1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

04.02.2004 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Nihat Halıcı4 Şubat 2004
https://p.dw.com/p/Abvp

İran’da muhafazakarla reformcular arasındaki iktidar çekişmesi, İsrail’in bazı Yahudi yerleşimlerini boşaltma planı, Kuzey Kore’nin nükleer geliştirme programına ilişkin yeni görüşme turları ve Fransız siyasetçi Alain Juppe hakkındaki yargı kararının yankıları, Alman basınının mercek altına aldığı konular arasında.

Berlin’de yayımlanan Der Tagesspiegel, İran’da muhafazakarla reformcular arasındaki iktidar çekişmesini analiz ediyor:

“Bütün dünya, İran’da büyük umutlar bağlanan bir deneyin nasıl eriyip gittiğini gözlemekle yetiniyor. Yaklaşık yedi yıl önce Muhammed Hatemi beklenmedik bir şekilde devlet başkanlığına seçilmişti. Muhafazakarlar yenilgiye uğramış, İran geleceğe daha umutla bakar olmuştu. Aradan geçen iki seçim devresinin ardından, İran’da düzeni içeriden değiştirme çabaları başarısızlığa uğramış durumda. İran parlamentosunda reformcu milletvekillerinin istifalarını açıklamaları, aslında muhafazakar cepheyi baskı altına alma çabalarının son aşaması. Bir anlamda kavgayı başlatan muhafazakarlardı. Görünen o ki, kavgada galip gelecek olanlar da muhafazakarlar. O halde reformcuların şimdiye kadar yaptığı bütün mücadele boşuna mıydı? Reformcular, İran’ı değiştirdi. İktidar kavgasını yitirmiş olabilirler, ama toplumda geri dönüşü olmayan bir açılım sağladılar. Herşeye rağmen, yalnızca daha fazla demokrasi isteyen bir hareketin tıkanıp kaldığını görmek üzücü. Çünkü yıllar boyu öğrenciler, gazeteciler, aydınları ve çok sayıda sıradan insan tarafından yürütülen mücadele birçok tehlike içeriyordu. Ve bu mücadele uğruna pek çok kişi yaşamını, sağlığını ve özgürlüğünü ortaya koydu. Baskıcı bir yönetimle idare edilen bir ülkede yaşamayan kimse İranlılar'ın düş kırıklığını tahmin bile edemez. Düzeni içeriden değiştirmeye dayalı İran deneyimi başarısızlığa uğramış olsa da İranlılar'ın daha iyi bir yaşam özlemi varlığını koruyor. Muhafazakarlarla reformcuların mücadelesinin önümüzdeki süreçte nasıl şekilleneceği henüz ortada. Hatemi’nin uğradığı yenilgi, yalnızca bir aşama. İran’da reformcuların önünde tahmin edildiğinden çok daha uzun bir yol uzanıyor.”

Die Tageszeitung, İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un Gazze Şeridi’ndeki Yahudi yerleşimlerini kaldırma planını ele alıyor:

"Ariel Şaron bunu daha önce de yapmıştı: Savunma Bakanlığı döneminde, 1982 yılında, büyük direnişe rağmen Sina yarımadasındaki Jamit yerleşimini kaldırmıştı. Bu yüzden de uluslararası hukuka aykırı durumdaki Gazze Şeridi'nde yer alan Yahudi yerleşimlerini kaldırma planına inanmak gerekiyor. Şaron’un, 70’li yıllardan beri süren ve işgal altındaki Filistin topraklarının işgal edilmesi kararlarının altında imzası yok. Ariel Şaron bir fatih ve asker. Hayata askeri bir gözlükle bakıyor. İsrail ordusu da her türlü ideolojik bakış açısının ötesinde, her zaman Gazze Şeridi'nin boşaltılmasından yanaydı. Gazze Şeridi'nin Yahudi yerleşim birimleriyle donatılması, hem mali hem de güvenlik politikaları açasından bir fiyaskoydu.”

Süddeutsche Zeitung, sütunlarında Kuzey Kore’nin nükleer geliştirme programında gelinen son aşamayı ele alıyor:

“Kuzey Kore, nükleer geliştirme programı hakkında yeniden masaya oturmaya hazır olduğunu ilan etti. Pyöngyang yaklaşık 6 aydır süren çabaların sonunda aslında lütfediyor. Elbette Kuzey Kore’nin kararı memnuniyet verici, ancak görüşmelerden somut bir sonuç elde edilmesini beklemek için henüz erken. Zaman ise Pyöngyang’ın lehine çalışıyor. Kuzey Kore diktatörü Kim Jong İl, başkanlık seçimi telaşı yaşıyan George Bush’un yeni bir cephe açamayacağının farkında. Nitekim ABD Başkanı son Ulusa Sesleniş konuşmasında ‘şer mihveri’ sözünü kullanmadı. Kuzey Kore’ye dönük uyarıları da daha ılımlıydı. Uluslararası durum gözönünde tutulduğunda, Kuzey Kore’nin uzlaşma yönünde adım atmaması beklenebilir. Belki de Pyöngyang, Bush’dan sonra gelecek yeni Amerikan yönetiminin kendisine daha çok ödün vereceğini hesaplıyordur. Hesaplar ne olursa olsun, Kuzey Kore’nin nükleer geliştirme programının bir an önce durdurulması aciliyet taşıyor. Yoksa Pyöngyang yönetimi atom bombası üretme çalışmalarını rahatlıkla sürdürebilecek.”

Neue Zürcher Zeitung ise Fransız siyasetçi Alain Juppe hakkında verilen tecilli hapis cezası kararını değerlendiriyor:

“Alain Juppe adım adım gidiyor. Buna karşılık Cumhurbaşkanı Chirac hala makamını koruyor. Koltuğunu hala korumakla birlikte Chirac’ın bir yandan ahlaki otoritesi diğer yandan siyasi konumu yara aldı. Bu filmi daha önce de izlemiştik. Chirac ilk seçim döneminde de ilan ettiği erken seçimlerde yenilgi almış. Şimdi de yargı kararları Chirac’ın başını ağrıtıyor. Şimdi sorulması gereken soru, Chirac ve sağcı hükümetinin gündemde yer alan reformları hayata geçirebilecek yeterli gücü var mı? Chirac hep böyle ‘zayıf’ bir şekilde mi yönetimini sürdürecek?”