1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

03.06.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Tuba Tuncak3 Haziran 2005
https://p.dw.com/p/AbqO

Alman ve diğer Avrupa basınında yer alan yorumlarda, AB Anayasası referandumları ve buna bağlı olarak Euro’nun değer kaybetmesi ağırlık taşıyor. Yorumlarda, Fransa ve Hollanda’da AB Anayasası’nın reddedilmesinin sebepleri irdeleniyor. Bu sebepler arasında genişleme ve Türkiye’nin üyeliğinden duyulan korku gösteriliyor. Alman Die Welt gazetesinin yorumu şöyle:

“Şimdi de Hollandalılar ‘hayır’ dedi. Bu ülkeden çıkan sonuçta, Fransa’da olduğu gibi, pek çok sebep rol oynadı. Hükümete duyulan tepki bunlardan ilki. Bugün erken seçim yapılsa Hollandalılar’ın sadece yüzde 16’sı şimdiki hükümete oy vereceğini belirtiyor. Bunun yanı sıra bezginlik ve tek bir ulus olarak kalma dileği de sonucu etkiledi elbette. Doğu Bloku çöktüğünden, AB genişlemeye başladığından, Euro’ya geçildiğinden ve Türkiye’nin AB üyeliği mümkün göründüğünden beri, Avrupa’daki tüm kesimlerde bir ‘süper devlet’ olmaktan duyulan korku için için artıyor.”

Die Welt başka bir yorumunda ise Alman Hristiyan Birlik partilerinin Türkiye’ye ilişkin planlarına yer veriyor. Yorum şöyle:

“Hristiyan Birlik, Avrupa’da doğan krizi, federal hükümeti Türkiye politikasını değiştirmeye zorlamak için kullanıyor. Alman muhafazakarları bir yıl önce Türkiye için ‘imtiyazlı ortaklık’ önerirken, Avrupa’da tek başına kalmışlardı. Ama şimdi, İspanya’nın Dışişleri Bakanı bile AB’nin, Türkiye ile üyelik müzakerelerine başlamadan bir kez daha düşünmesi çağrısında bulunuyor. Alman Hristiyan Sosyal Birlik Partisi lideri Edmund Stoiber, ‘Başka hükümetlerin de bu çağrıya uyması, oldukça muhtemel’ derken, ülkesindeki erken seçim kampanyasında Türkiye’yi malzeme olarak kullanacaklarının sinyalini veriyor.”

Hamburger Morgenpost, AB’nin halk arasındaki imaj kaybını, politikacıların tavır ve açıklamalarına bağlıyor. Gazete, buna Hollanda Başkanı Jan-Peter Balkanende ve İngiltere Hazine Bakanı Gordon Brown’un ülke içindeki sorunların sorumluluğunu, işlerine geldiği gibi, Avrupa’ya yüklemesini örnek gösteriyor. Anayasa referamdumu ile ilgili bir diğer yorum da Süddeutsche Zeitung’dan:

“Tarih içinde yaşanan krizler, Avrupa’nın yapı taşlarını oluşturmuştur. Ama şimdi durum farklı. Çünkü Avrupa, aynı anda birden çok darbe yedi. İki ülkede alınan Anayasa yenilgisinin yanı sıra pek çok ülkede hükümetler güven bunalımı yaşıyor. Fransa, referandum yenilgisini hükümette değişikliğe giderek aşmaya çalışıyor, İtalya hükümeti zaten sürekli krizde, Polonya’da hükümet değişikliğine ‘oldu olacak’ gözü ile bakılıyor. Bütün bu etkenler, Avrupa’da bir vizyon boşluğu doğuruyor. Anayasa, genişleme ve ilişkilerde derinleşme şeklindeki Avrupa’nın iki önemli ayağına destek vermeyi amaçlıyordu. Bu nedenle Anayasa olmadan daha da genişlemeye kalkışılmamalı.”

Aachener Nachrichten adlı gazetede ise AB’yi daha şeffaf, daha demokratik ve daha işler hale getirmeyi amaçlayan bir anayasanın, aynı dilekleri paylaşan Avrupa vatandaşları tarafından reddedildiğine dikkat çekiliyor. Yorumda, “Bu uzun süre ameliyat bekleyen, ama fırsat doğduğunda ameliyat olmayı reddeden bir hastanın tavrına benziyor” deniyor.

Fransız Le Monde gazetesi de AB Anayasası’yla ilgili gelişmeleri şöyle yorumluyor:

“Anayasa projesi karşıtlarının iddia ettiğinin aksine, AB’nin bir B planı yok. Bu da arka arkaya alınan iki ret yanıtının, AB’yi ciddi bir krize sürüklediği anlamına geliyor. Her ne kadar Birlik, Nice Anlaşması temelinde yoluna devam edecekse de politik açıdan uğradığı dinamizm kaybı öyle kolay kolay aşılacak gibi değil.”

Danimarka gazetesi Berlinske Tidende’nin yorumu da bu görüşü destekler nitelikte:

“AB politikacıları Anayasa metni üzerinde hararetli biçimde çalışırken, temel sorunların çözümü ile ilgilenmeyi unuttular. Bunun cezası iki referandumda birden ret yanıtı almak oldu. Bunun için vereceğimiz akıl gayet açık: Anayasa’yı unutun! Şimdi Avrupa’yı kurtarma ve entegrasyon sürecinin devamı için uygun bir temel arama zamanıdır. Anayasa şimdiki haliyle ölmüş sayılır. Onaylama sürecini yapay olarak hayatta tutma girişimi, Avrupa porjesine zarar verecektir.”

Avusturya gazetesi Der Standard onaylama sürecinin durdurulması gerektiğini savunurken, Avrupa basınında irdelenen bir başka konu da referandum sonuçlarına bağlı olarak Euro’nun değer kaybetmesi. Alman gazetesi Berliner Zeitung’un değerlendirmesi şöyle:

“Euro, referandumlarda belirginleşen Avrupa karşıtı havayı hissetti. Euro’nun değer kaybetmesi, para birimimin bir demokratik araç olmadığını gösteriyor. Demokrasi, tartışma ve uzlaşma gerektiriyor, bir para birimi ise açık güç dengeleri ve istikrar. AB Anayasası’nın reddedilmesi Euro için bir felaket sayılmaz, ama son durum, Avrupa para biriminin temelinin ne kadar sallantılı olduğunu gösteriyor.”