1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

1 Nisan 2013

Köln'de çıkan yangın ve NSU davasında Türk basınına yer ayrılmaması bağlamında Türk-Alman ilişkileri ve Kuzey Kore gerginliği, bugünkü Alman basınında öne çıkan yorum konuları.

https://p.dw.com/p/187pF
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Essen kentinde yayımlanan Westdeutsche Allgemeine Zeitung, yorumunda Türk ve Alman ilişkilerinin yeni bir krize sürüklendiğine dikkat çekiyor:

"Anlayışsız ve dar kafalı bir tutum, nelere kâdir! Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nin NSU davasında, basına yer ayrılması konusundaki inatçı tutumu nedeniyle Almanya’daki Türkler ile Almanlar arasındaki hassas ilişkiler, yeni bir krize doğru sürükleniyor. Ankara’daki üst düzey politikacılar, Köln’de çıkan ve ölümle sonuçlanan yangın vesilesiyle Alman kurumlarına güçlü sözlerle saldırıyor. Hatta bazı sözler maksadını aşıyor olabilir ama tüm bunlar, aslında Solingen ve Mölln’deki kundaklamaların, Türk kökenlilerin hafızalarında hâlâ ne kadar taze olduğunu bir kez daha gösteriyor. Ayrıca Neonazi terör hücresine ilişkin soruşturmada yapılan, dramatik boyutlardaki yanlış değerlendirmeler ve hatalar da Alman soruşturma makamlarına güveni ağır bir biçimde sarsmış durumda. Türk-Alman ilişkilerinin daha fazla duyarlılık ve basirete ihtiyacı var. Bunu göremeyen ve bu ilişkinin özel durumunu dikkate almadan hareket eden, sadece iki taraftaki dolduruşa getirmeye çalışan kişilerin elini güçlendirir. Ve itidalli seslere zarar verir."

Düsseldorf kentinde yayımlanan Rheinische Post gazetesinin aynı konuya ilişkin yorumunda da şu satırları okuyoruz:

"NSU davasında gazetecilere ayrılan yerler konusunda, Mahkeme’nin hukuken uygun olsa da zekice olmayan tavrı bir yana şu noktayı saptamak gerekiyor: Bu davada gazetecilere yer dağıtımı tartışması, hukuk devletimizin işlediğini göstermek için büyük bir fırsat falan değildir. Hukuk devleti her gün ve yıl işlediğini göstermektedir. NSU cinayetlerinin aydınlatılması sürecinde yapılan büyük hatalar istisnadır. Hukuk devleti Almanya, önümüzdeki büyük dava sürecinde adının hakkını verecek mi, bunu, Mahkeme'nin ceza kanunu ve ceza muhakemeleri usulüne uygun hareket etmesi, kanıtların sunumu ve en nihayetinde, suça uygun ağır bir cezanın verilmesi, gösterecek. Aşırı sağcı ve solcu tahrikçilerin kötü niyetlerle pusuda beklediği bir dava öncesi, huzurun yeniden tesis edilmesi ve mahkemelerin hukuk devletinin koruyucuları olduğu konusunda şüphe yaratılmasına izin verilmemesi gerekiyor."

Heilbronner Stimme gazetesi aynı konuya ilişkin yorumunda, Türk politikacılardan gelen eleştirileri haklı buluyor.

"Yabancıların ve Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarının bu davayı büyük bir ilgiyle takip etmesi bizi şaşırtmamalı. Sekiz Türk ve bir Yunanın öldüğü, ırkçı kaynaklı böyle bir seri cinayet davası, öyle herhangi bir cinayet davası değildir. Buna bir de öldürülen Heilbronnlu polis memuru da ekleniyor. Bu cinayetin de açıklığa kavuşturulması gerekiyor. İşte bunların hepsi, süreci yeniden gözden geçirmek için yeterli nedenlerdir. O nedenle Türk politikacılar, basına mahkeme salonunda yer dağıtımına ilişkin eleştirilerinde haklıdırlar."

Süddeutsche Zeitung da haftasonu Kuzey Kore'nin, Güney Kore ile savaş durumuna girdiğini ilan etmesinin ardınan, ABD'nin müttefiki Güney Kore ile ortak askeri tatbikatlarda kullanılmak üzere, ülkeye F-22 tipi savaş uçağı göndermesini değerlendiriyor:

"Tatbikatlar sadece bir bahane. Kuzey Kore yönetiminin de memnuniyetle karşıladığı bir fırsat. Bu rutinleşen askerî talimlerden vazgeçmek, belki de tam da bu nedenle daha akıllıca olur. İnsan, günümüzde her dakika talim yapabiliyor, hatta özellikle de bilgisayarda. Ve bir ordu, tarihî savaş tamtamları çalmadan da tatbikat yapabilir. Bununla birlikte ABD’nin bu gergin durum karşısında kararlılığını göstermesi ve tabii sembolik olarak da birkaç savaş uçağını Güney Kore’ye göndermesi, doğrudur. Bunun dışında yapacağı herşey, zayıflık ve boyun eğme olarak görülürdü."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Demir

Editör: Beklan Kulaksızoğlu