Zorla evlendirilmelere ceza hazırlığı

Almanya’da Hatun Sürücü’nün öldürülmesiyle yaşanan namus cinayetleri tartışmasının ardından, şimdi de “zorla evlendirilmeler” konusu gündeme geldi. Bu konuda sert önlemler almaya hazırlandıklarının işaretini veren iktidardaki Hıristiyan Birlik partilerinin Meclis Grup Başkanı Wolfgang Bosbach, “zorla evlendirilmelerin kültürel bir özellik olarak ifade edilemeyeceğini” savundu.

Buna karşı sert önlemlere gereksinim duyulduğunu ifade eden Bosbach, Netzzeitung gazetesine verdiği demeçte, sorumluların cezalandırılması gerektiğini dile getirdi. Hıristiyan Birlik partileri, cezai önlemler çerçevesinde, kızlarını zorla evlendirenlere 5 yıla kadar hapis cezası verilmesine olanak sağlayan bir yasanın çıkarılmasını istiyor.

Sosyal Demokratlar öneriyi inceleyecek

Koalisyon ortağı Sosyal Demokratlar’ın da bu tür önlemlere sıcak baktığı gözleniyor. Ancak Sosyal Demokrat içişleri uzmanı Dieter Wiefelspütz, bu konuda ilerleme sağlayabilmek için cezanın dayanakları konusunda uzlaşma sağlanması gerektiğini ifade etti ve öneriyi inceleyeceklerini kaydetti.

Halihazırdaki yasal düzenlemelerin de, yurtdışı edilmesi gibi, sert yatırımlar öngördüğünü kaydeden Wiefelspütz, “Zorla evlendirme olayına karışanlar için Yabancılar Yasası uygulanmalıdır” dedi.

Hatun Sürücü davası

Berlin’deki bu tartışmaların arkasında yatan neden ise Hatun Sürücü davasında mahkemenin verdiği karar. Sürücü, Türkiye’den zorla evlendirildikten sonra eşinden ayrılarak, tekrar Berlin’de dönmüş ve yaşam tarzından dolayı kardeşi tarafından öldürülmüştü. 23 yaşındaki Hatun Sürücü’yü geçen yılın Şubat ayında öldüren erkek kardeşi dün 9 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Cinayeti azmettirmekten suçlanan diğer iki kardeş ise delil yetersizliğinden beraat etmişti.

Bu kararın ardından Alman kamuoyu yeniden namus cinayetleri ve zorla evlendirilme olaylarını tartışmaya başladı. Kimileri verilen cezanın hafif olduğunu söylerken, kimileri de namus cinayetlerinin İslamiyet’le bağdaştırılmasına karşı çıkıyor. Cezayı hafif bulanlar, bunun namus cinayetlerine “sıfır hoşgörü” anlayışı açısından yanlış bir mesaj olduğu görüşünde.

“Sıfır hoşgörü” anlayışı

BM İnsan Hakları Komisyonu’nun verilerine göre, dünya genelinde yılda yaklaşık 5000 kadın ve genç kız namus cinayetlerine kurban gidiyor. Alman Federal Meclisi’nde de Birlik partileri de bu konuda “sıfır hoşgörü” anlayışını benimsemişti.