Şarm El Şeyh saldırısında Bedeviler'in rolü

Mısır polisi Şarm el Şeyh’te bombalı saldırıları gerçekleştirenleri aramaya devam ediyor, ama başarılı olup olamayacakları daha belli değil. Çünkü bu soruşturmanın şimdiye kadar bıraktığı izlenim daha çok, polisin iş yapıyor görünmeye çalıştığı. Önce kuşku duyulan beş Pakistanlı hakkındaki haberler tekrar geri çekildi. İçişleri Bakanlığı’nın bir sözcüsü Kahire’de, bu kişilerin sadece ülkeye girerken bazı yasaları çiğnemiş olabileceğini söyledi.

Bu arada 180 insan gözaltına alındı. Güvenlik birimlerinden sızan bilgilere göre, yalnızca Şarm el Şeyh yakınlarındaki bir Bedevi yerleşim biriminde 100’e yakın gözaltı gerçekleşti. Hatta bazı ajanslar, Bedeviler'le güvenlik kuvvetleri arasında meydana gelen silahlı çatışmalardan söz ediyor. Başka ajanslar ise bölgeye muhabir gönderdi. Orada yaşayan Bedeviler ise, herhangi bir çatışma olmadığını anlattı. Bölgedeki dağlarda bazı yabancıların bulunduğu haberleri de şimdilik doğrulanmadı. Bir Bedevi, bu haberin doğruluğundan kuşku duyduğunu söyledi:

“Al Kurum, bizim serpilmiş şekilde yaşadığımız küçük bir vadi. Buraya hiçbir yabancı gelmedi. Burası birçok çadır bulunan kapalı bir vadi. Her yabancı hemen göze çarpar ve buradaki insanlar tarafından kontrol edilir.”

Bedevilerin polisle ilişkisi kötü

Bu sözlerin yalan mı, doğru mu olduğunu kimse bilmiyor. Bedevilerle Mısır polisi arasındaki ilişkiler geleneksel olarak kötü. Güvenlik kuvvetleri, saldırganların Bedevilerden destek görmüş olabileceğini savunuyor. Çöünkü Bedeviler, güvenlik ağındaki her deliği biliyor. Şarm el Şeyh’ten sorumlu vali General Mustafa Afifi, Şarm el Şeyh’in hep güvenli kabul edildiğini söyledi:

“Bütün evrende buradan daha fazla güvenlik önlemi bulunan başka herhangi bir yer olduğunu sanmıyorum. Kent dört bir yandan denetleniyor. Yollarda kontrol var, devriyeler geziyor. Kente girmek isteyen herkes iyice aranıyor.”

Bedeviler'in saldırganlara yardım ettiği iddiası

Boşlukları bulmak için, bunları tanıyanlara sormak gerek. Bunları tanıyanlar da Bedeviler. Mutlaka saldırıyla doğrudan ilişkileri olmuş olması gerekmiyor, ama saldırganlara bir şekilde yardım etmiş olmaları olası.

Öte yandan, General Afifi, saldırıların en azından bir kısmının intihar saldırısı olduğunun ortaya çıktığını da açıkladı:

“İlk saldırı bir intihar eylemiydi. Cesedi arabanın içinde bulduğumuz için bundan eminiz. Bu, Ghazala Oteli’ne yapılan saldırıydı. İkinci saldırıdaysa, daha bulduğumuz cesetler hakkında bilgi sahibi değiliz.”

İntihar eylemcisinin kimliği belirlendi

Bu arada intihar eylemcisinin adının Yusuf Badran olduğu bildirildi. Onun kardeşi Süleyman da, 2004 yılı Ekim ayında Taba Hilton oteline bombalı bir araçla saldırmış, onlarca insanı öldürmüştü.