Müslümanlara karşı güçlü bir güvensizlik ve korku duyduğunu ortaya koyuyor. Ancak Dresden’deki olay bu hissin tipik değil, aşırı bir yansımasıdır. Bu konu, istihdam olanaklarının giderek azaldığı ekonomik kriz döneminde, uzun vadede sosyal patlama yaratacak bir dinamiti içinde barındırıyor."


Rainer Sollich / Çeviren: Başak Özay

Editör: Beklan Kulaksızoğlu