1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

03.09.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Hülya Topcu3 Eylül 2004
https://p.dw.com/p/AbtT

Avrupa basınında bugün ağırlıklı olarak Kuzey Osetya’daki rehine krizi, Fransa’da okullarda yürürlüğü giren türban yasağı, New York’ta sona eren Cumhuriyetçi Parti Kurultayı, Almanya’da dün açıklanan işsizlik rakamları ile basında sansür tartışmaları öne çıkıyor.

Varşova’da yayımlanan Gazeta Wyborcza, Kuzey Osetya’daki rehine dramına dikkat çekiyor:

"Vladimir Putin, çok zor bir karar vermek zorunda. Ya güvenlik güçlerine okula operasyon düzenlemeleri emrini verecek ya da Çeçenler'le müzakerelerin yeniden başlatılmasına. Uzlaşma yoluna giderse, bu, Kafkaslar’daki savaşı kazandığını ilan eden Rusya’nın yenilgisi ve utancı sayılacak. Bu durumdan iyi bir çıkış yolu yok.”

İsviçre’de yayımlanan Basler Zeitung da aynı konuyu yorum sütünlarına taşımış:

”Eylemcilerin kullandığı yöntem çok acımasız, ama Rus ordusunun Çeçenistan’dan çekilmesi talepleri meşru. En azından savaşın sona ermesi için müzakerelerin başlanmasına ihtiyaç duyuluyor. Rus ordusunun Çeçenistan’ı yerle bir etmesinden sonra Rus hükümetinin konuyla ilgili müzakereler başlatması önerileri artık tabu değil. Almanya Başbakanı Schröder, Çeçenistan’daki devlet başkanlığı seçimleri tartışmalı geçmesine rağmen, Soçi’deki zirvede seçimlerin sorunsuz geçtiğini söyledi. Irak Savaşı sırasında barış çağrıları yapan Başbakan’ın Çeçenistan’la ilgili bu açıklamaları, sorunun diyalog yoluyla çözümlenmesine hizmet etmiyor. Ama Paris’ten Washington’a diğer batılı ülke hükümetlerinin de bu konuda Putin’e yumuşak davrandığı bir gerçek.”

Rehine eylemi ile ilgili seçtiğimiz son yorum muhafazakar Alman gazetelerinden Süddeutsche Zeitung’dan:

"Teröristler rehine eylemiyle öyle bir yöntem seçtiler ki, sorunun çözümü için karşı tarafın insani davranmayı tercih etmesi onun zayıflığı sayılacak. Burada karşı taraf Putin oluyor. Putin, bugüne kadar hiç zayıflık göstermedi. Görevi devraldığı beş yıldan bu yana bu denli zor bir kararla karşı karşıya kalmadı. Rus halkı, Putin’den rehineleri kurtarmasını istiyor. Putin’in bakış açısına göre ise devletin çıkarları insan hayatının önünde geliyor. Putin Rusyası’nda devlet sadece tek bir yolu tanır: Sertliği. Ancak Putin için burada devlet başkanlığı konumu da sözkonusu. Yani teröristler kendisine sadece iki seçenek bıraktı: Sert davranmak ya da insani bir çözüm bulmak.

Avusturya’nın liberal gazetesi Der Standard, Fransa’da okullardaki türban yasağını taşımış yorum sütunlarına:

"Fransa’daki Müslümanlar, Irak’ta kaçırılan iki gazetecinin rehin alma eyleminde kendilerini kurban konumunda hissediyor. Çünkü onlar da bugüne kadar Irak’taki isyancıların talebini, yani türban yasağının yürürlüğe girmemesini istiyorlardı. Alllah adına savaştığını iddia eden bu isyancılarla aynı kefeye konulma korkusu yüzünden yasağa boyun eğdiler. Eğer rehineler öldürülmezse Fransa Cumhuriyeti isyancılara müteşekkir kalacak. Fransızlar, böylesine sakıncalı konularda nadir olarak dayanışma örneği sergiliyor.”

Köln’de yayımlanan Kölner Stadt-Anzeiger gazetesi ise New York’ta sona eren Cumhuriyetçi Parti Kongresi’ni ele almış. Yorumda, Bush’un rakibi Kerry’e oranla çok başarılı bir seçim kampanyası yürüttüğü vurgulanıyor:

”Bush rakibinin açıklamalarındaki çelişkiden yararlanıyor. Demokratlar’ın sorunu, John Kerry’nin, seçim kampanyasında Irak Savaşı’na karşı, Bush’un savaşı savunduğu kadar başarılı bir çalışma yapamaması. Kerry kendisi de savaşa onay verdi ve Irak’ta kitle imha silahı bulunamamasına rağmen bugün de savaşa onay vereceğini açıkladı. Bu koşullar altında Kerry’nin seçim kampanyasında Irak Savaşı’na karşı çıkarak oy toplama şansı da ortadan kalkıyor.”

Almanya’nın Hagen kentinde yayımlanan Westfalenpost gazetesi de Cumhuriyetçi Parti Kurultayı'nı değerlendiriyor:

"Cumhuriyetçiler’in kurultay yeri olarak New York’u seçmeleri boşuna değil. 11 Eylül saldırısının yapıldığı, dünyaya barış getirmek için Irak’a savaş açılmasına neden olan Dünya Ticaret Merkezi, kurultay salonuna hiç de uzak değil. Savaşı savunan Başkan Bush, terörizmle mücadelenin ülkeyi güçlendirmesini hedefledi. Ancak bu mücadele, ABD’de zaman içinde tartışmalara neden oldu. Ülkedeki Bush karşıtı kampanyalar da bunun göstergesi. Amerikan birlikleri, Irak’ta bir yenilginin ardından diğerini alıyor, birçoğu da yaşamından oluyor. Ebu Gureyb Cezaevi’ndeki işkence skandalı Amerikan ordusunun imajına zarar verdi. Bush seçmenlerin önünde kötü bir savaş karnesiyle duruyor.”

Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi ise Almanya’da dün açıklanan işsizlik rakamları ve bununla bağlantılı olarak hükümetin istihdam piyasasında yapmak istediği reformları konu ediniyor. Yorumda, işsizlik rakamlarında kaydedilen küçük gerilemenin umut yarattığı belirtiliyor:

”Bu umut, iş piyasası için de geçerli. Aylardır gelen felaket haberlerinden sonra Almanya’da işsizlerin sayısının artamaması teselli etkisi yarattı. Ancak bu çok abartılmamalı. Geçtiğimiz yıl yaşanan toplu işten çıkarmaların yaraları kolay sarılamaz. İşletmelerin yine geniş çapta işe insan alması ise uzun sürecek. Bu olumsuzluk, iş piyasasındaki değişikliğin habercisi olarak kendisini önce geçici işler piyasasında gösteriyor.”

Basın özetleri için seçtiğimiz son yorum, Prenses Caroline’in AİHM’nde açtığı bir davayı kazanmasının Almanya’daki sansür tartışmalarını gündeme getirmesiyle ilgili. Mahkeme, Prenses Caroline’in, özel yaşamında çekilen fotoğraflarını izinsiz yayınlayan bir dergiye açtığı davada haklı olduğuna karar vermişti. Alman hükümeti, bu karara itiraz etmesi yönündeki çağrıları reddetmişti. Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Passauer Neuen Presse gazetesine verdiği demeçte, bu kararın basında sansüre neden olacağı yönündeki eleştirilere katılmadığını belirtiyor. Schröder yorumda, ”Karar kesinlikle basında eleştirel haber ve yorumların çıkmasını tehlikeye atmıyor" diyerek, hükümetin karara itiraz etmemekle doğru davrandığını savundu.