1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

03.11.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Yeşim Kasap3 Kasım 2005
https://p.dw.com/p/Abod

Avrupa basınında iki konu ön plana çıkıyor bugün: Alman siyasi arenasındaki gelişmeler ve Fransa’nın başkenti Paris’te yakaşık bir haftadır devam eden sokak çatışmaları analiz ediliyor.

Alman siyaset sahnesinde, Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Franz Mürntefering ve Hıristiyan Sosyal Birlik Lideri Edmund Stoiber’den sonra, enine boyuna tarşılan kişi Sosyal Demokratlar’ın liderliğine soyunan Matthias Platzeck. Düsseldorf’da yayımlanan Rheinische Post gazetesi, Platzeck’in Sosyal Demokrat Parti’nin liderliğini yürütecek kapasiteye sahip olduğundan şüpheli:

“Platzeck’i Sosyal Demokratlar bile doğru dürüst tanımıyor. İyi biri olarak bahsediliyor O’ndan, ama sadece iyi olmak bir partiyi yönetmek için yeterli değil. İnşallah Platzeck, kendisinin, partisinin ve ülkenin selameti açısından yeterince güçlüdür. Ama en azından reform yanlısı. Hatta bu konuda Schröder’den bile daha kararlı görünüyor.“

Münchner Merkur gazetesi de Platzeck’i zorlu bir görev beklediğini yazıyor:

“Platzeck’ten beklenen şu: Fraksiyon savaşlarının yaşandığı Sosyal Demokrat Parti’de yeniden birliği sağlamak. Bu yetmiyormuş gibi bir de büyük rakipleri Hıristiyan Birlikçiler ile Büyük Koalisyon’u oluşturması gerekiyor. Zira, Schröder ve Müntefering olmadan Sosyal Demokrat Parti tekrar seçime gitmeyi göze alamaz. Fakat bu durum aslında Platzeck için bir şans. Liderlerini devirmenin şoku altında partilileri bir süre disipline edebilir. Ve bu sırada bazı başarılara imza atabilir, yeni bir rol modeli oluşturabilir. Zaten Sosyal Demokratlar’ın ihtiyacı olan da bu: Yeni bir lider.“

Gazeteler ayrıca, Hırıstiyan Birlik lideri ve Almanya’nın müstakbel başbakanı Angela Merkel ile Sosyal Demokrat Parti lideri Platzck’in ortak yönleri olduğuna vurgu yapıyor. “Doğu’dan gelen kurtarıcılar“ başlığını atan Berliner Zeitung, Merkel’in zamanında Doğu Alman olduğu için zorluk çektiğini, ancak Platzeck için aynı şeyin söz konusu olmadığını yazıyor. Gazete şöyle revam ediyor:

“Platzeck, Sosyal Demokratlar açısından bir şans. Çünkü birçok Sosyal Demokrat’ın geçtiği süreçlerden geçmedi. Yani Platzeck yeni tip bir Sosyal Demokrat denebilir. Sosyal Demokrat Parti yeni liderinin peşinden giderse iyi eder. Platezck pragmatik ve parti programından bağımsız davrandığı sürece başarılı olacaktır. Büyük Koalisyon’da da önemli işler başarabilir. Almanya’yı krizden iki Doğu Alman’ın çıkarması muhtemel.“

Tagesspiegel gazetesi de hem Merkel’in hem Platzck’in partileri içinde kamplaşmalarda yer almadıklarını, bunun ülkenin geleceği açısından önemli bir rol oynadığını belirtiyor:

„Platzeck de Angela Merkel gibi tesadüfler sonucunda partisinin başına geçti. Her iki Doğu Alman lider de eski formüllerin artık işe yaramadığı anlaşıldığında önemli pozisyonlara getirildi. Almanya dev sorunlarla boğuşurken, dümende, politikaya yeni bir soluk getirecek iki yeni kaptanın bulunması hayırlı.“

Ancak kimi yayın organları Platzeck-Merkel çiftine ve Büyük Koalisyon’a şüpheyle yaklaşıyor. Frankfurter Rundschau gazetesi, dereyi görmeden paçaları sıvamanın yanlış olacağını yazıyor:

„Merkel’in kabinesinde bulunanların partilerin liderleri olmaması, işleri zorlaştırıyor. Ayrıca yeni liderleri Platzeck ile Sosyal Demokrat Parti’nin adımlarını önceden tahmin etmek de zorlaştı. Uzun lafın kısası durum genel olarak çok da parlak değil.“

Süddeutsche Zeitung gazetesi ise daha da karamsar bir manzara çiziyor. „Mart’ta yeniden seçim“ başlığını kullanan gazetede şöyle deniliyor:

„Berlin’de kaos hakim. Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor. Fakat sesi duyulmayar tek kişi, Almanya’nın müstakbel başbakanı Angela Merkel. Merkel daha şimdiden acınası bir görüntü sergiliyor. Yapıcı veya yönlerdici bir rol oynamıyor. Siyasetçiler, boş buldukları alanda at koşturuyor.

İsveç gazetesi Svenska Dagbladed de benzer bir yorumda bulunuyor:

„Berlin’de işler karma karışık. Durum giderek daha da kötülüşiyor. Büyük Koalisyon daha kurulmadan çatırdama başladı. Yeniden seçime gidilmemesi için mucize gerekiyor.“

Alman basınında dikkat çeken bir başka konu Paris’te yaşanan sokak çatışmaları. İtalyan Corriera delle Serra gazetesinde şu yorum göze çarpıyor:

„Fransa’da tansiyon giderek yükseliyor. 20 yıl önce olduğu gibi şimdi de kentlerin yenileme planları yapılıyor. Hükemet yetkilileri, gençler ve kurbanların ailelerini kabul ederek onlarla görüşüyor. Bu dilsizlerin dile gelmesi anlamına geliyor.“

Fransız La Liberte L’est gazetesinde ise şu satırlara rastlamak mümkün:

“Gerilla savaşına andıran görütüler şehrin göbeğinde yaşanıyor. Aslında işin bu noktaya gelmesi şaşırtıcı değil. Hükümet de yeni anladı durumun ne denli vahim olduğunu. Villepin hükümeti Kasım ayı sonunda yeni bir plan hazırlamış olacak. Ama hala her an her şey olabilir.“