1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

02.12.2004 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Nihat Halıcı2 Aralık 2004
https://p.dw.com/p/AbsS

Alman basınında bugün Almanya’da 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren göçmenlere yönelik yeni yasal düzenlemeler, Ukrayna’daki gelişmeler, Euro İstikrar Paktı reformu tartışmaları, Sırbistan lideri Boris Tadiç’e yönelik suikast girişimi ve Çin’de korsan üretime yönelik mücadeleyle ilgili haber ve yorumlar yer alıyor.

Almanya’da 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren göçmenlere yönelik yeni entegrasyon yasası yürürlüğe girecek. Westdeutsche Zeitung, yurtseverliğin tepeden inme, talimatlarla düzenlenemeyeceğine işaret ederek şu görüşleri kaydediyor:

”Hristiyan Sosyal Birlik Partisi lideri Edmund Stoiber, yabancıların Alman Anayasası‘na el basarak yemin etmeleri gerektiğini belirtiyor. Bu talebi dile getiren Stoiber, Anayasa karşıtlarının nasıl mecliste oturduklarına da açıklık getirmeli. Yabancılardan beklentimiz, Almanların Almanya’ya karşı gösterdiği hassasiyet oranında olmalıdır.”

Mannheimer Morgen

, yurtseverlik yerine temel demokratik hukuk devleti değerleri üzerinde durulması gerektiğini kaydediyor. Gazete şöyle devam ediyor:

”Milli marş okunurken sakız çiğnemeye devam edip ağızlarını açmaya tenezzül etmeyen milli futbolcuların göstermediği yurtseverlik gösterisini, Alman vatandaşlığına yeni kazandırılmış kişilerden nasıl beklenebilir? Üzerinde durulması gereken, Avrupa’nın hümanist mirası ve hala genç ve istikrarlı Alman demokrasisinin temel değerleri olmalıdır.”

Almanya’da göçmenlerin entegrasyonu konusu işleyen Schwarzwaelder Bote gazetesi, göçmenlere Alman dilinin öğretilmesinin Almanlar ve göçmenler arasında bir köprü kurulmasını sağlayacağını yazdı. Gazete, böylece pek çok Alman‘daki gereksiz korkuların da kendiliğinden ortadan kalkacağını ifade etti.

Almanya’nın Ukrayna krizinde oynadığı rol üzerinde duran Stuttgarter Zeitung, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in krizde Avrupa’nın özgürlük ve demokrasi gibi değerleri adına üstlendiği görevi layıkıyla yerine getirdiğini kaydediyor. Gazete, Schröder’in Rus lider Putin’e demokratik prensipleri ısrarla vurguladığını ve bazı soru işaretlerine rağmen çizgisinde başarılı olduğunu yazıyor. Nürnberger Zeitung, Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadiç’e yönelik suikast girişimini değerlendiriyor:

”Hala pek çok Sırp Miloşeviç’in çılgın ‘Büyük Sırbistan’ rüyasını görmeye devam ediyor; hala Sırplar‘ın büyük kısmı reform ve demokrasiden söz etmek istemiyor. Bu, ülkeyi bölen bir zihniyet durumuna geldi. Sırbistan’da siyasetin öncelikli görevi, ülkeyi yeniden bütünleştirmek, demokratikleşme sürecinin önünü açmak ve Sırbistan’ı Avrupa’ya entegre edici adımlar atmak olmalıdır. Geçtiğimiz yıl bir saldırıda can veren eski Devlet Başkanı Zoran Cinciç bu girişimin büyüklüğünü tam anlamıyla kestirememiş ve başarısız olmuştu. Cinciç’in akıbetine Boris Tadiç’in de uğramaması için desteğe ihtiyacı var. Tadiç’e Batı da da çabalarında destek vermelidir.”

Rheinische Post

, Euro İstikrar Paktı’na ilişkin reform tartışmalarını sütunlarında yorumluyor:

”Yunanistan’ın Euro sistemine girerken evrakta sahtecilik yaptığının ortaya çıkması, İstikrar Paktı’nı yeniden gündeme taşıdı. Avrupa Birliği Komisyonu, sahtecilikten ötürü Yunanistan’a herhangi bir yaptırım uygulanmayacağını bildirdi. İstikrar Paktı’nı düzenleyenler, evrakta sahtecilik yoluna başvurulacağını akıllarına getirmemişlerdi. Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ise Komisyonu‘nun açıklamasının hemen ardından Euro İstikrar Paktı’nın yeniden düzenlenmesi ihtiyacından söz etti. Aslında Schröder, Yunanistan olayının ortaya koyduğu bir boşluğu doldurma niyetinde değil. Görünen Almanya, paktın öngördüğü borçlanma limitini önümüzdeki yıl dördüncü kez aşmış olacak. Yani aslında pakta yönelik reform taleplerinin kaynağı Atina’dan değil, Berlin’den kaynaklanıyor.”

Çin’deki sahte ürünler ve korsan imalat, Financial Times Deutschland’ın sütunlarında yer verdiği konular arasında yer alıyor:

"Çin Başbakanı Wen Jiabao, geçtiğimiz mayıs ayında ülkesini ziyaret eden Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’e korsan üretime karşı gereken önlemlerin alınacağı sözünü vermişti. Ancak Çin Başbakanı’nın verdiği söz maalesef hayata geçmedi. Pekin’de ağırlıklı diplomatların oturduğu seçkin semtlerinde dahi sahte Gucci saatleri ve Fendi çantaları edinmek mümkün. Çin’de özellikle orta büyüklükteki firmaları etkileyen sahteciliğin bir çırpıda ortadan kaldırılmasını beklemek mümkün değil. Nitekim, çıkarılan bazı yasalar da durumda herhangi bir değişiklik sağlayamadı. Yaşanan çok sayıda örnek vaka, korsan üretime dönük mücadelede öncelikle siyasi iradenin yetersiz olduğunu ortaya koydu. Korsan imalattan zarar gören Çinli firmaların da nihayet harekete geçmiş olması, korsan imalata asıl darbeyi indiren gelişme olabilir."