1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

Murat Celikkafa5 Aralık 2012

Yunanistan'ın Avrupa'nın en fazla yolsuzluk yapılan ülkesi olması ve aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti’nin (NPD) yasaklanmasıyla ilgili hazırlıklar, bugünkü Alman basınında öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/16wNC
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Alman Şeffaflık Örgütü'nün açıkladığı Yolsuzluk Algılama Endeksi'nde Yunanistan'ın 174 ülke arasında 94'üncü sırada gelerek Avrupa'da rüşvetin en yaygın olduğu ülke olmasını, Berliner Zeitung şöyle değerlendiriyor:

Rapordaki tespitleri hafifletmeye gerek yok. Ancak, sıralamada gerilere düşmesi biraz da Yunanların artık daha dikkatli olmalarından kaynaklanıyor. Rüşvet medyada sık sık dile getiriliyor, yatırımcılar bir sorun bilinci geliştirmeye başlıyor, yasama ve yargı nihayet daha sert cezai önlemler alıyor. Tüm bunlar, yolsuzluk algılaması olarak rapora yansıyor. Ancak tüm bu gelişmeler yolsuzlukla mücadeleyi frenlememeli. Şu andan itibaren tüm dikkatler yolsuzluğun her yıl giderek azalması üzerinde yoğunlaşmalı ki, uzmanlar ve işletmeciler bunu fark edip düzelmeye olan inançları kuvvetlensin.

Heilbonner Stimme gazetesinin aynı konuya ilişkin yorumu ise şöyle:

Yunanlar omuz silkip, rüşvetin Yunanistan'da günlük hayatın bir parçası olduğunu ve herkes yaptığı için de dikkat çekmediğini söylüyor. Üniversiteye kaydolmak, ehliyet sahibi olmak ya da daha çabuk inşaat ruhsatı almak ufak bir zarf uzatarak halledilebiliyor. Evet, belki rüşvet, daralan ekonomik gelirle, melun bir gelenek haline gelmiş olmasıyla ya da borç krizi nedeniyle artan yoksulluk baskısı ile belki açıklanabilir ama affedilemez. Ama durumun bu hale gelmesinin önemli bir sebebi de örnek alınabilecek isimlerin azlığı. Zira Atinalı politikacıların rüşvete en çok el açanlar oldukları biliniyor.

Mannheimer Morgen gazetesi euroyu bekleyen tehlikenin sadece Avrupa’nın yolsuzluk şampiyonu Yunanistan’dan gelmediğini yazıyor:

“Kamuoyunda, Yunanistan’ın geleceğinin euronun kaderini tayin edeceği şeklindeki hatalı bir düşünce hâkim. Yolsuzluk sıralamasına bakıldığında Yunanistan’ın yalnız kalmadığı görülür. Ağır borç yükü altındaki İtalya sadece, ilk mahkemede suçlu bulunmuş Silvio Berlusconi gibi bir başbakan çıkarmakla kalmadı ama aynı zamanda yatırımcının güvenini de kaybetti. Avrupa İstikrar Mekanizması’nda İtalya’ya %18’lik kefalet payı düşüyor. Müflis bankalarını kurtarmak için ortaklarından 40 milyar euro yardım alan İspanya ile birlikte bu pay %30’u aşıyor. Bu iki ülke çok kötü duruma düştüğü takdirde istikrar mekanizması uzuvları eksik bir gövdeye döner. Yunanistan da unutulur gider.”

Almanya'nın 16 eyaletinin içişleri bakanları aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti'nin (NPD) yasaklanmasına yeşil ışık yaktı.  Die Welt gazetesi, bu konuyu yorum sütunlarına taşıyor:

“Sanki Alman politikacıları Neonazi terör üçlüsünün işlediği 10 cinayetle ilgili güvenlik birimlerinin tüm hatalarını telafi etmeye çalışıyor. Ancak NPD'nin yasaklanması ile çok şey kazanılmaz. Gerçi siyasi açıdan giderek anlamsızlaşan ve kronik darboğazdaki parti yapısı zayıflatılır. Ancak parti üyelerinin kafasındaki ideoloji yasaklanamaz. 6 bin üyenin bir kısmı kendine benzer örgütlerde yuva edinir, bir kısmı İç İstihbarat Teşkilatı'nın zor takip edebileceği gizli gruplara karışır. Şurası kesin ki, yasak ne terör saldırılarını ne de aşırı sağcıların şiddet olaylarını engelleyebilir.”

Stuttgarter Zeitung'un aynı konuya ilişkin yorumu ise şöyle:

“Madalyon gibi yasaklamanın da bir yüzü daha vardır. Yasaklama girişimi bile NPD'nin insan onurunu hiçe sayan ideolojisini gözler önüne çıkarır. Aynı zamanda bu partinin şiddet eylemlerine duyulan hayranlığı da. Bu sayede orta sınıfa kadar uzanan toplumsal suskunluğun verdiği gizli onay da kırılmış olur. Yasaklama safdillerin etrafı ateşe verenlerle kaynaşmasını ve onların marifetlerini zararsız gibi göstermesini zorlaştırır.”

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Demir

Editör: Ahmet Günaltay