1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Zaimoğlu kadınları yazdı

Sevim Ercan/Berlin17 Mart 2006

Almanya’nın Kiel kentinde yaşayan yazar Feridun Zaimoğlu’nun son romanı „Leyla“, bu tartışmalara yeni bir boyut kazandıracak gibi görünüyor.

https://p.dw.com/p/AaQK
Romanın kahramanı Leyla Malatya'dan Almanya'ya göç eden bir kadın
Romanın kahramanı Leyla Malatya'dan Almanya'ya göç eden bir kadın

İki yıl önce Almanya’nın Nobel edebiyat ödülü diye nitelendirilen İngeborg Bachman Özel Jüri Ödülü’nü kazanan Zaimoğlu, 525 sayfalık Leyla adlı romanıyla, Alman diline olan hakimiyetini bir kez daha kanıtlıyor.

Zaimoğlu romana adını veren Leyla‘ nın çocukluktan genç kızlığa geçiş döneminin anlattığı satırları kaleme alırken zorluk çektiğini vurguluyor. Malatya’nın bir kasabada doğan Leyla daha sonra Almanya´ya göç ediyor. Zaimoğlu romanında kendi ailesinin hikayesinden esinlendiğini anlatıyor ancak bir kadının dünyasına girmenin ise kendisi için zor olduğunu söylüyor:

“Çok zor oldu. Bir buçuk sene araştırma yaptım.. Günlerce, haftalarca deli oldum bir yerde. Aylarca daktilo başında bir kadın olarak yazmaya kalkıştım ve yapamadım. Her gün 4, 5 saat daktilo başında oturuyorsunuz, anlatacağınız hikayeleri zaten not etmişsiniz biliyorsunuz kitabın başını, ortasını sonunu biliyorsunuz ama yazamıyorsunuz çünkü beceremiyorsunuz.”

10 günde 18 bin sattı

Yayımlandığından bu yana 10 günde yaklaşık 18 bin satan Leyla’da Zaimoğlu’nun Alman diline olan hakimiyeti daha bir belirgenlik kazanıyor. Kendine özgü anlatım stiliyle Alman eleştirmenlerden tam puan alan Zaimoğlu’na Amerika, İtalya, Fransa, İngiltere ve daha pek çok ülkeden telif hakkı teklifleri geldi.

1964 Bolu doğumlu Zaimoğlu 35 yıldır yaşadığı Almanya’da gördüğü tıp ve sanat eğitiminin inceliklerini yapıtlarının satır aralarına taşıyor. Kafa Örtüsü, Oniki Gram Mutluluk gibi pek çok öykü, deneme ve roman yazan Zaimoğlu, 2002 Hebbel, 2004’de ise Adelbert von Chamisso ve Ingeborg Bachman özel Jüri Ödüllerini aldı. Zaimoğlu romanlarında yabancıları yazmadığını söylüyor ve şöyle konuşuyor:

“Ben Almanya’da yaşayan Türk asıllı ve Kürt asıllı Almanları konu alan kitaplar yazıyorum. Yabancılar hakkında yazmıyorum ben, hayır. Bazı muhafazakar çevreler ‘sizler hala yabancısınız’ diye bizi yadsıyorlar. Bizi diyorum çünkü onlar ‘siz’ diyorlar. Biz çeşit çeşitiz.”

Baskıcı baba

Son yapıtıyla kadınların dünyasına keşfe çıkan Zaimoğlu, roman kahramanını baskıcı bir babaya karşı sessiz bir mücadeleye de sürüklüyor. Zaimoğlu, Alman kamuoyundaki Türkler’le ilgili tartışmaların çoğunlukla yargılayıcı olduğuna inanıyor:

“Son zamanlarda kadın olsun, erkek olsun Türk kökenli insanlar kendi geldikleri ortama çamur atmayı marifet zannetmeye başladılar. Ben bunu büyük terbiyesizlik olarak görüyorum. Kendi insanlarını satarak sanat yaratmak sansasyon yaratmak benim için ancak kompleksli insanların yapacağı bir şeydir. Ben buna hiç yeltenmedim çünkü ben kara kafa insanlarımı çok seviyorum. Çok seviyorum. Ben de onlardanım.”

Daha uzun süre adından söz etireceğe benzeyen Zaimoğlu’nın Leyla adlı yapıtının ikinci bölümü de yolda. Kitapseverlere önce mizah ağırlıklı bir yapıtla merhaba diyecek olan Zaimoğlu’nun ikinci Leyla romanı Almanya ağırlıklı olacak.