1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

1 Kasım 2012

Alman basınında aşırı sağla mücadele, Erdoğan'ın Almanya ziyareti ve Sandy kasırgası sonrası Obama'nın felaketle mücadeleki rolü öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/16bbW
Fotoğraf: Fotolia

Almanya'da sekizi Türk biri Yunan dokuz göçmenin ölümünden aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütünün sorumlu olduğunun ortaya çıkmasının üzerinden bir yıl geçti. Leipziger Volkszeitung, aşırı sağla mücadele konusunda yapılan hatalara dikkat çekiyor:

“Ülkenin şu anda ihtiyacı olan şey, anayasayı koruyacak bir Anayasayı Koruma Teşkilatı, sağ gözü kör olmayan bir polis teşkilatı ve Nasyonal Sosyalist Yeraltı örgütüne yönelik soruşturmalar sırasında Romanlara ilişkin iltica tartışmalarını gündeme getirerek sağcı düşünceleri kışkırtmayan politikacılar. Friedrich'e bakın: Federal İçişleri Bakanı bir yandan iltica haklarının sertleştirilmesini düşünürken, öte yandan yer altında gizlenen aşırı sağcıların sayısını ciddi şekilde ifade etmekte zorluk çekiyor. Bu da ülkenin Nasyonal Sosyalist Yeraltı skandalından çok az şey öğrendiğini gösteriyor.“

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyaretinin yankıları hâlâ sürüyor. Münchner Merkur, konuyla ilgili bir yoruma yer veriyor:

“Türkiye Başbakanı Erdoğan, Berlin'de, Almanya'daki Türk kökenlilerin sadece Almanca dilini çok iyi öğrenmekle kalmayıp, Hegel, Kant ve Goethe gibi düşünürleri de anlayabilmeleri gerektiğini ifade etti. Eğer, Erdoğan, çifte vatandaşlık konusundaki temel talebinden vazgeçmiş olsaydı, bu yapıcı çağrı, çok daha değerli olabilirdi. Çünkü çifte pasaport paralel toplumların devlet eliyle yasallaştırılması anlamına gelir ki bu da özellikle büyük kentlerdeki mahallelerde çok büyük sorunlara yol açar.”

ABD'deki Sandy kasırgası, başkanlık seçimlerine kısa bir süre kala meydana gelince krizle mücadelenin seçim sonuçları üzerindeki etkisi de tartışılmaya başlandı. Augsburger Allgemeine, krizle mücadelede gösterdiği performansın Obama'nın şansını artırabileceğini yazıyor:

“Barack Obama, Sandy kasırgası sırasında kendini bir kriz yöneticisi olarak kanıtladı. Yardım çalışmalarını o kadar iyi koordine etti ki en kötü etkilenen eyaletlerden New Jersey'in valisi Chris Christie, Obama'nın rakibi Mitt Romney'nin partisinden olmasına rağmen Başkan'a yönelik övgü dolu ifadeler kullandı. ABD Başkanı daha sonra, kriz bölgelerine seyahat edip kasırga mağdurlarını kucakladı. Seçim kampanyası sırasında dahi bu kadar sempati kazanması mümkün olamazdı. Bu, Obama'ya önemli oranda oy getirebilir.“

AB, uzun bir süredir borç kriziyle mücadele ediyor. Euro krizinin yanı sıra, Çin'in pek çok sanayi alanında liderliği ele geçirmeye başlaması da Avrupa ekonomisi için bir tehdit olarak görülüyor. Berliner Zeitung Çin-Avrupa arasındaki güneş enerjisi sanayiinde yaşanan rekabete ilişkin bir değerlendirme yapıyor:

“Avrupa şu ana dek, Çin'in agresif merkantalizmine karşı neredeyse hiç tepki göstermedi. Çin, sürüm ve satış pazarı olarak oldukça çekici görünüyordu. Avrupalılar için orada büyüme şansı da muazzamdı. Bu dönem artık sona eriyor. Çünkü gittikçe daha fazla alanda Avrupa ve özellikle Alman sanayii tehlikede. Brüksel'de güneş enerjisi sanayinin büyük bir bölümünün kaybı gibi bir felaketin bir kez daha yaşanmasına izin verilemeyeceğinin farkına varıldı. Avrupalılar gelecekte daha fazla baskıcı bir tutum sergileyecek. Çin'in nasıl tepki vereceği belirsiz. Pekin'in uyumlu ve devlet firmalarına yeniden önem vermeye başlaması iyi görünebilir. En kötü durumda, çok kapsamlı bir ticari savaş ortaya çıkabilir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Sezen

Editör: Başak Özay