Yunanistan bekleyişte
28 Ekim 2012
AB, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun oluşturduğu Trokya’nın Yunanistan hakkındaki sonuç raporuna ilişkin gazetecilerin yönelttiği sorular neredeyse bir ritüel haline dönüştü. Gazeteciler soru yöneltiyor, AB Komisyonu’nun sözcüsü Simon O’Connor ise hep kaçamak yanıt veriyor:
“Bu konuda bir yorum yapamam ve görüşmeler sürdüğü müddetçe herhangi bir ayrıntıya da giremem. Bir uzlaşı sağlandığında sizlere daha fazla açıklama yapabilirim.”
Troyka’nın Yunanistan’ın durumunu değerlendirme raporunun aslında ekim ayı başında kamuoyuna sunulması bekleniyordu. Bu tarih ertelendi ve raporun büyük olasılıkla kasım ayı başında açıklanabileceği bildirildi. Troyka uzmanları -denetimleri sırasında her zaman yaptıkları üzere- büyük bir suskunluğa bürünmüş durumdalar. Bundan dolayı da dünya kamuoyu bu ertelemenin ne anlama geldiğini çözmeye çalışıyor.
Görüş ayrılıkları
Sızan bilgilere göre Troyka uzmanları uzlaşı sağlayamıyor. Dışarıya karşı birlik sergiliyorlar ama medyada yer alan haberlere göre kendi içlerinde doğru rotanın ne olduğu konusunda görüş ayrılıkları bulunuyor. Zira Troyka’nın uzman gurubu AB, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun gönderdiği temsilcilerden oluşuyor ve bunlar kısmen farklı çıkarlar gözetiyor. Özellikle Uluslararası Para Fonu, Yunanistan konusunda katı kararlarda ısrar ediyor, çünkü üyeleri olan kalkınmanın eşiğindeki ülkeler ya da ABD, Euro Bölgesi’ne gittikçe daha eleştirel bir gözle bakıyor.
Uluslararası Para Fonu IMF, ülkeleri ekonomik açıdan sağlığa kavuşturmada takındığı katı tavırlarla kazandığı ünü kaybetmek istemiyor. Zira sonradan hatalı olduğu ortaya çıkan her Troyka raporu, Troyka’nın inanırlığını kaybetmesi anlamına gelebiliyor.
Köln merkezli Alman Ekonomi Enstitüsü'nden Jürgen Matthes, raporun açıklanmasının bu kadar uzun sürmesinin siyasî bazı nedenleri olabileceğini de düşünüyor. Matthes, “Bir varsayım da olsa, siyasi açıdan çok anlaşılabilir bir gerekçe daha bulunuyor. Troyka uzmanları ABD’deki başkanlık seçiminin sonucunu bekliyor olabilirler. Zira Amerikan tarafı Euro Bölgesi’ne oldukça eleştirel gözle bakıyor ve Obama hükümetinin, Euro krizinin Amerikan ekonomisine olumsuz yansımalarının sonuçta Obama’nın yeniden başkan seçilmesini bile engelleyebileceği yönünde büyük endişeleri var” şeklinde konuşuyor.
Belirleyici rol oynayacak
Uluslararası finans sektörü ise kapalı kapılar ardında süren pazarlığı asabi bir biçimde izliyor ve Atina kaynaklı tahminleri ya da çelişkili haberleri değil, somut verileri görmek istiyor. Çünkü Troyka’nın sonuç raporu, yardım paketinden 31 milyar Euro’luk dilimin daha bu ülkeye verilip verilmemesinde belirleyici rol oynayacak. Bu finans yardımı olmadan Yunanistan’ın iflas bayrağını çekeceğine işaret ediliyor. İktisatçılar, böyle bir durumun da finans piyasalarını sarsacağını ve Euro Bölgesi’nin daha fazla baskı altına girmesine yol açacağını belirtiyorlar.
Avrupa Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü Daniel Gros, bu faktörler göz önünde tutulduğunda Yunanistan’a yardımlara devam edileceğinden yola çıktığını vurguluyor:
“Sanıyorum konunun aktörleri, bir bedende iki ruhun varlığından söz edeceklerdir. Bir yandan Atina'ya karşı katı tutumlarını sürdürmek istiyorlar, diğer yandan Yunanistan’ın asgari bazı gelişmeler kaydettiğini görüyorlar ve bu durumda ülkenin tam tepetaklak olmasına izin vermemek gerektiğini anlıyorlar.”
©Deutsche Welle Türkçe
Ralf Bosen / Çeviri: Çelik Akpınar
Editör: Banu Wöltje