1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0607 Presseschau 1

6 Temmuz 2011

Almanya'nın Suudi Arabistan'a zırhlı tank satacağı haberi, Danimarka'nın sınır kontrollerine başlaması ve Alman Anayasa Mahkemesi'nin Yunanistan'a yardım paketini incelemesi, Alman basınından seçtiğimiz yorum konuları.

https://p.dw.com/p/11phh

Der Spiegel dergisinin Alman hükümetinin Suudi Arabistan'a 200'den fazla Alman zırhlı tankı satmayı planladığı yönündeki haberi, iç politikada tartışılmaya devam ediyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung, haberi şöyle yorumluyor:

"Riyad rejimi örnek bir rejim olmaktan çok uzak. Doğru ifade etmek gerekirse, insanları baskı altına alan, diktatör bir rejim. Suudi Arabistan vaktiyle Saddam Hüseyin'in liderliğindeki Irak'ın bölgede oynadığı jeostratejik rolü de üstlenmiş durumda. Basra Körfezi'nde bir iskele, İran'ın genişlemiş Ortadoğu'da gittikçe büyüyen etkisine karşı bir kale. Nükleer silahlar üretmeye çabalayan bir ülkenin hızlı adımlarla ilerlemesini engellemek, Almanya ve Batı Dünyası'nın büyük oranda çıkarına. İran'ın bölgedeki etkisinin, ona karşı olan Arap rakiplerinin güçlendirilmesiyle bertaraf edilmesi ve korkutulması, gerçekçi politikaları da aşan, büyük bir öneme sahip. Bütün bunlar yine de övgüye layık değil. Ancak çelişkilerin birarada olduğu bir bölgede soruna ahlakî bir kesin çözüm de yok."

Nürnberger Nachrichten de aynı konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:

"Suudi Kralı Abdullah, şimdiye dek birçok defa, sahip olduğu güzel silahları sadece Riyad sokaklarındaki geçit törenlerinde kullanmak istemediğini gösterdi. Suudi hava kuvvetleri Yemen'deki rejimi desteklemek için Şii isyancılara karşı muharebe kuvvetlerini harekete geçirdi ve Krallık, haftalarca protestolarla sarsılan Bahreyn'e de 1200 asker gönderdi. Kral, Almanya'dan satın alacağı zırhlı tanklarla ne yapar? Bu silahlar sadece çöldeki savaş ya da çatışmalarda değil, protestolara giden vatandaşlara karşı da kullanılabilir. Bu durum, Tiananmen Meydanı'ndaki başkaldırıdan bu yana Pekin'de olduğu gibi Berlin'de de biliniyor olmalı."

Bugünkü Alman basının yer verdiği bir başka konu ise Schengen Bölgesi'ndeki Danimarka'nın, Almanya ve İsveç sınırında dünden itibaren yeniden sınır kontrollerini başlatması. Lausitzer Rundschau, bunu sert bir dille eleştiriyor:

"Danimarka'nın sınır kontrollerini yeniden başlatması, kızgınlık verici. Bu önlem Schengen Antlaşması'nın esasını oluşturan Avrupa ruhuna da uygun değil. Bu, yeterince biliniyor. Ancak bu tartışmanın saçma sapan çağrılarla giderek sertleşmesinin ve karşılıklı güvensizliğin artmasının da hiç kimseye yararı yok."

Alman gazetelerinde geniş yer bulan bir başka konu, Federal Anayasa Mahkemesi'nin, Almanya'nın Yunanistan'a yardım paketine destek vermesiyle Alman Anayasa'nın ihlâl edilip edilmediğini mercek altına alması. Düsseldorf'da yayımlanan ekonomi gazetesi Handelsblatt, şu yorumu yapıyor:

"Tarih çarkını hiç kimse geri döndüremez, Federal Anayasa Mahkemesi bile. Karlsruhe'deki hakimler kesinlikle artık eski Alman Markı'na dönemeyeceğimizi biliyor. Geleceğimiz iyi ya da kötü euro ile bağlantılı. Bu nedenle borç krizinin Euro Bölgesi'ndeki partnerlerle birlikte aşılması ve borçlu ülkelerden vazgeçilmemesi Almanya'nın politik olarak yararına. Çünkü Euro Bölgesi'ndeki bir ülke batar batmaz, teknenin tamamı da alabora olur. Anayasa Mahkemesi'nin hâkimleri bu politik bağlantıları Alman Anayasası'na duydukları sevgi uğruna tamamen gözardı etmemeli."

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Hülya Topçu


Editör: Murat Çelikkafa