1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Bir başarısızlık belgesi'

Deutsche Welle Bernd Riegert
Bernd Riegert
11 Ağustos 2015

Atina'ya bir kez daha reformlar için zaman ve para veriliyor. Ancak DW’den Bernd Riegert’e göre Yunanistan için üçüncü bir yardım paketi, aslında bir başarısızlık belgesi.

https://p.dw.com/p/1GDXV
Griechenland Premierminister Alexis Tsipras
Fotoğraf: picture alliance/Photoshot

Yunan hükümeti ve alacaklılarının üçüncü yardım paketi üzerinde anlaştıkları yönünde Atina’dan gelen haber, ilk etapta kulağa olumlu geliyor. Ama bu, sevinç çığlıkları atmak için bir sebep değil. Zira yeni kredi anlaşması, aslında bir başarısızlık belgesi.

Önümüzdeki üç yıl için en az 86 milyar euroluk bir yardım paketinin gerekli olması bile, ilk iki yardım paketi ile yapılan borç indirimlerinden oluşan toplam 330 milyar euronun son 5 yıl içinde Yunanistan'ın hiçbir işine yaramadığını gösteriyor. Euro Grubu’nun ve Uluslararası Para Fonu’nun reçeteleri, şimdiye dek hiç de beklenen etkileri göstermedi. Ve bu reçete şimdi üçüncü kez yine yazılıyor. Peki bu kez işe yarayacak mı?

Yunan hükümeti ve vergi mükellefleri için kağıda dökülen tedbir ve koşullar çok kapsamlı. Bunlar, son 5 yıl içerisinde, sadece yarım yamalak ya da hiçbir şekilde yapılmayan birçok reformun bir toplamı. O halde son üç yıl içerisinde malî anlamda çok daha kasvetli bir duruma düşmüş bir ülkede gerçekten reformların hayata geçirileceğine ve Yunanistan için yeni bir yönetim biçiminin oluşacağına dair bir umudun kaynağı ne olabilir?

Hedef, Yunanistan’ın üç yıl içerisinde uluslararası sermaye pisyasalarında kamu borçlarını yeniden kendisinin finanse edebilmesi. Amaç borç yükünün itibarî bir biçimde azaltılması değil, aksine borçların gayri safi yurtiçi hasılasının oranına düşürmek için sadece çok mütevazı bir ekonomik büyüme.

Alacaklılar prensiplerinden vazgeçiyor

Üçüncü yardım paketi aynı zamanda bir başarısızlık belgesi, çünkü çok önemli bir bölümü eksik. Zira anlaşmalar uyarınca yardım fonu Avrupa İstikrar Mekanizması‘nın (ESM) kaynaklarını açmadan önce söz konusu ülkenin borçlarını ödeyememe durumuna düşüp düşmeyeceğinin kontrol edilmesi durumu es geçiliyor. Euro grubu, ancak sonbahar aylarında Yunanistan’ın bir gün kamu boçları ile gayri safi yurtiçi hasılası arasında katlanılabilir bir ilişki yakalayıp yakalamayacağı ile ilgilenecek. O nedenle Uluslararası Para Fonu, üçüncü yardım paketine iştirakını da ilk etapta askıya aldı. Yani alacaklıların inancı çok kırılgan.

Yunanistan için açılan kredilerin sonsuza dek uzatılmasının gerekli olacağı önceden görülebiliyor. Bu da esas itibarıyla borç affı demek. Ancak süreç başka isim altında yürüyor. Birinci ve ikinci yardım paketlerinde yer alan asıl hedef, yani Yunanistan’ın birgün kendi borçlarını kendi ekonomik gücü ile ödeyebilme aşamasına gelmesi de başarısız olmuştur.

Para gelse de Tsipras başarısız oldu

Başbakan Aleksis Tsipras’ın radikal sol ve sağdan oluşan koalisyon hükümeti de başarısız olmuştur. Tsipras, hiçbir yardım paketinin kabul edilmeyeceği, troykanın artık ülkeye sokulmayacağı ve vatandaşın daha fazla kemer sıkmaktan kurtulacağı vaadi ile iktidara geldi. Ama tam da bunun tersini yaptı. Bundan sadece 5 hafta önce halk şimdi uzlaşılan refomları referandumda reddetti. İktidardaki Syriza partisinde çatlak büyüyor. Yeni seçimler kapıda. Bu koşullar altında gerekli reformların nasıl hayata geçirileceği tam bir bilmece.

Aleksis Tsipras üçüncü yardım paketi için yürütülen müzakerelerde devlet iflasa sürüklendiği için aceleci davrandı. Euro Bölgesi’nden çıkışın göz önündeki tehlikesini, yani Yunanistan’ın ortak para birimi olmadan dipsiz bir kuyuya düşme tehlikesi ile karşı karşıya olacağını çok geç fark etti. Tsipras, zor durumda kaldığı için devlet varlıklarının satışı ile elde edilecek bir fonun alacaklılara devredilmesini kabul etti. Yani aslında bir an önce malî yardım alabilmek için her şeyi kabul etti. Tsipras’ın sadece kredi alabilmek için verdiği sözden geri döneceği şüphesi akla çok yatkın. Ancak Tsipras’ın daha sonra da verdiği söze sadık kalıp kalmayacağı da gerçekten muğlak.

Başbakan her şeyden önce iktidarda kalmak istiyor, bunun için hiçbir rota değişikliği ona ani gelmiş gibi görünmüyor. O nedenle üçüncü yardım paketine başka güvence ve kontroller de dahil edildi. Bunların etkili olup olmayacağını zaman gösterecek. 2014 yılının sonbahar ayına kadar Yunanistan’da sanki en kötü günler geride kalmış gibi görünüyordu. İktidar değişiminin ve Tsipras ekibinin 2015 yılının ilk yarısındaki inanılmaz sorumsuz taktiklerinin ardından ülke yeniden ekonomik durgunluğa sürüklendi, bankalar iflas etti, temerrüde düşmüş devletin kasasındaki açık büyüyor. İşte bu da sarsıcı bilanço.

Koşullarını ne halkın ne de iktidardaki siyasi partinin temelde kabul etmediği üçüncü yardım paketi ile dümenin döndürülüp döndürülemeyeceği gerçekten şüpheli. Burada zaman satın alınıyor. Peki ya kullanılacak mı? Eğer üçüncü yardım paketi de hiçbir başarı sağlamazsa Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkması engellenemez.

© Deutsche Welle Türkçe

Bernd Riegert