1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

02.05.2011 - Avrupa basınından özetler

2 Mayıs 2011

Bugünkü Avrupa gazetelerinden seçtiğimiz yorumlar ağırlıklı olarak NATO’nun Libya’daki son askerî operasyonları ile ilgili. Bir yorum da Suriye’nin içinde bulunduğu durumu konu alıyor.

https://p.dw.com/p/117d9

Fransız Liberation gazetesi, NATO'nun Trablus'taki hava operasyonunda Libya lideri Kaddafi’nin oğullarından birinin hayatını kaybetmiş olmasını, bölgede durumun “tırmanması ve belki de bir dönüşüm noktası” olarak algılıyor. Yorumda şu görüşler yer alıyor:

“Bilerek seçilmiş bir hedef de olsa, üzerinde durulması gerekmeyen, tali bir hasar olarak da görülse, Kaddafi’nin oğullarından birinin NATO saldırısı sırasında ölmesi hayırlı bir gelişme değil ve Libya rejimi de zaten hemen bu konuya el attı. Rejimin karşı atağı, müttefiklerin çelişkili açıklamaları ve suskunluğuna kıyasla daha etkili. Savaş hedeflerinin belirsizliği, belirli zaferler kazanılamamış olması, Libya’yı yedi haftadan beri bombalayan Batılı ülkelerin zaafını gösteriyor. Buna rağmen bu gelişmeler genel perspektifi perdelememeli. Libya'da Kaddafi yönetimi hâlâ iktidarda. Operasyonarda bazı başarılar kaydediliyor olsa da, durumun tersine çevrilmesi pek mümkün görünmüyor.”

Avusturya’da yayımlanan liberal Der Standart adlı gazete yorumunda, NATO’nun Libya konusundaki strateji değişikliğinden sonra ahlaki bir çıkmaza girdiğini savunuyor:

“Suriye’de başkaldırı en az Libya’daki kadar vahşetle bastırılıyor. Bahreyn’de eylemciler orada konruşlanmış olan beşinci Amerikan Filosu’nun gözleri önünde katlediliyor. Ama kimse bunların sorumlularını bombardıman etmeyi aklına getirmiyor. Bu nedenle Batı, aceleye getirilmiş askerî müdahale ertesinde, Kaddafi ikilemi kapsamında farklı iki ahlaki kriterle hareket ediyor. Zaten tüm bunların dışında -Irak’ta da görüldüğü üzere- rejimin kafası koparıldığında, bu, sorunun çözümünde yeterli olmuyor.”

Muhafazakâr İngiliz gazetesi The Times yorumunda, Kaddafi'ye yönelik NATO operasyonu konusunda, ‘Kaddafi’nin hükümet güçlerinin elindeki tanklar ve füze rampalarına NATO’nun bombardımanları olmasaydı, binlerce insan daha katledilmiş olurdu” diyor ve yorumuna şöyle devam ediyor:

“Ancak bir diğer gerçek de durumun istikrarsızlığını koruyor olması. Kaddafi maddi ve manevi ağır kayıplar verdi ve direnişçilerle de başedemedi. Ne var ki direnişçilerin de silah, eğitim ve askerî güçlerden yoksun bir biçimde Trablus’a karşı saldırı başlatması ve hükümeti düşürmesi olanaksız. Trablus’taki yönetim kadrolarına saldırı düzenlemek için NATO’nun başlattığı askerî operasyonun güçlendirilmesi gerekir. Operasyon Batıya pahalıya maloldu. Ancak bu masraflar, Libya halkının çektiklerinin yanında çok ufak kalıyor.”

İsviçre’de yayımlanan Neue Zürcher Zeitung gazetesi, ise Suriye’deki iktidar paylaşımını yorumuna konu edinmiş. Yorumda şu satırlar göze çarpıyor:

“Esad iktidarı döneminde Suriye’deki Aleviler bir ilerleme dönemi yaşadılar. Suriye halkının yüzde 12’sini oluşturan Aleviler, daha önceleri epeyce marjinal bir konumdaydı. Suriye’nin bağımsızlığını kazanmasından sonra ordu, azınlıklara ve yoksul halk kesimlerine mesleki kariyer imkanı tanıdı. Ordudaki Aleviler ve ailevi bağlantılar sayesinde Beşar Esad yüksek rütbeli subayların sadakatini garantilemiş durumda. Ancak, ordunun alt kademelerinde zorunlu askerlik hizmeti yapanların silahlarını ne zamana kadar halka çevirecekleri belli değil. Özellikle Aleviler, kendilerine misillemede bulunacağı korkusuyla mücadeleyi yarıda bırakmayı göze alamazlar. Ve hâlâ çok sayıda Suriyeli -ki bunlar arasında ekonominin seçkinlerini oluşturan Sünniler başta geliyor- ülkede kaos çıkmasından korktukları için ordunun sert müdahelesini destekliyor gibi görünüyorlar.”

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Murat Çelikkafa