04.04.2007 - Alman basınından özetler...

Irak’ta kaçırılan iki Alman’ın video görüntüleri, Almanya’da fidye tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Nürnberger Nachrichten’in yorumunda şu satırlar yer alıyor: “Sinir harbi sürüyor. Sonuç belirsiz, ama umut ışığı var. Rehineleri kaçıranlar siyasi taleplerinin yerine getirilmeyeceğini bildikleri için, eğer İslami fanatizme kapılmaz ve mantıklı hareket ederlerse pokere devam edecek ve Bayan Krause ile oğlu Sinan için fidye miktarını yükseltmeye çalışacaklardır.”

Westdeutsche Zeitung’da ise şu satırları okuyoruz: “Kriz masasının çalışmalarından şüphe duymak için neden yok. Rehinelerin serbest kalması için fidye ödemek rutin iş haline gelmemeli. Her zaman ve koşulsuz elinde para çantasıyla hazır beklemek, adam kaçırmanın karlı bir iş olarak görüldüğü bir piyasa yaratır.”

Berliner Kurier ise siyasilerin zorlu bir kararla karşı karşıya olduğunu belirtiyor: “Ağlayan, yaşama veda eden bir kadın. İnsanın içi buruluyor. Haydutlar ise soğukkanlılıkla video görüntülerini çekiyor. Rehineleri kurtarmak aslında kolay ama bedeli devletin taleplere boyun eğmesi, teslim olması. Bu tür kararlar politikacılar için en zorlu olanlarıdır. Ama teröristlerin şantajlarına boyun eğilmemeli. Gerçek şu ki, rehinelerin hayatı aslında teröristlerin elinde.”

Ukrayna’da Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko’nun meclisi feshetmesinin ardından yaşanan gelişmelerle ilgili yorumlara geçiyoruz. Mannheimer Morgen gazetesinde şu satırlar yer alıyor: “Yuşçenko kısa zamanda Turuncu Devrim’in kahramanı pozisyonundan siyasi satranç tahtasının acıklı figürüne dönüşmeyi başardı. Eskiden sevilmeyen ama şu an halkın takdir ettiği Başbakan Yanukoviç’i devre dışı bırakma denemesi başarılı olamayacaktır. Ukraynalılar şimdiden her derde deva çözümü yüksek sesle talep etmeye başladılar: Erken seçim.”

Berliner Zeitung’un yorumunda ise şu satırları okuyoruz: “Ukrayna, eski Sovyet ülkeleri arasında, devlet başkanının konumunun meclis lehine zayıflatıldığı tek ülke. Başbakan ve kabine üyelerinin çoğu mecliste serbest seçimle işbaşına geliyor. Başbakan Yanukoviç muhtemelen devlet başkanının da doğrudan seçimle değil, meclis tarafından seçilmesini istiyor. Yani Devlet Başkanı ile Başbakan biribirini koltuğundan etmekle tehdit ediyor. Yuşçenko ise rakibini açıkça Rusya’nın desteğiyle hareket etmekle suçluyor. Yuşçenko bu düşüncesinde yalnız değil. Gözlemciler, Yanukoviç’in Rus şirketlerinin lobicisi gibi davrandığı uyarısında bulunuyor. Rakipler uzlaşmacı değil, krizde çözüm görünmüyor.”