1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

04.01.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Çelik Akpınar4 Ocak 2005
https://p.dw.com/p/Abs5

Alman gazetelerinde ve diğer Avrupa basınında bugün yine Güney Asya’daki afet ağırlıklı olarak çeşitli açılardan ele alınıyor. Almanya’da yayınlanan Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, bölgeye başlatılan yoğun çaplı yardımların hedefine ne ölçüde ulaşıp ulaşmadığını sorgulayan yorumunda özetle şu görüşlere yer veriyor:

“Yardım yapmaya hazır olanlar, kitlesel yardımların nerelere ulaşabildiği, nerelerde ihtiyaç duyulduğu gibi soruları kendilerine yöneltiyor ve herşeyden önce kalkınma yardımlarının bu ülkelerdeki bazı sorunların ortadan kalkmasına pek de yardımcı olamayacağı gibi gerçeklerle yüz yüze kalıyorlar. Daha iyi koordinasyon sağlamak, bu ülkelerle ikili işbirliğine gitmek gibi talepler de bazı soru işaretlerine takılıp kalıyor: Hindistan gibi nükleer bir güç, böyle bir işbirliğine neden ihtiyaç duysun ki? Ortak yardım kampanyaları aslında daha ziyade, Sri Lanka’dan Endonezya’ya kadar uzanan yolsuzluklarla mücadele hedefine yönelmek zorunda değil midir? Askeri yönetimlerin damgasını bastığı bu ülkelerden hangi biri çıkıp da bu hedefe yönelik yardımları kabul eder ki ?“

Neue Westfaelische Zeitung gazetesi ise yorumunda Alman turistlerin de yaşamını yitirdiği afet nedeniyle Almanya’da ulusal yas ilan edilmesi yönünde bazı politikacıların yaptığı çağrıları eleştiriyor. Yorumda şu satırları okuyoruz:

“Güney Asya’da dev dalgaların yol açtığı felaket, tüm dünyada dev bir merhamet ve bağış dalgasının oluşmasına neden oldu. Olayın etkisi çeşitli alanlara yayılıyor. Şimdi de partilerüstü bir kesimden ulusal yas töreni yapılması talepleri gelmeye başladı. Güney Asya’da yaşananlar gerçekten ürkütücü boyutta. Ama biz Almanlar, afetin bu ülkelerde kısmen büyük bir yoksulluk içinde yaşayan insanlar için ne anlama geldiğini anladığımızı iddia edebilir miyiz? Elbette ki merhamet duyarız ve bu kadar çok bağış yapmak da dayanışmanın büyük bir göstergesi. Ancak yas, çok bireysel olan, yukarıdan emirle yerine getirilmesi mümkün olmayan, Başbakanımızın kendi amaçları doğrultusunda kullanamayacağı bir duygudur.“

Kölner Stadtanzeiger gazetesi ise tamemen zıt görüşte. Gazete yorumunda, Güney Asya’daki sel kurbanları için düzenlenecek ulusal yas töreninin olağan sayılması gerektiğine işaret ediyor. Yorumda şu görüşlere yer veriliyor:

“Politikacıların bu yöndeki talepleri bazılarının yüzünün gerilmesine neden olsa da, bu konuda ortaya çıkan toplumsal enerji, kurbanlar için onurlu ve birçok vatandaş için de gerekliliği kavranmış bir anma törenine dönüşmelidir. Eğer endişeler doğru çıkacak olursa, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana bu kadar sayıda Alman’ın canına mal olmuş başka bir afet yaşanmamıştır bugüne kadar. Her ailenin yakınlarından ya da uzak çevresinden bir kurban verdiğini söylersek fazla abartmış olymayız herhalde. Bu olağanüstü durumda sergilenecek ortak bir anma töreni, en resmi kademedeki merhamet jestinden daha önemli olacak, insanların manevi değerlerinin bir ifadesi olacaktır.“

Almanya dışındaki Avrupa ülkelerinde yayınlanan gazetelerde de deprem ön planda. Sol liberal Fransız Liberation gazetesi, özellikle büyük işletmelerin afetzedeler için medya önünde büyük bağış kampanyaları başlatırken, kendi çıkarlarını da göz ardı etmedikleri görüşünü savunuyor. Ancak gazete, ardında ne gibi hedefler olursa olsun, bu bağışların afetzedelere kesin yarar getireceğine de işaret ederek yorumunu “Umarız bu dayanışma, en muhtaç durumdaki afetzedeler için etkili bir yardıma dönüşür ve bu yardımlar televizyon kameralarının bulunmadığı dönemlerde de devam ettirilir“ şeklinde tamamlıyor.

Liberal İsveç gazetesi Dagens Nyheter de yardımların uzun vadeli olması gerektiğine değindiği yorumda özetle şu görüşleri savunuyor:

“… Bölgeye yardımların etikili olup olamayacağı, kurbanların evlerine gönderilmesinden ve televizyon kamerelarının da bölgeden ayrılmasından sonra kendini daha iyi belli edecek. Özellikle içme suyu sağlanması, salgınların engellenmesi ve tahrip olmuş altyapının yeniden imarı önemli. Yapılan işlerin başarılı olması için siyasi iradenin yanısıra, iyi bir erken uyarı sistemi ve her şeyden önce sabıra ihtiyaç var. Bir anlaşmazlık, ya da sorun, ilk ateşkesten sonra kendi başına bırakılmamalıdır; çünkü başarısızlığa uğrayan barış süreçleri, asıl anlaşmaztan daha tehlikeli sonuçlar doğurabilir.“

İsviçre’de yayımlanan Basler Zeitung gazetesinin yorumunda ise ortaklaşa olarak acıları kabul etme ve acılarla başetmenin, birliktelik duygularını güçlendirdiğini belirtiyor. Bu anlamda tüm dünya insanlığının, acıları kabul etmek ve acıların üstesinden gelmek suretiyle bir bütün olarak güçlendiğini vurguluyor.