1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

02.12.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Seda Sezer2 Aralık 2005
https://p.dw.com/p/AboI

Alman ve Avrupa basınında bugün, Almanya’da istihdam piyasasındaki son gelişmeler, Avrupa Merkez Bankası’nın faizleri arttırması, iklim tartışmaları ve Avrupa Birliği’nin bütçe planlarıyla ilgili yorumlar dikkat çekiyor.

Badische Zeitung gazetesi dün açıklanan işsizlik rakamları ile ilgili yorumunda, Gerhard Schröder’in yaptığı reformların sonucunun alındığını belirtiyor:

“Son rakamlar, Schröder’in tartışmalı ‘Hartz 4’ reformlarının sonuç vermeye başladığını gösteriyor. Yavaş ama kalıcı. ‘Hartz 4’ ile sadece istihdam piyasasındaki kurallar değil, ülkedeki hava da değişti. Başlangıçtaki protesto dalgası azaldı. Refrom sürecinin sürekli olamayacağı görüşü zayıfladı. Bu durum çalışabilecek durumda olan işsizlere devlet ve sosyal sistem desteği olmayacak anlamına geliyor ve gün geçtikçe daha fazla insan bunun farkına varıyor. Birçoğu için zor bir durum ancak böylece işsizliği bir kader olarak görmeyip, kendi güçleriyle bu durumdan kurtulmaya çalışacaklar.”

Dresdner Neueste Nachrichten gazetesinde de işsizlik rakamları ile ilgili bir yorum yer alıyor.

“Rakamlar ilk bakışta cesaret verici görünüyor. 11 yıldır ilk kez işsiz sayısı Ekim ayından Kasım ayına düşüş gösteriyor. İşsiz sayısı bir önceki yılın altında seyrediyor. Ancak sevinç nidaları atmak için henüz çok erken.”

Süddeutsche Zeitung ise aynı konudaki yorumunda bir parça umut olduğunu söylüyor:

“Normalde, Kasım ayında işsiz sayısı yükselir. Sıcaklık düşer, inşaat ve gastronomi alanlarında işler yavaşlar. Ancak bu yıl 11 yıldır ilk kez işsizlik rakamı düştü. Federal Çalışma Ajansı’nın aylık rakamları abartılmamalı, ancak olumlu bir işaret veriyor. Ancak rakamların ne kadar umut verdiği ilkbaharda belli olacak. Alman ekonomisinin daha fazla dinamiğe ve büyümeye ihtiyacı var.”

Braunschweiger Zeitung gazetesi, Avrupa Merkez Bankası’nın faizleri arttırmasını yorum sütunlarına taşıyor:

“Avrupa Merkez Bankası faizleri arttırarak yanlış zamanda bir sinyal veriyor. Banka, Avrupa’da enflasyonla mücadele ve sendikaları ücretlerde ılımlı olmaya itmeye çalışıyor. Ancak Avrupa Merkez Bankası faiz arttırımına çok erken başladı ve bir zamanlar Deutsche Bank’ın Alman Markı’nın istikrarını korumak için dalgalanmaları durdurması gibi yanlış bir adım atıyor. Çünkü yüksek faizler Avrupa’da şirketler için banka kredilerinin daha da pahalanması ve dolayısıyla hassas dengeler üzerine kurulu büyümenin zarar görmesi anlamına geliyor.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinin aynı konudaki yorumunda ise şu satırlar dikkat çekiyor.

“Faizlerin arttırılması sürpriz değil ancak tartışmalı. Hızlı bir yükseliş uman Fransa, İtalya ve Almanya gibi büyük Avrupa ekonomileri için sıfır oranlı gerçek faizlerle devam etmek işleri daha da kolaylaştırırdı. Ancak Avrupa Merkez Bankası’nın görevi bu değil, euronun istikrarını sağlamak. Bankanın beş yıl aradan sonra yaptığı ilk faiz arttırımı haklı nedenlere dayanıyor. Avrupa’nın üç büyük ekonomisi güçsüz iç konjonktürlerinin nedenlerini kendilerinde aramalıdır. Almanya, İtalya ve Fransa’nın para politikasından Avrupa Merkez Bankası sorumlu değildir.”

İngiltere’de yayınlanan muhafazakar Daily Telegraph gazetesi da Avrupa Birliği’nin bütçe planlarıyla ilgili yorumunda şu satırlar dikkat çekiyor:

“Avrupa Birliği’nin Dönem Başkanı İngiltereye yapılan bütün eleştirilerden sonra Tony Blair’in 2007’den 2013 yılına kadar yapılacak bütçe ile ilgili uzlaşmaya varması bekleniyor. Blair’in elleri bağlı, İngiliz indirimini azaltmaya hazır olması İngiliz kamuoyu ve Maliye Bakanı Gordon Brown’un direnişiyle karşılaşıyor. Zaman azalıyor, iki hafta içinde Avrupa Birliği zirvesi yapılacak.”

Avrupa basınında küresel iklim korumayla ilgili yorumlar da dikkat çekiyor. Neue Ruhr/Neue Zeitung gazetesi, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki eyaletlerde iklim koruma faaliyetlerine değiniyor:

“Amerika Birleşik Dveletleri hiçbir şey yapmıyor değil. Şirketler, eyaletler ve şehirler konuyu, giderek artan enerji fiyatları nedeniyle kendileri keşfetti. Kaliforniyalılar’ın çoğu hammadde sınırlı olduğu için artık pick-up kamyonetlere yetecek benzini sağlayamıyor. Şirketler, rekabet yeteneğine sahip olabilmek için eneerji tasarrufu yapıyor ve bu trend böyle devam etmeli, çünkü uluslararası anlaşmalar dünyanın ısınmasını frenlemek için yetersiz kalıyor. Uzun vadede bunun sonuçları ve enerji tüketimi öyle pahalı olacak ki, alternatif enerji kaynaklarına büyük yatırımlar yapılacak.”

Neue Osnabrücker Zeitung gazetesi de küresel iklim korumada Avrupa’nın üzerine düşen rolü yorum sütunlarına aktarmış:

“Avrupalılar sadece azınlığı oluşturuyor. Bu konuda belirleyici olan Amerika Birleşik Devletleri’nin tavrı. Dünya çapında fosil yakıtlara bağımlılık azaltılmalı. Çin, Hindistan, Meksika ve Brezilya gibi ülkelerde de bu sağlanmalı. Gelişmekte olan ülkeler ise yoksullukla mücadelede kalkınma için daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyor. Dünya çapındaki kömür ve petrol sıkıntısının aşılması gerekiyor. Avrupa Birliği’nin kusursuz davranmasının pek yardımı olmuyor. Çünkü şirketler sadece daha ucuza değil, aynı zamanda daha da fazla kirleterek üretim yapabilecekleri Avrupa dışındaki bölgelere kayıyor.”