1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

02.10.2009 - Alman basınından özetler

2 Ekim 2009

SPD'nin müstakbel genel başkanı Sigmar Gabriel'den beklentiler, Merkez Bankası yönetimi kurulu üyesi Sarrazin'in yabancı karşıtı beyanları ve iki Almanya'nın birleşmesinin 19'uncu yıldönümü, başlıca yorum konuları.

https://p.dw.com/p/Jw4a
Almanya Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi, sosyal demokrat siyasetçi Thilo Sarrazin’in Türklere ve Araplara yönelik ayrımcılık içeren sözleri tepki topladı

Saarbrücker Zeitung gazetesi,Eğer Sigmar Gabriel'i acil olarak Sosyal Demokrat Parti başkanlığına davet edenler, böylece partinin içinde bulunduğu dramatik durumun sona ereceğini ümitediyorlarsa, yanılıyorlar” diyor ve yorumuna şöyle devam ediyor:

“Tam da Gabriel gibi programı olmayan, bugüne kadar izlediği politikalarda ilkeleri öne çıkmayan, siyasi içerik olarak da pek dikkat çekmeyen bir politikacının Sosyal Demokrat Parti’yi yeniden çekip çevirmesi bekleniyor. Bu pek inandırıcı değil. Ancak Gabriel, ağzı iyi laf yapan, mücadeleci, siyasi hasımlarına karşı da gerektiğinde acımasız tavır alabilen bir kişilik. Sırtı yere gelmiş bulunan partiyi yeniden ayağa kaldırmak için bu özellikler işe yarayabilir. Hiç değilse böyle bir işlevi olabilir.”

Frankfurter Neue Presse gazetesi ise aynı konudaki yorumunda, “Gabriel’de kazanma genleri var; oysaki üyesi olduğu Sosyal Demokrat Parti’de bu özelliklik yok” diyor, ancak bu durumun da belirli bir risk taşıdığını şu görüşlerle açıklıyor:

“Gabriel, -tıpkı ustası Schröder gibi- bir poker oyuncusu. Partinin Schröder ile çıkan sorunlarının aynısının Gabriel ile de çıkması muhtemel görünüyor. Gabriel çok esnek bir politikacı olması nedeniyle belki sosyal demokrat değerler geleneğini yeniden canlandırabilir. Ne var ki, Gabriel’in liderliğinde Sosyal Demokrat Parti yeniden başarı kaydetse bile, partinin onu kucaklaması pek olası değil.”

Berliner Morgenpost gazetesinden seçtiğimiz yorum ise Almanya Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi, aynı zamanda sosyal demokrat Thilo Sarrazin’in Türklere ve Araplara yönelik dün tepki toplayan sözleriyle ilgili. İki Almanya’nın birleşmesinin yıldönümü kapsamında yayımlanan bir kültür dergisine açıklama yapan Sarrazin, “Türk ve Arapların manavlık yapmaktan başka başka bir işe yaramıyor. Devletin sırtından geçinen ve başörtülü kızlar üretenleri kabul etmek zorunda değilim. İşe yaramayan gitsin” şeklinde konuşmuştu. Sarrazin daha sonra ayrımcılık yapmak istemediğini belirterek, özür diledi. Ancak Almanya’daki göçmen kuruluşları ve Türk kökenli milletvekilleri tarafından da eleştiri yağmuruna tutuldu. Beliner Morgenpost'un konuyla ilgili yorumu özetle şöyle:

“Bu röportajla Thilo Sarrazin çizmeyi tam anlamıyla aşmıştır. Şimdiye kadar siyasetçi ve bankacı kişiliği ile yaptığı açık ve samimi analizlerle diğer meslektaşlarından farkedilen Sarrazin’e yazık oldu. Ama yabancı düşmanlığını ifade eden bir kişiye tahammül etmek mümkün olamaz. Üstüne üstlük bu kişi yüksek bir devlet görevindeyse. Şimdi eğer adlî makamlar da kendisini mercek altına alırsa buna hiç şaşırmasın!”

9 Kasım 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra 3 Ekim 1990 tarihinde iki Almanya birleşmiş ve o tarihten bu yana 3 Ekim ulusal bayram olarak kutlanmaya başlamıştı. Yarınki Almanya’nın Birleşme yıldönümüne ilişkin son olarak Münchner Merkur gazetesinin yorumuna bakıyoruz:

“ İlk başta büyük kardeşlik duyguları ağır basmış, iki Almanya’nın birleşmesi coşkuyla kutlanmıştı. Ama akrabalıklarda hep olageldiği üzere, uzunca bir süre birlikte yaşanınca kökten farklılıklar ve sinir bozucu bazı özellikler ortaya çıkmıştı. İşte o andan itibaren kardeşlik gitmiş, yerine 'çok bilmiş' Batılılar ile 'sürekli dert yanan' Doğulular gelmişti. Ama zamanla bu süreç de noktalandı ve birleşik Almanya normalleşme sürecine girdi.”

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Murat Çelikkafa