1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yunanistan geçmiş hataların faturasını ödüyor

17 Haziran 2011

Borç içinde yüzen Yunanistan, ek kaynak temin edemezse iflas edecek. Uzmanlar, özellikle geçmişte mali sistemde yapılan hataların ülkeyi bugün içinde bulunduğu duruma getirdiğini söylüyor.

https://p.dw.com/p/11cDz
Fotoğraf: fotolia/DW

Euro Bölgesi maliye bakanları, pazar günü Lüksemburg’da bir araya gelerek, Yunanistan için kararlaştırılan 110 milyar euroluk yardım paketinden ikinci kredi diliminin serbest bırakılıp bırakılmamasını görüşecek. AB Komisyonu'nun Parasal İşlerden Sorumlu Komiseri Olli Rehn, özellikle AB maliye bakanlarına seslenerek, toplantıda farklılıkları bir kenara bırakıp anlaşmaya ulaşmaları çağrısında bulundu. Rehn ayrıca, Yunanistan’dan da ekonomik reform programının haziran ayı sonuna kadar meclisten geçirilmesini istedi. İçinde bulunduğu borç krizi nedeniyle iflasın eşiğine gelen Yunanistan’da bir yanda siyasi gerilim tırmanırken, diğer yanda da halkın öfkesi had safhada. Binlerce kişi dün sokaklara çıkarak hükümetin kemer sıkma önlemlerini protesto etti.

Yunanistan’ın, gelecek ay yapması gereken 12 milyar euroluk borç ödemesi için acil kaynağa ihtiyacı var. AB ve IMF tarafından geçen yıl kabul edilen 110 milyar euroluk paketten yararlanmak isteyen Atina’nın, yeni tasarruf önlemleri ve özelleştirme planı konusunda Brüksel’i ikna etmesi gerekiyor.

Sıkı tasarruf önlemleri

Hükümetin hazırladığı 25 milyar euroluk tasarruf önlemleri, 6,5 milyar euroluk ek vergi, 50 milyar euroluk dev özelleştirme ve kamu istihdamında yüzde 20’lik azalma öngören orta vadeli ekonomi programı, halkın tepkisine yol açtı. Alman Hür Demokrat Parti'nin (FDP) Avrupa Parlamentosu milletvekillerinden Yunan kökenli Yorgo Hacımarkakis, Yunanistan’ın geçmişte yaptığı hataların bugün yaşananlarda büyük payı olduğunu belirtti.

Hacımarkakis, “Evet, tabii ki hatalar çok eskilere dayanıyor. İstatistiklerde tahrifat yapılması, yanlış yatırım politikaları… Ancak Yunanistan’ın tasarruf paketini ortaya koyduğu 2010 yılı mayıs ayından itibaren de büyük hatalar yapıldı. Örneğin şimdi özelleştirmeden bahsediyoruz ancak unuttuğumuz bir şey var: Yatırımlardan, bir yatırım ve konjonktür programından hiç bahsetmedik. Sadece tasarruf yapan bir ülkenin ekonomik açıdan gözden düşeceği çok aşikârdır. Yunanistan’da işsizlik çok arttı. Gençler arasındaki işsizlik neredeyse yüzde 40’larda. İnsanlar doğal olarak umutsuz. Haftalardır barışçıl şekilde sokaklara çıkıyorlar ve sonunda şiddet olayları da tırmandı" ifadelerini kullandı.

Vergi gelirlerinde büyük kayıp

Vergi tahsilâtının hâlâ normal Avrupa standartlarında olmadığını kaydeden Hacımarkakis, Yunan hükümetinin mali sistemde yaptığı hatalara da dikkat çekti: “Çünkü sistem yıllarca böyle işledi. İyi kazananlar doğal olarak paralarını yurt dışına çıkardı. Özellikle Almanya ve İsviçre’ye sermaye akışının nasıl arttığına bakarsanız, bu gerçekten de nefes kesici ve Yunan hükümeti buna karşı hiçbir şey yapmadı. Burada işin kolayına kaçtıkları için Papandreu ve Maliye Bakanı Papakonstantinu suçlanmalıdır. Yani sadece katma değer vergisini artırıp, Noel ya da tatil parası gibi küçük meblağlarda kesintiye gittiler.”

Yunanistan’ın geçen yıl vergi kaçakçılığı ve vergi gelirleri ile idare yeteneğindeki büyük açıklar nedeniyle 30 milyar euro kaybettiğini kaydeden iktisatçı Jens Bastian, bu durumun halkta güvensizliğe yol açtığını kaydetti. Bastian, Yunanistan’da çoğu kişinin yıllardır ‘neden vergi ödemeliyim” sorusuna yanıt bulmakta zorlandığını belirtti.

Bastian, “Tek başına tasarruf artık daha fazla yardımcı olmayacaktır. Tasarruf, geçmişte kendilerinin krizden etkilenmeyeceğini düşünen halk kesimini yoksullaştırdı. Ve bu durum insanlara, Yunanistan’da tasarrufun sosyal açıdan ne kadar eşitsiz bir şekilde dağıldığını gösterdi ve çoğu şöyle diyor: “Neden tasarruf etmem gerekiyor ki? Yunanistan’ı krizden çıkarmak için mi yoksa Alman ve Fransız bankalarını iflastan kurtarmak için mi?” dedi.

AB'ye "popülizmden vazgeç" çağrısı

Bastian, AB ülkelerine de, Yunanistan’ın mali sorunlarıyla ilgili tutumlarında yerine getirilemeyecek taleplerden ve popülizmden kaçınmaları çağrısında bulundu.

Bastian, “Zaman ve sabır gerekli. Ancak hiçbir şekilde yerine getirilemeyecek taleplerde bulunulmamalı ve özellikle şimdi nasihatten kaçınılmalı. Yunanistan ile daha az popülizm yaparak ve bazen daha ziyade kapalı kapılar ardında tartışılmaya çalışılmalı. Kamuoyu önünde nasihatlerden kaçınılmalı. Bu bazen Atina’da çok kibirli bir tutum olarak değerlendiriliyor ve çoğu kişinin“Siz bizimle bu şekilde konuşursanız, o zaman biz de istediklerinizi yapmayız” demesine yol açıyor" dedi.

Siyasi gerilim tırmanıyor

20 aydır iktidarda olan ancak artan kamuoyu baskısı nedeniyle AB ve IMF’nin “acı reçetelerini” tek başına uygulayamayan Başbakan Yorgo Papandreu ise zorda. Sosyalist PASOK partisinin lideri Papandreu'nun, geniş tabanlı bir milli birlik hükümeti kurma planı, muhalefetin katı talepleri nedeniyle suya düştü. Papandreu bunun üzerine kabinede değişikliğe gitmeyi ve Parlamento’dan güvenoyu talep etmeyi kararlaştırdı. Güvenoyu sürecinin pazar günü başlayabileceği belirtiliyor. Papandreu’nun güvenoyu alamaması durumunda ülkenin erken genel seçimlere gitmesi bekleniyor.

©Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Başak Sezen (DW/AFP/AA/Reuters)

Editör: Beklan Kulaksızoğlu