1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

04.03.2004 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Çelik Akpınar4 Mart 2004
https://p.dw.com/p/AbvU

Alman basınından alıntılarımıza Avrupa medya temsilcilerinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı bir mülakata yere vererek başlamak istiyoruz. Mülakatın konusu: Türkiye’nin AB üyeliği. Süddeutsche Zeitung gazetesinde yayımlanan bu ayrıntılı makaleden özetler aktardıktan sonra, Almanya’da cumhurbaşkanlığı için gösterilen ortak aday ve ABD’deki başkanlık ön seçimlerinde gelinen son aşamaya ilişkin yorumlara da yer vereceğiz...

Almanya’nın saygın gazetelerinden Süddeutsche Zeitung gazetesi bugünkü sayısında, Türkiye’nin AB üyeliği konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Avrupa medya temsilcilerinin yaptığı bir söyleşiye yer verdi. Önemli pasajlarını özet halinde aktarmak istediğimiz söyleşinin girişinde, AB’nin Aralık ayında Türkiye’ye beklediği müzakere tarihi vermemesi durumunda, ne yapacağını soran gazetecilere Başbakan Erdoğan şöyle yanıt veriyor: ”Böyle bir durumda dünyanın sonu gelmez. O zaman da bugüne kadar AB ve Kopenhag Kriterleri’ni gözönüne alarak yaptığımız reformları, bundan böyle Ankara Kriterleri adı altında yaparız.”

Başbakan Erdoğan, herşeye rağmen olası bir ret yanıtını halkına ve dünyaya izah etmesinin güçleşeceğine dikkat çekiyor. 1 Mayıs’ta AB’ne üye olacak olan 10 adayın, AB’nin siyasi kriterlerini bile yerine getirmekten yoksun olduğunu anımsatan Başbakan, onyıllardan beri beklemekte olan ülkesinin müzakere tarihi istemesine ret yanıtı verilmesinin hakkaniyete sığmayacağını vurguluyor.

Birliğin Baltık ülkelerini ve sınırları bile olmayan Kıbrıs’ı üye almak istediğine dikkat çeken Erdoğan, Ankara’nın Kıbrıs’taki çelişkili bu durumu çözmek için elinden geleni yapacağını da vadediyor. Türkiye’nin Avrupa ailesi içinde yerini almak istediğini belirten Başbakan Tayyip Erdoğan, AB’nin bir "Hristiyan Klübü” olmadığının söylendiğine işaret ediyor.

Avrupalı medya temsilcileri ile yaptığı söyleşide Erdoğan, AB’nin müzakere tarihini ertelemesi durumunda, bunun kendilerine karşı olan güçlere destek sağlayacağını belirtiyor. Süddeutsche Zeitung gazetesi, bu güçlerle anamuhalefet CHP’den ziyade, daha çok devlet bürokratlarıyla Kemalist cumhuriyetin bekçisi konumundaki askerlerin kastedildiğini vurguluyor.

Almanya’da cumhurbaşkanı seçimleri 23 Mayıs’ta. Cumhurbaşkanı adayının seçilebilmesi için Hristiyan Birlik partileri ile anamuhalefetin stratejik ortağı konumundaki Hür Demokrat Parti’nin oylarına ihtiyacı var. Ortak adayın belirlenmesi konusunda Hristiyan Birlik Partileri ile Hür Demokrat Parti’nin üst düzey yöneticileri günlerdir tartışıyordu ve bugün ortak adaylarını kamuoyuna resmen açıkladılar.

Cumhurbaşkanı adayı seçimine ilişkin olarak Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinde yayımlanan yorumda, anamuhalefet lideri Hristiyan Demokrat Angela Merkel’ın kendi partisi içinden aday gösterilen Wolfgang Schaeuble’yi devredışı bırakarak, Hür Demokrat Parti ile şimdiki Uluslaları Para Fonu Başkanı Horst Köhler üzerinde anlaşmayı yeğlediğini vurguluyor. Gazete, kendi parti başkanı Merkel’ın Hür Demokrat Parti ile oluşturduğu bu red cephesi göz önüne alındığında, Cumhurbaşkanı adayı seçilmemesinin belki de Schaeuble açısından daha hayırlı bile olacağına dikkat çekiyor.

Stuttgarter Zeitung gazetesinin yorumunda da şu satırları okuyoruz:

”Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi partisi içinden aday gösterilen Schaeuble’yi reddeden anamuhalefet lideri Merkel, bu tavrıyla söz sahibinin kim olduğunu ve kardeş Hristiyan Sosyal Birlik’in bile bu konuda kandisini etkileyemeyeceğini sergilemek istiyor. Ama Merkel 2006 yılında başbakanlığa aday olmak istiyorsa, Bavyeralı kardeş partinin başkanı Stoiber’in onayını da almak zorunda olduğunu bilmeli.”

Ve son olarak Pfrozheimer Zeitung gazetesinin ABD’deki başkanlık ön seçimine ilişkin yorumunu aktarıyoruz. Gazete, işbaşındaki Başkan’ın kredisinin yüksek olduğunu ve muhafazakarların bir kez seçim kampanyasına start vermeleri durumunda, demokrat aday John Kerry’nin durumunun güçleşeceğine işaret ediyor ve şöyle devam ediyor:

”Başkan Bush’un rakibi Kerry’nin gerçi başkanlık için bir şansı var. Ama görünen o ki bu şans, Kerry’nin son günlerde kaydettiği başarılar kadar büyük değil.”