1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

01.07.2011 - Avrupa basınından özetler

1 Temmuz 2011

Almanya’da nükleer enerjiye son verme tarihinin kesinleşmesi, AB'deki bütçe anlaşmazlığı, finans krizi ve Polonya'nın AB dönem başkanlığınıüstlenmesi, bugünkü Avrupa gazetelerinden derlediğimiz yorumların konuları.

https://p.dw.com/p/11nF0

Almanya’da nükleer enerjiye son verme tarihinin kesinleşmesi, AB'deki bütçe anlaşmazlığı, finans krizi ve Polonya'nın AB dönem başkanlığınıüstlenmesi, bugünkü Avrupa gazetelerinden derlediğimiz yorumların konuları.

İsviçre gazetesi, Neue Zürcher Zeitung, Almanya Federal Cumhuriyeti Meclisi’nin nükleer enerji üretiminin sonunu getirecek olan yasayı onaylamasını konu alan yorumunda şu görüşleri dile getiriyor:

“Yenilenebilir ve dağınık kaynaklarda üretilen elektriği Almanya’nın güneyindeki sanayi merkezlerine nakletmek için dağıtım şebekesinin genişletilmesi şart. Ama halk başının üzerinden daha fazla yüksek gerilim hattı geçmesini istemiyor. Yeşillerin kitleleri ikna edip kendi safına çekmesi kolay olmayacak. Hükümetin mazeretleri, çaresizlikten kaynaklandığı izlenimini uyandırıyor. Bugün tarihi bir kavşaktan söz eden politikacılar daha bundan altı ay önce nükleer santrallerin faaliyet süresini uzatmaya çalışıyorlardı. Gerçek şudur ki, toplum muhalefetin temel ilkelerini benimsemiş, fikir kıtlığı çeken Başbakan Angela Merkel de bir kez daha aniden yön değiştirmiştir.”

Fransız Le Monde gazetesi AB Komisyonu’nun yeni bütçe plan dönemi için yaptığı önerilere şu satırlarla değiniyor:

“Almanya, İngiltere ve Fransa 2010 sonunda AB’nin harcamalarını dondurmaya çalışmışlardı. Ancak Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso uzun çekişmelerden sonra 2014 – 2020 yılları arasında ortak siyasi hedeflerin tasarruf mecburiyetine kurban edilmemesinde karar kıldı. Yaptığı önerilerin, Barroso ile hükümetler arasında çetin tartışmalara yol açacağı anlaşılıyor. Birlik Komisyonu ortak tarım politikasını muhafaza edip, fakir bölgelere yardımların sürdürülmesini, araştırma ve eğitim gibi geleceğin projelerine de daha fazla yatırım yapılmasını istiyor. Paris ve Berlin yönetimleri henüz görüş bildirmediler. Londra ise anında tepki göstererek, Brüksel’in taleplerinin gerçekçi olmadığını duyurdu. Barroso şimdi kaldırdığı tozu temizlemeye çalışıyor.”

Viyana’da yayımlanan Kurier adlı Avusturya gazetesi AB ülkelerini pençesine alan finans krizine değindiği yorumunda, tüketim toplumlarındaki harcama alışkanlığının olumsuz sonuçlarına dikkat çekiyor:

“Portekiz, Estonya ve İspanya’yı uzun yıllar Avrupa’nın örnek ülkeleri yapan ekonomik canlanma aynı zamanda toplumdaki iyimserlikten de beslenmekteydi. Büyümenin tek yönlü bir yol olduğu sanılıyor ve para daha kazanılmadan harcanıyordu. İki kuşak önce yaşayanları hayrete düşürecek bu tutum Avrupa’daki son büyüme yıllarının motoru oldu. Sadece o ülkelere refah getirmekle kalmayıp, Alman otomotivciliğinden Avusturya turizmciliğine kadar zengin ihracatçı ülkelere de çok para kazandırdı. Piyasa ekonomisinin dogmalaştırdığı ekonomik büyüme, para arttırmak yerine para harcamak anlamına geliyor. Avrupa’nın güney ve doğusundaki ülkeler şimdi kemer sıkıyor. Bu durumda, milli bütçelere çoktan yansıtılmış olan canlanmanın nereden geleceği ise meçhul.”

Son yorumumuz, AB dönem başkanlığının Macaristan’dan Polonya’ya geçmesini konu alıyor. Danimarka gazetesi Politiken, ‘dönem başkanlığı Polonya’nın gözünü açmasına yardımcı olabilir’, dediği yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Polonya çeşitli konularda, arzuya şayan bulunamayacak politikaları benimsiyor. Polonya iklimi koruma hedeflerine direnirken, AB’nin sübvansiyon nizamına ise el sürdürmek istemiyor. Dönem başkanlığı sorumluluğunun, Polonya'yı, Avrupa’nın geleceğinin geçmişte aranamayacağına ikna etmesi umulur. Bakışlar azimli ve basiretli reform politikalarına çevrilmelidir. Ama önce, modern ve demokratik Polonya’nın ilk kez AB dönem başkanlığını üstlenmiş olmasına sevinmek yerinde olur. Bu, Avrupa’nın başarı hanesine düşülecek bir nottur.”

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Ayhan Şimşek