Avrupa basınından özetler

Alman die Welt gazetesi, İstanbul’daki “Suriye Halkının Dostları” konferansına katılan Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’nin pozisyonunu irdelediği yorumda, savaş ve barışa ilişkin büyük tartışmalarda bazen nüansların büyük rol oynadığına dikkat çekerek, şu görüşleri savunuyor: 

“İstanbul’daki Suriye konferansının mimarları rejime karşı daha sert önlemler alınmasını talep ediyorlar ve diktatör Beşar Esad’ı uyarıyorlar. Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle aslında prensipte bu taleplerin yanında yer alsa da, önce Annan Planı’na bir şans tanınmasını söyleyerek, tuhaf bir vurgulama yapıyor. Westerwelle neyi beklemek istiyor? Esad, bir yandan Annan Planı’nı resmen kabul edip, öte yandan cinayetlerin devam etmesine izin vererek bu planı gülünç bir duruma düşürdü. Uluslararası topluluğun sabrıyla oynamaya devam etmek isteyen bu kişiye Almanya’nın yardım etmemesi gerekir.”

Hollanda gazetesi de Volskrant, Myanmar’daki gelişmeler kapsamında kaleme aldığı yorumunda rejime uygulanan yaptırımların gevşetilmesini öneriyor:

“(Myanmar'daki seçimlerde) muhalefet ne kadar oy almış olursa olsun, güç, iktidardaki partiyi kontrol eden askerlerin elinde kalmaya devam ediyor. Muhalefet, parlamentoda sadece küçük bir rol üstlenebilir. Bu ise Aung San Suu Kyi için büyük bir risk anlamına geliyor. Onun parlamentoda yer alması, iktidar partisinin halkın ve dış ülkelerin gözünde meşruiyet kazanmasına yol açıyor. Ancak Suu Çii’nin politikaya dönüşü, Mandela benzeri bir gelişmeye, yani demokrasinin yeniden tesisine de meydan verebilir. İşte bunun yolunu açmak için Avrupa Birliği ülkeleri Myanmar’a uygulamakta oldukları yaptırımları temkinli bir biçimde gevşetmelidirler.”

Sağ liberal İtalyan gazetesi Corriere della Sera aynı konudaki yorumunda, Myanmar’daki Amerikan çıkarlarını irdeliyor:

“ABD’nin Myanmar yönetimine açılması ve Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Suu Çii’yi parlamentoya getiren genel seçimlere olumlu bakması şöyle yorumlanıyor: Bu tavır, Myanmar’da demokrasiye dönüşten ziyade, ülkenin jeopolitik anlamına ilişkin hedefler içeriyor. Şüphesiz ki ABD'nin tavrı, Myanmar’ı yeniden batıya yakınlaştırma hedefine yönelik. Washington bu konuda bir inisiyatif geliştirmekten çok, Myanmar devlet başkanının ‘yeni siyasi rotasına’ pragmatik bir biçimde tepki göstermiştir. Emekli general ve görünürde sivil hükümetin lideri, ülkesini Batı'ya daha fazla yaklaştırmak, böylece gittikçe daha fazla rahatsız eden ‘komşu’ Çin’in etkisinden kurtulmak istiyor.”

Fransız gazetesi Sud-Ouest aynı zamanda Nobel Barış Ödülü sahibi olan Aung San Suu Çii’nin seçim zaferine ilişkin şunları yazıyor:

“Bu, dünya çapında adalet inancını pekiştiren bir zafer. Myanmar’da güç odaklarının hiçbir şeyden korkmadıkları, anayasa tarafından himaye edildikleri, parlamenterlerin dörtte birine istenilen görevlerin dağıtıldığı göz önüne alındığında, bu, çok küçük bir başarı. Ama Myanmar’da hiçbir şeyden cesareti kırılmayan, hiçbir biçimde ilkelerinden taviz vermeyen bir kadın hedefine ulaştı. Ne cezaevi, ne ölüm tehditleri, ne ev hapsi, bu kadını özgür seçimler için ülkesini seferber etmekten alıkoydu. Bu çok ufak, ama umut veren bir zafer.”   

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Ercan Coşkun