Alman basınından özetler

Rhein-Neckar Zeitung Türkiye'deki yolsuzluk soruşturması ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yaptığı son açıklamayı değerlendiriyor:

"Erdoğan daha önce de Gezi Parkı'nın imara açılmasıyla ilgili sorunda barışın sağlanmasını sağlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yeniden düzeltiliyor. Gül açıklamasında ülkede kuvvetler ayrılığına riayet edilmesi uyarısında bulundu. Erdoğan'ın son dönemdeki atakları konusunda zaten söylenecek ve uygulamaya konulacak daha fazla bir şey yok. Cumhurbaşkanı Gül'ün bu soruna karışması, Türkiye'nin sorunları yoluna koyabileceğini gösteriyor."

Berlin'de yayımlanan Der Tagesspiegel ise bugünkü sayısında Rusya'nın Volgograd kentinde düzenlenen intihar saldırılarını ve Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ziyaretini yorumluyor:

"Bundan daha özenli hazırlanmış bir mizansen olamazdı: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yılın ilk günü Volgograd'daki terör saldırılarından kurtulanları ziyaret etti. Fotoğrafta beyaz bir önlük giyen Putin, hastasıyla ilgilenen doktorun yanında ayakta duruyordu. Putin bunun öncesinde yeni yıl konuşmasında teröristlerin tamamen yok edileceğini duyurmuştu. Putin sembolik önem taşıyan fotoğraflar ve cengaver sözlerle her şeyin kontrol altında olduğunu daha önce de sık sık göstermeye çabalamıştı."

Osnabrücker Zeitung aynı konuyla ilgili yorumunda, Putin'in sert açıklamalarının ve Volgorad ziyaretine ilişkin görüntülerin, ülkesindeki vatandaşlarca olumlu karşılanabildiğine dikkat çekiyor ve şu satırlara yer veriyor:

"Bu tarz konuşmalar ve kamuoyuna sunulan fotoğraflar korku ve tedirginliğin hâkim olduğu zamanlarda güç ve dayanıklılık telkin ediyor. Ülkede insanlar bu şok ortamında şimdiki ve gelecekteki olası terör tehdidine karşı birbirine daha çok yaklaşıyor. Ancak Putin'in sözlerinin Soçi'deki Olimpik Kış Oyunları'nın hayırlı geçmesi için güvenlik önlemlerinin daha da artırılmasından başka bir sonucu olmayacaktır. Putin uzun yıllardır Kuzey Kafkasya'nın bağımsızlığı için içten içe kemiren bir hastalığın sadece belirtileriyle mücadele etmek istiyor."

Main-Post'un aynı konuyla ilgili yorumu ise şöyle:

"Ayrılıkçı, İslamcı terörizmin amacı korku ve güvensizlik ortamı yaratmak, Devlet Başkanı Putin'in seçmenlerine verdiği sözleri sarsmak. Putin'in verdiği sözler basit: 'Evet vatandaşların demokratik hakları kısıtlanıyor, özgür basının faaliyetleri engelleniyor, güç merkezileştiriliyor. Ancak bunun karşılığında sizlere ekonomik gelişme ve refahın olduğu bir düzen ve güvenlik garantisi veriyorum."

Bugünkü gazetelerde yer bulan bir başka önemli konu ise Romanya ve Bulgaristan vatandaşlarının 1 Ocak 2014'ten itibaren AB sınırları içinde serbest dolaşım hakkına kavuşması. Berlin'den Die Tageszeitung (Taz) konuyu şöyle değerlendiriyor:

"Bavulları üzerinde oturan yeni ulusların AB'ye akın edeceği düşüncesi, tıpkı 2011'de AB'nin yeni üyesi Polonya'dan vatandaşların AB ülkelerine akın edeceği korkusu gibi yanlış. Daha fazla göç olacaktır, ama belirli bir ölçüde. AB'ye gelecek olanlar sosyal sistemi sömüren bedavacılar, dilenciler ya da dolandırıcılar değil, ağırlıklı olarak ekonomik açıdan aktif, gidecekleri ülkenin halkından daha genç ve kısmen daha iyi eğitimli insanlar olacak. Alman sosyal sistemine, alacaklarından çok daha fazla getiri sağlayacaklardır. İş gücünün mobilize olması, sonuç olarak doğum oranının düşük olduğu Almanya'nın yararlanması, iç pazarın ilerlemesi, başarılı olması anlamına gelecektir. Avrupa hukuku bunun kötüye kullanılmasına karşı önlem alınmasına da izin veriyor. 'Kim dolandırırsa, gider' prensibi içerik açısından yeni değil. Ancak vurgu açısından yeni: Bu, hiç de propaganda içeren bir ifade değil."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Ercan Coşkun