04.12.2008 - Avrupa basınından özetler

Fransız gazetesi La Tribune, otomotiv endüstrisinde yaşanan sıkıntıya değiniyor. Gazetenin krizle ilgili değerlendirmesi şöyle:

“Otomobil, 20. yüzyılın sembolüydü ve 21. yüzyılın sembolü olarak da kalacak. Bir ülke iyi bir refaha sahip, ancak otomobil endüstrisi gelişmemiş olabilir. Hollanda ya da kısmen İngiltere'de olduğu gibi. Ama güçlü olmak isteyen birçok ülke ise otomobil üreticilerini korumak istiyor. Otomotiv endüstrisinde yaşanmakta olan güncel krizden çıkış yolu arayanların hayali ise geleceğin otomobiline üretebilmek. Yani havayı kirletmeyen ve yenilenebilir enerji kaynağı ile çalışabilen otomobiller…”

Alman Otomotiv Endüstrisi Birliği, küresel kriz nedeniyle 2009 yılında tüketimin daha da gerileyeceği uyarısı yapmıştı. Almanya’nın dünyadaki önemli otomobil ürecilerinden biri olması nedeniyle konu Alman basınının öncelikli gündem maddesi. Westdeutsche Zeitung'un yorumu şöyle:

“Almanya’nın eskisi gibi en iyi otomobilleri yapması için üreticilerin ihtiyacı olan şey, daha fazla kendine güven… Üreticilerin şimdi çekmecesinden çıkardıkları plan ise çevre dostu arabalar. Zira montaj bantlarının bir an önce dönmesi gerekiyor. Küçük otomobillerin üreticilere getirisi az olsa da sürümden kazanılabilir. Ancak bu konuda devletin yardım eli uzatması, daha fazla işe arayabilirdi.”

Heilbronner Stimme de Alman otomobil üreticilerinin kendini yenilemesi gerektiğini belirtiyor. Gazetede yer alan ifadeler şöyle:

“Esnek çalışma saatleriyle talep azalmasının üstesinden gelinebilir, zira elde edilen kar kafi. Ancak bununla birlikte üreticiler, ürün yelpazesini hızlı şekilde geleceğe uygun hale getirmek zorunda. Hindistan, Çin ve Rusya bu alanda hızla ilerlerken, şu andaki üretilenler yeterli olmayacak. Batı Avrupa ve ABD’de artık başka bir eğilim var: Tüketici, iklime zarar veren otomobiller yerine, daha az zararlı ve ucuz arabaları tercih ediyor. Alman mühendisler, bunun mümkün olabileceğini çok önceden aslında kanıtladı.”

İsviçre gazetesi Tagesanzeiger ise misket bombalarının yasaklanmasına yönelik dün Oslo'da imzaya açılan anlaşmaya değiniyor:

“Misket bombalarının yasaklanması için başlatılan Oslo süreci, 21. yüzyılda devletler hukukunun hala gerilerinde olduğunu açıkça gösteriyor. Girişim, aşağıdan gelmeliydi ve somut sorunlara çözümler üretilmeliydi. İmzacı ülkeler, anlaşmada yer alan koşulların hayata geçirilmesini istiyor… Ancak ülkelerin öncelikle yeni seçilen başkan Barack Obama'nın yönetimindeki ABD'yi yeni antlaşmaya taraf olması konusunda ikna etmeli. Ama ABD dün Oslo'daki imza töreninde yoktu.”

ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Hindistan ve Pakistan’a yaptığı ziyaret Alman basınında geniş yer tutuyor. Bu geziyi Rice’ın dışişleri bakanlarının bir bilançosu olarak değerlendiren Berliner Zeitung'de şu ifadeler yer alıyor:

“Bölgeye dışişleri bakanı olarak yaptığı ilk ziyarette Irak savaşı, Guantanamo ve Bush yönetiminin agresif politikaları nedeniyle ağır suçlamalar dinlemek zorunda kalmıştı. Ancak bu şikayetleri azaltmayı başardı. Zira bir araya geldiği ortakları, Rice’ın hatalarını düzeltmek için çaba gösterdiğini biliyor. Rice, Ortadoğu’da barış sürecini yeniden harekete geçirdi ve Avrupalılarla da ilişkilerini iyileştirdi. Rice, hatta kısa bir süre önce de diplomatik ilişkilerin en alt seviyede olduğu İran’la müzakerelerin yolunu açmıştı.”