1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

2 Mayıs 2013

UEFA Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Merkez Bankası'nın faiz oranını düşürmesi, Alman basınında öne çıkan konuları oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/18Qyn
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

UEFA Şampiyonlar Ligi'nde finalin adı Borussia Dortmund – Bayern Münih. Yarı final rövanş maçında Bayern Münih, Barcelona'yı deplasmanda 3-0 yenerek finale yükseldi ve diğer Alman temsilci Borussia Dortmund'un rakibi oldu. Frankfurter Allgemeine Zeitung, bu başarıyı, Almanya'da Bayern Münih futbol kulübünün başkanı Uli Hoeness'in adının karıştığı vergi skandalı bağlamında şöyle değerlendiriyor: 

"Hoeneß, vergi kaçakçılığını, insanî bir zaaf, borsada kontrolü kaybetme diye örtbas etmeye çalıştı ama görevinden istifa etme olasılığını da tamamen dışlamadı. Tabii Dortmund finalinden önce değil. Burada ilginç olan, söylemindeki bir ayrıntıdır. Dortmundlular geçen son iki yılda şampiyon olduklarında, hırçın oyun tarzları ile Alman Birinci Futbol Ligi’ne yeni bir moda sözcüğü yerleştirmişlerdi. O da 'Hırs'tı. O günden bu yana herkes 'hırslı' bir oyun çıkarmaya çalışıyor, hatta Bayern Münih de öyle. Bu sözcük, Hoeneß skandalı ile gerçek anlamını geri kazanmış oldu. Bayern de, onu Şampiyonlar Ligi finaline favori olarak götüren sözüm ona tutumu ile yeni bir slogan sözcük buldu.  Bu kez etik açıdan kusursuz: Bayern Münih Kulübü‘nün Yönetim Kurulu Başkanı Karl Heinz Rummenigge bir süre önce 'tevazu'dan bahsediyordu."

Stuttgarter Nachrichten gazetesinin Uli Hoeness'in adının karıştığı vergi skandalına dair yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

"Sosyal Demokrat Parti, İsviçre ile Almanya arasındaki vergi anlaşmasına ilişkin, bazılarının zamanında blokaj olarak nitelendirdiği tutumunda haklı çıktığını artık düşünebilir. SPD'nin çabasıyla geçen yıl reddedilen yasa uygulamaya girseydi, diğer vergi kaçakçıları gibi Bayern Münih Futbol Kulübünün Başkanı Uli  Hoeneß de para cezası ödeyerek parasını aklayacak, ancak adı anonim kalacaktı.  Baden-Württemberg Eyaleti Maliye Bakanı Nils Schmid, 'Bu anlaşmayı onaylasaydık, birçok vergi kaçakçısı elimizden kaçacaktı' diye bayram ediyor. Lüksemburg ve Avusturya ile yapılacak anlaşmaların başarısız olması halinde, İsviçre üzerindeki baskının artmaya devam edeceği önceden görülebilecek bir gerçek. Muhtemelen Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble'nin Sosyal Demokrat Partili politkacılara, kendi planına karşı gelip de anlaşmayı reddettikleri için teşekkür etmesi gerekecek."

Berlin’de yayımlanan Tagesspiegel gazetesi ise UEFA Şampiyonlar Ligi finalinde iki büyük Alman takımının karşılaşmasını şöyle değerlendiriyor:

"Almanların aklı başında tavırları ile, heyecandan yoksun Başbakanı veya Teknik Direktör Jupp Heynckes altında bile başarılı olabileceği ortaya çıktı. Fakat Kıbrıs’ta Hitler bıyıklı Merkel pankartları havaya kaldırılıyorsa bu, bir yanlış anlamadır. Sevgili Avrupalı komşular, Almanya’nın gücü, Nazi mirasına karşı mesafeli duruşla ortaya çıktı.  Biz alçakgönüllü olmak, borç konusu dahil olmak üzere deneylere girişmemek, kimseye hükmetmemek, insanlara yardım etmek, saygı görmek ve hatta sevilmek istiyoruz. Biz sadece doğru olanı yapmak istedik, dayanıklı ürünler, biraz ihracat, biraz gündem, iyi bir futbol istedik. Ve bu şekilde bir numara olunabileceğini hiç hesaba katmamıştık."

Geçiyoruz Avrupa’da yankı bulan bir başka gelişmeye… Avrupa Merkez Bankası Euro Bölgesi’ndeki güdümlü faiz oranını, yüzde 0,5’e çekerek, rekor bir orana düşürdü.  Avrupa Merkez Bankası  Başkanı Draghi, bu karara, ekonomik kriz ve enflasyon tehlikesinin düşüklüğünü gerekçe gösterdi. Basın turumuzu Berliner Zeitung’un konuya ilişki yorumu ile noktalıyoruz:

"Euro Bölgesi’ndeki bankaların sorunu pek de likidite eksikliği değil. Avrupa Merkez Bankası zaten çoktan bankalara, istedikleri miktarı veriyor. İşte şimdi de bu önlemin uygulanma süresini ve hiçbir bankanın likidite sıkıntısı nedeniyle batmama garantisini uzattı. Bankaların Avrupa Merkez Bankası’ndan para almaya devam edecekleri işin bir yönü. Diğer yönü ise bunu ödünç vermemesi. Zira Güney Avrupa’daki küçük ve orta ölçekli işletmeler ya hiç kredi alamıyor ya da bunun için çok yüksek faizler ödemek zorundalar."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Demir

Editör: Beklan Kulaksızoğlu