1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yukos kararı kimseyi şaşırtmadı

Ingo Mannteufel / DW31 Mayıs 2005

Rusya’nın en büyük petrol şirketi Yukos’un eski sahibi Mikhail Hodorkovski ve iş ortağı Platon Lebedyev dolandırıcılık ve vergi kaçakçılığı suçuyla 9’ar yıl hapis cezasına çarptırıldılar. Rusya’nın en zengin işadamı olarak bilinen Hodorkovski, Devlet Başkanı Vladimir Putin’e karşı, muhalif gruplara açık destek vermiş, 2003 yılı Ekim ayında tutuklanmıştı. DW’den Ingo Mannteufel’ın mahkeme kararıyla ilgili yorumu şöyle:

https://p.dw.com/p/AZwK

“Yukos’un eski sahibi Mikhail Hodorkovski ve iş ortağı Platon Lebedyev’e karşı mahkemeden çıkan kararlar hiç kimseyi şaşırtmadı. Ancak dava süreci gibi karar da tartışmalı. Burada hukuk devleti ilkelerine uygun bir hukuki süreçten bahsedilemez. Savunmanın çalışması engellendi ve duruşmalara başsavcılığın eski Sovyet gelenekleri damgasını vurdu. Başsavcılık, 200 ciltlik iddianamedeki çelişkili noktalar ve zayıf yönleri keyfi bir şekilde görmezden geldi ve tek taraflı düşünen yargıçlardan da destek gördü.

Hodorkovski-Lebedyev davasının komediye dönüşmesinin nedeni, aslında çok daha geniş çaplı siyasi bir manevranın parçası olması. Gerçek konu, petrol şirketi Yukos ve Kremlin’in Rus petrol ve doğalgaz sektöründe devlet egemenliğini yeniden kurma isteğiydi.

Çünkü Devlet Başkanı Putin’in ’güçlü devleti’nin ekonomik modernizasyonu için gerekli para Rusya’da ancak bu sektörde bulunabilir. Petrol ve doğalgaz, Sovyetler Birliği döneminde de devleti finanse eden en önemli araçtı. İstikrarlı ve çeşitliliğe sahip bir piyasa ekonomisi kurulmadan petrol sektörünü özelleştirmek kuşkusuz Rus politikasının stratejik bir hatasıydı.

Devletin sahip olduğu en kıymetli kuruluşların şeffaf olmayan özelleştirmelerle satılması gerçekten de tarihi bir adaletsizlikti. Milyonlarca Rus giderek yoksullaşırken küçük bir azınlık muazzam servetler edindi. Bu açıdan bakıldığında Hodorkovski ve Lebedyev suçsuz değildir. Onlar 90’lı yılların ortalarındaki ’seçilmiş’ azınlığa dahillerdi.

Üst düzey devlet yetkilileri ve diğer nüfuzlu çevreler ile kişisel ilişkileri sayesinde özelleştirme furyasının kazananları arasında yer aldılar. Ardından da edindikleri nüfuzu, hükümetin uygun vergi modelleri çıkarması için kullandılar. Ancak sanık sandalyesinde diğer büyük Rus şirketleri ile şaibeli özelleştirmeler ve vergi kaçakçılığına yol açan boşlukları yaratan devlet yetkilileri de oturmalıydı.

Ancak Kremlin, 90’lı yıllardaki özelleştirmelerin karanlık yönlerinin üzerine gideceğine Yukos’u hedef aldı. Kremlin’in geçmişte etkisiz hale getirdiği eski milyarderler Berezovski ve Gussinski’den farklı olarak Hodorkovski imparatorluğunu kaptırmamak için savaşmaya hazırdı. Bu nedenle ona özel duruşma yapıldı. Hodorkovski, Yukos dağıtıldıktan sonra da pes etmedi ve serbest bırakılmasının ardından geriye kalan milyonlarıyla Yukos için mücadeleye devam etti. İşte Hodorkovski bu nedenle mahkum edildi.

Kremlin’in bakış açısına göre bu tutarlı bir siyaset olabilir. Ama gerçekte bu, Kremlin için siyasi bir felakettir. Mahkeme kararı, Rusya’da hukuki güvenliğin eksik olduğunu ve adalet sisteminin büyük zayıflıklarını ortaya çıkarıyor. Yukos davası yabancı yatırımcılar açısından Rusya’nın imajında telafi edilmesi çok güç hasara neden olmuştur.“