1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0109 Presseschau 2

1 Eylül 2010

ABD Başkanı Obama'nın Irak Savaşı'nın bittiğini açıklaması, İsrail'le Filistin'in doğrudan görüşmeler, Avrupa'da göçmenler ve uyumla ilgili tartışmalar, bugün Avrupa basınında öne çıkan konular

https://p.dw.com/p/P1jf
Fotoğraf: AP

Fransız Le Monde gazetesi İsrail'le Filistin arasında iki yıl aradan sonra yarın Washington'da başlayacak doğrudan görüşmeleri ele alıyor. Yorum şöyle:

"Obama İsrail'in yeni yerleşim birimlerinin inşası konusunda, süresi 26 Eylül'de sona erecek bir moratoryum ilan etmesine ulaşabildi. İsrail Başbakanı Netanyahu buna şüpheli yaklaşanları şaşırtacağını söylüyor, ama kimseyi ikna edemiyor. Likud Genel Başkanı Benyamin Netanyahu gerçekten ilerleme sağlamak istediğinde, hükümetteki aşırı sağcı koalisyon ortakları buna engel olacaktır. Peki bu konuda çaresizliğe, umutsuzluğa kapılmak mı gerekiyor? Hayır değil. Bölgede gelişmeler de gözleniyor. ABD ve Avrupa'nın yardımıyla Filistin Özerk Yönetim Konseyi Başkanı Mahmud Abbas ve Başbakan Selam Feyyad Filistin ekonomisini yeniden canlandırmayı ve güvenliği sağlamayı başardı. Bir devletin embriyolarını oluşturmaya başladılar. Birkaç ay içinde Filistin tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan edebilir."

İspanya'nın muhafazakâr ABC gazetesi ise ABD Başkanı Barack Obama'nın Irak Savaşı'nın bittiğini ilan etmesini yorum sütunlarına taşıyor. Yorumda şu satırları okuyoruz:

"Amerikan birlikleri Irak'ta özgür ülkeleri, Batı'ya saldırı düzenlemek isteyen, Müslüman ülkeleri ele geçirmek isteyen, totaliter ve karanlık güçlerden koruma görevine sahipti. Barack Obama çekilmenin kutlanmasından kaçınmakla iyi yaptı. Çünkü Ortadoğu toplumlarında demokratik mekanizmaların sağlamlaştırılması amacından çok uzaklaşıldı. Obama'nın Afganistan'dan çekilme kararıyla verdiği işaret, Başkanın ülkesinin uluslararası sorunların dışında kalma eğiliminde olduğunu doğrulamış oldu. Ortadoğu'da barış müzakerelerinde ilerleme sağlanması için gösterilen çaba, ABD'nin tamamen kendi kabuğuna çekilmeden önceki son çaresiz girişimi gibi görünüyor. Batı'yı tehdit eden güçler, bu adımı bekliyor."

Avusturya'dan Der Standard bugünkü sayısında Avrupa genelinde son haftalarda yapılan göçmenlerle ilgili tartışmaları ele alarak, ortak bir AB mülteci hukukunda uzlaşılması gerektiğini vurguluyor:

"AB Komisyonu 2008 ve 2009 yıllarında Avrupa mülteci hukuku ve iltica başvurularına yanıtın hızlanması konularında ortak bir standarda ulaşılması için önerilerde bulundu. AB ülkeleri bunu reddetti. Şimdiki sistem 'iltica çekilişi'ne benziyor ve bazı AB içindeki politikacılara, göçmenler konusunu ve kötü çıkan kamuoyu yoklama sonuçlarını kendi çıkarları için kötüye kullanma olanağı sağlıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile ilgili kamuoyu yoklama sonuçları, ülkedeki Romanlar'ın sınır dışı edilmesiyle iyiye gitti. Burada mantıklı olan Avrupa'nın göçmenlerin entegrasyonu konusunda yönerge belirlemesi. Ancak bunun ardından Avusturya İçişleri Bakanı von Fekter, Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Sarrazin ve arkadaşlarının yabancı düşmanı açıklamalar yapmaları engellenebilir, ellerinden alınabilir."

Hollanda'nın NRC Handelsblad gazetesi de benzer tartışmaları, Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin'in göçmenleri hedef alan, tepki çeken açıklamaları açısından masaya yatırıyor:

"Sarrazin uzun süredir bilinen açıklamalarını bir kitaba dönüştürmesini, düşüncelerini özgürce ifade edebilme temel hakkına dayandırabilir. Ancak burada akla gelen soru, Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi bir kişinin bu özgürlüğü politikacı ya da sıradan bir vatandaşla aynı ölçüde kullanıp kullanamayacağı. Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi olarak üst düzey bir memur ve politik hesaplara girmemeli. Kendi uzmanlık alanında düşüncelerini özgürce dile getirebilir. Ancak görev alanına girmeyen konularda çekimser kalmalı. Burada tuhaf olan, Merkez Bankası'nın, yönetim kurulu üyesini, sıradan bir vatandaş olarak yazdığı bir kitap nedeniyle işten çıkarmasının mümkün olmaması. Çünkü Sarrazin görevinde başarısız olmakla suçlanamıyor."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu