1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

06.12.2011 - Alman basınından özetler

6 Aralık 2011

6 Aralık 2011 tarihli Alman gazetelerinin ağırlıklı yorum konusunu, dün Bonn’da yapılan Uluslararası Afganistan Konferansı teşkil ediyor.

https://p.dw.com/p/13NJq

Düsseldorf merkezli Rheinische Post gazetesinden bir alıntıyla başlıyoruz:

“Afganistan konusunda iki noktada görüş birliği sağlanmış durumda: Birincisi, Taliban’a karşı yürütülen savaşın askerî yöntemlerle kazanılamayacağı. Yani uluslararası askerî birliklerin ivedilikle ülkeyi terk etmesi gerekiyor. İkincisi, yabancı birliklerin tümüyle çekileceği 2014 yılına kadar Afganistan’da kalıcı bir istikrarın sağlanma zorunluluğu. Ancak bu şekilde ülkenin yeniden kaos ortamına sürüklenmesinin önüne geçilebilir. Lâkin buradaki mesele şu: Batılılar için birinci nokta, ikinciye göre çok daha farklı bir önceliğe sahip. Zira Batı’nın, Hindikuş'taki masraflı ve zayiatı bol savaşı bir an önce bitirme arzusu, tüm çabaların boşa gidebileceği korkusundan daha ağır basıyor. Batı, aslında çekilme tarihi olarak 2014’ün erken olduğunun farkında. Ancak vicdanını milyarlık yardımlarla temize çıkarma niyetinde. Pek de tekin bir zât olmadığı anlaşılan Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai de bu durumu kendi çıkarları doğrultusunda kullanıyor. Tamam, belki on yıl öncesine göre bugün Afganistan’da bazı şeyler daha iyi durumda. Ama Afgan halkı bir sonraki adımları kendiliğinden atmazsa, kayda değer bir ilerlemenin sağlanması da pek mümkün görünmüyor.“

Afganistan’daki süreci "kaybedilmiş bir savaş" olarak nitelendiren Neue Osnabrücker Zeitung’dan bir alıntıyla devam ediyoruz basın özetlerine:

“Bundan on yıl önce yine Bonn’da yapılan Afganistan Konferansı’nda büyük bir heyecan ve iyimserlik hâkimdi. Şimdi dünyanın güçlü ülkeleri yine aynı kentte biraraya gelerek aynı gündemi ele aldı. Yeniden imar, barış, uzlaşı, demokrasi ve kadın hakları üzerine nutuklar atıldı. Ancak ortada şöyle bir acı gerçek var: Afganistan savaşı, ümitsiz bir şekilde kaybedilmiş durumda. Almanya Başbakanı Merkel, Afganistan Devlet Başkanı Karzai’den yolsuzluk ve uyuşturucu ticaretini engellemesini istedi. Karzai, bu konuda çaba göstereceğine dair daha önce de neredeyse bin kez yemin etmişti ama nafile. Hiçbir zaman sözünde durmadı. Aksine, durum daha da vahim hâle geldi. Karzai'nin ailesi, Afganistan'da yolsuzluk ve rüşvetin baş aktörleri arasında. Hatta afyon ticareti de Karzai aşiretinden soruluyor artık. Ama bu kriz kazanında Karzai en küçük sorun konumunda. Zira savaşla geçen on yıl, son derece vahim bir tablonun oluşmasına neden oldu. Karzai’nin varlığı ile yokluğu belli değil. Taliban ise gücüne güç katıyor. Uyguladıkları gerilla savaşı taktiği, Batı’yı iyiden iyiye yıldırmış durumda. Taliban’ın şimdi tek yapması gereken, 2014’e kadar son yabancı askerlerin de ülkeyi terk etmesini beklemek. Ardından meydan Taliban’a kalacak. Bu fanatiklerin Bonn’a temsilci göndermeleri beklenemezdi elbet. Buna rağmen bazı Batılı politikacılar, Taliban ile ciddi ciddi barış müzakereleri yapılabileceğini düşünüyor. Bu rüyadan ne zaman uyanacaklar acaba? Taliban’ın diyalogdan ne anladığını, geçen eylül ayındaki eylem gayet net bir şekilde ortaya koyuyor. Eski devlet başkanı Burhaneddin Rabbani, Taliban’ın düzenlediği bombalı saldırıda hunharca katledilmemiş miydi?“

Afganistan Konferası’na dair son bir yorum daha aktarıyoruz. Ulm kentinde çıkan Südwest Presse, Bonn’daki toplantıyı, sıkı pazarlıkların yapıldığı bir çarşıya benzetiyor ve ekliyor:

“Avrupa ve ABD, bir an önce Afganistan'daki birliklerini çekmek istiyor. Kâbil yönetimi ise 'Olur ama bu size biraz pahalıya patlar' diyerek kendini olabildiğince pahalıya satmaya çalışıyor. Karzai ayrıca Batı’nın yardımlarının 2024 yılına kadar devam etmesini de istiyor. Bu noktada da istediğini alması kuvvetle muhtemel. Zira Afganistan’da hemen hiçbir şey yolunda gitmiyor. Uluslararası birliklerin 2014 yılında çekilmesi durumunda, istikrara kavuşmamış ve siyasi açıdan son derece kırılgan bir ülke kalacak geriye. Peki, ne yapılmalı? Bonn’daki konferansın katılımcıları bol bol yardım taahhüdünde bulundu. Zaten başka seçenekleri de yoktu. Gerekli desteği sağlamadan birliklerin çekilmesi, hem halkı hem de ülkeyi ortada bırakmak anlamına gelir. Ama Afganistan’ın paradan daha fazlasına ihtiyacı var: Ciddiyet, reform arzusu ve hedeflerin ıskalanması durumunda caydırıcı yaptırımların uygulanması, yegâne çıkış yoludur.“

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Murat Çelikkafa

Editör: Ercan Coşkun