1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

07.01.2009 - Avrupa basınından özetler

Derleyen: Ahmet Günaltay7 Ocak 2009

Gazze Şeridi’ne yapılan İsrail askeri müdahalesi ve Ukrayna ile Rusya arasındaki doğal gaz anlaşmazlığının Avrupa’da da kendini hissettirmeye başlaması bugünkü Avrupa basınının öncelikle ele aldığı konular.

https://p.dw.com/p/GTSc

Financial Times Deutschland gazetesinin doğalgaz krizini konu alan yorumu şöyle:

“Ukrayna egemen bir devlet olduğu sürece transit kozunu tamamen kaybetmek istemeyecektir. Bu nedenle, içinde bulunduğumuz krizi yeni doğalgaz anlaşmazlıklarının izleyeceğine kesin gözüyle bakılabilir. Rusya, Brüksel’in protestolarına aldırmayarak, komşusu ile arasındaki anlaşmazlıkta batıdaki müşterilerini mağdur etmekten çekinmiyor. Moskova ve Kiev’in bölgedeki çıkarları aynı olduğundan anlaşmazlığın siyasi mi yoksa ekonomik nedenlere mi dayandığı tartışma götürür. Rusya’dan doğalgaz ithal eden Avrupa ülkeleri bundan tek bir sonuç çıkarabilirler. O da, enerji ikmali daha geniş bir tabana yayma planlarını fiiliyata geçirmek olabilir.”

Fransız Nice-Matin gazetesi AB’nin enerji politikasını gözden geçirmesi ve enerji bağımlılığından kurtulmak için pahalı yatırımlardan kaçınmaması gerektiği görüşünde. Avusturya’nın Salzburger Nachrichten gazetesi geleceği olmayan ve bağımlılık yaratan doğalgaz ve petrol gibi enerji hammaddelerinin terk edilmesini salık veriyor. İsviçre gazetesi Neue Zürcher Zeitung ise Vladimir Putin’in enerjiyi siyasi araç olarak kullanmaktan vazgeçmeyeceğini savunuyor:

“Ukrayna’ya yapılan muamele ve doğu ve güneydoğu Avrupa ülkelerinin de dolaylı olarak gaz krizinden etkilenmesi, Rusya’nın güvenilir bir ticari ortak olamayacağını gösteriyor. Rusya’daki birçok tesisin eskimiş olması, yatırımların ertelenmesi ve yabancı sermayenin caydırılması da güvensizliği artırıyor. AB hiç olmazsa Moskova karşısında yek vücut olmalı ve münferit üyelerinin mağdur edilmesine katlanmayacağını göstermeli. Avrupa’nın çıkarları meydanda. Bütün iş bu çıkarları kollayıp korumakta.”

Rusya'ya ticarette güvenilemeyeceği görüşünü savunan gazeteler arasında İspanyol El Mundo da var. Varşova’da yayımlanan Rzeczpospolita adlı Polonya gazetesi ise AB’nin enerji politikasını eleştiriyor:

“Rusya, gaz savaşı ilan ettiği batının şantaja ne kadar dayanabileceğini sınamaya çalışıyor. AB ülkeleri ise, gemisini kurtaran kaptandır prensibiyle hareket ediyor. Almanya, Bulgaristan’a nasıl yardımcı olunabileceğini değil, Alman tüketicinin gazsız kalmaktan nasıl korunabileceğini düşünüyor. Polonya , Slovakya’daki gaz ocaklarının yanmadığını bildiği halde kendi rezervlerinin daha ne kadar yeteceğini hesaplıyor. AB’nin ortak enerji politikası yok ve yakın geleceğe kadar da olmayacak. Çünkü bu durumda Rusya’yı karşısına alması gerekecek. Almanya’nın Baltık boru hattından vazgeçmesi gündeme gelecek. Bütün bunlar kulağa masal gibi geliyor.”

Avrupa basınının İsrail-Hamas çatışmasına ayırdığı yorumlara gelince. İtalyan La Republica, ya şimdi, ya hiç prensibiyle hareket eden İsrail’in düşmanlarını silah zoruyla caydırtma yeteneğine yeniden kavuştuğunu kanıtlamaya mecbur olduğunu, aksi takdirde İsrail devletinin varlığını sürdürmesinin zorlaşacağını yazıyor. Fransız Le Figaro gazetesi ise Cumhurbaşkanları Sarkozy’nin arabuluculuk girişimini övüyor:

“George Bush ortalıkta görünmez, Barack Obama da 20 Ocak’tan önce elini göstermeye yanaşmazken, Nicolas Sarkozy’nin İsrail ile Filistinliler arasındaki arabuluculuk rolünü üzerine alması takdirle karşılanmalı. Sarkozy ihtilafın kuvvet kullanarak ortadan kaldırılamayacağını ve silahlı mücadelenin sona ermesi için İsrail’e güvenlik garantisi verilmesinin şart olduğunu açıkça dile getirdi. Sarkozy Ortadoğu’ya yaptığı yıldırım ziyaretle en azından barışçı çözümün hangi temele oturtulabileceğini göstermiş oldu.”